๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 08 Şubat 2010, 22:41:04



Konu Başlığı: Osman b. Mazun un Vefat Edişi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 08 Şubat 2010, 22:41:04
Osman b. Maz´un´un Vefat Edişi


Ensar kadınlarından Ümmül-A´lâ´nın bildirdiğine göre; Mekkeli Muhacirler Medine´ye hicret edip geldikleri zaman, Ensar (Medineli Müslümanlar) onları evlerine indirip ağırlamak için paylaşamadılar, nihayet kur´a çekiştiler.

Kur´ada Osman b. Maz´un kendilerine düştü.[242]

Osman b. Maz´un, onların yanlarında iken hastalanıp,[243] Bedir savaşından sonra,[244] Hicretin 30. ayında, Şaban ayının başlarında[245] vefat etti.[246]

Vefat ettiği zaman, Peygamberimiz Aleyhisselam onun yanına girdi.[247] İki gözünün arasından[248] öptü.[249] Ağladı.[250] Gözlerinden akan yaşlar onun yanağına damladı .[251]

Osman b. Maz´un yıkandı, giydiği elbisesi ile de kefenlendi.[252]

Peygamberimiz Aleyhisselam, onun üzerine dört tekbirle namaz kıldı.[253]

Ümmü´l-A´lâ, Osman b. Maz´un´a:

"Ey Ebu Sâib! Allah seni rahmetine kavuşturdu! Allah´ın sana ikramda bulunduğuna ben şehadet ederim!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Allah´ın ona ikramda bulunduğunu sen nereden biliyorsun?" diye sordu.

Ümmü´l-A´lâ:

"Bilmiyorum! Babam, anam sana feda olsun yâ Rasûlallah! Allah ona ikram etmez de, kime eder?" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Ona Rabbinden ölüm gelmiş, şimdi o ölmüş bulunuyor.

Vallahi, ben onun hakkında ancak hayır dilerim.

Ben, Allah´ın Resûlü olduğum halde, bana ne yapılacağını ben bilmem!" buyurdu.[254]

Osman b. Maz´un´un zevcesi de:

"Osman b. Maz´un! Cennet sana kutlu olsun!" demişti.

Peygamberimiz Aleyhisselam ona hiddetli bir bakışla bakıp:

"Sen bunu nereden biliyorsun?!" diye sordu.

Kadın:

"Yâ Rasûlallah! O senin süvarin ve sahabin ya!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Vallahi, ben onun iyiliğinden başka birşey bilmiyorum!

Ben Resûlullah olduğum halde, bana ne yapılacağını ben bilmem![255]

Onun hakkında, ´O Allah´ı ve Resûlünü severdi´ demen yetişir!" buyurdu.[256]

Ümmü Hârice de Osman b. Maz´un´un vefatında onun mutluluğa erdiğini tebrik ve tebşir edince, Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Kim bu konuşan?" diye sordu.

Ümmü Hârice:

"Yâ Rasûlallah! Osman b. Maz´un´durbu!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Evet! Osman b. Maz´un´dur bu! Onda biz hayırdan başka birşey görmedik!

Bununla birlikte, Resûlullah olduğum halde, vallahi bana ne yapılacağını ben bilmem!" buyurdu.[257]

Peygamberimiz Aleyhisselamın Osman b. Maz´un gibi faziletli bir sahabi hakkında böyle buyurması ashaba çok ağır geldi, onları kaygılandırdı.[258]

Peygamberimiz Aleyhisselam, Osman b. Maz´un için:

"Sen dünyadan hiçbir şeye bürünmeden çıkıp gittin!" buyurdu ve onu Bakiyy kabristanında hazır lanan kabrine gömdürdü.[259]

"Osman b. Maz´un; o, bizim ne güzel selefimizdir!"´ buyurdu.[260]

Allah ondan razı olsun!

Osman b. Maz´un´un kabrinin başında, Peygamberimiz Aleyhisselamla birlikte, Osman b. Maz´un´un oğlu Sâib, Osman b. Maz´un´un iki kardeşi Abdullah ve Kudâme ile Hâris´in oğlu Ma´mer de ayakta dik-ildiler.[261]

Bakiyy kabristanına Muhacir Müslümanlardan ilk gömülen, Osman b. Maz´un oldu.[262]

Peygamberimiz Aleyhisselam kızı Hz. Rukayyeyi kabre koydururken de:

"Hayırlı selefimiz Osman b. Maz´un´a katıl!" buyurmuştur.[263]

Ümmü´l-A´lâ der ki:

"Osman b. Maz´un´dan dolayı mahzun bir halde uyuduğum zaman, rüyamda ona ait akar bir su gördüm. Gidip bunu Peygamber Aleyhisselama haberverdim. Peygamber Aleyhisselam ´Bu, onun ame lidir!´ buyurdu."[264]



[242] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 396, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 436, Buhârî, Sahih, c. 2, s. 71.

[243] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 436, Buhârî, Sahih, c. 2, s. 71.

[244] İbn Hacer, el-İsâbe, c. 2, s. 464.

[245] İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 396, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1053.

[246] İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 396, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 436.

[247] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 436, Buhârî, Sahih, c. 2, s. 71, İbn Abdilbeır, İstiâb, c. 3, s. 1 055, İbn Esîr, Usdu´l- gâbe, c. 3, s. 600.

[248] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1053.

[249] İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 396, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 436.

[250] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 206, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 315, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1055, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 3, s. 600, İ bn Hacer, el-İsâbe, c. 2, s. 464.

[251] İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 396, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 206.

[252] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 436, Buhârî, Sahih, c. 2, s. 71.

[253] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 397.

[254] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 398, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 436, Buhârî, Sahih, c. 2, s. 71.

[255] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 398, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 237, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 190, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1056, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 600.

[256] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 399.

[257] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 436.

[258] İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 398, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1 , s. 335, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 190, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3,s.1O56.

[259] İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 397, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1055, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 600.

[260] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1053.

[261] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 399-400.

[262] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 397, Mus´abu´z-Zübeyrf, Nesebi Kureys, s. 393.

[263] İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 395, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1 , s. 335.

[264] İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 398, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 436, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 601.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/47-50.