๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 04 Şubat 2010, 13:20:08



Konu Başlığı: Müşriklerin Übeyy b. Selûle Ültimatomları
Gönderen: Sümeyye üzerinde 04 Şubat 2010, 13:20:08
Mekkeli Müşriklerin Abdullah b. Übeyy b. Selûl´e Ültimatomları  



Peygamberimiz Aleyhisselam Mekke´de iken, Kureyş müşrikleri Mekke´ye gelen yabancıları Peygamberimiz Aleyhisselamla görüştürmemek, İslâmiyetin yayılmasını önlemek için ellerinden geleni yapmaktan geri durmamışlardı.

Nitekim, Tufeyl b. Amr ile[260] Müslüman olmak için Mekke´ye gelen şairÂşâ´nın ve daha birçok­larının Müslüman olmasını engellemeye çalışmışlardı.[261]

Müşrikler Mekke´de yaptıkları ile de kalmadılar. Medine´de de, Peygamberimiz Aleyhisselam a karşı, daha o Medine´ye gelmeden Medineli münafıklarla işbirliği yaparak bir zümre oluşturdular.

Peygamberimiz Aleyhisselam Medine´nin Küba köyüne gelip Külsûm b. Hidm´le Sa´d b. Hayseme´ye konuk olduğu zaman, Amr b. Avf oğullarından bazı münafıklar geceleyin Peygamberimiz Aleyhisselamın kaldığı evi taşladılar ve Peygamberimiz Aleyhisselamı:

"Bu nasıl komşuluk ve koruyuculuk?!" diyerek sitemlendirdiler.[262] Peygamberimiz Aleyhisselamın yerleşmeye ve tutunmaya başladığını gören Kureyş müşrikleri, Bedir savaşından önce Abdullah b. Übeyy b. Selûl ile Evs ve Hazrec´den onunla birlikte olan putperest Medinelilere gönderdikleri mektup­ta:

"Muhakkak ki, siz bizim adamımızı yanınızda barındırmakta bulunuyorsunuz.

Andolsun ki, siz ya onu öldürürsünüz, ya da yurdunuzdan çıkarırsınız!

Aksi takdirde bütün Arap toplulukları ile birlikte üzerinize yürür, sizin savanlarınızı öldürür, kadın­larınızı kendimize helal kılarız!" dediler.

Bunun üzerine, Abdullah b. Übeyy b. Selûl ve onunla birlikte hareket eden Medineli müşrikler, Peygamberimiz Aleyhisselamla çarpışmak üzere biraraya geldiler.

Peygamberimiz Aleyhisselam, bunu haber alınca, onların yanına vardı, ve:

"Herhalde, Kureyşîlerin tehdidi sizi son derece etkilemiş olmalıdır. Onların tehdidi ile size vereceği zarar, sizin bizimle çarpışarak kendinize vermek istediğiniz zarardan daha fazla değildir!

Demek siz kendi öz oğullarınız ve kardeşlerinizle çarpışmak, onları öldürmek istiyorsunuz!?" buyu-runca, münafıklar dağıldılar.[263]



Müslümanlar Arasında Kardeşlik Kurulması


Peygamberimiz Aleyh iss elam; Medine´ye geldikten sonra, Mekkeli Müslümanlardan (Muhacirlerden) bazılarını, hem kendi aralarında birbirleriyle, hem deMedineli Müslümanlarla (Ensarla) ikişer ikişer kardeş yaptı.[264]

Bu kardeşlik, maddî ve manevî yardımlaşma ve birbirlerine çoluk ve çocuklarından önce varis olma esasına dayanıyor;[265] bilhassa yurttan yuvadan, kavim ve kabileden ayrı düşmenin verdiği garipliği, mahzunluğu gidermeyi, Mekkelileri Medine´ye ve Medinelilere ısındırmayı ve kendilerine destek ve güç kazandırmayı amaçlıyordu.[266]

Bu hadise Peygamberimiz Aleyhisselamın Medine´ye gelişinden beş ay sonra vuku bulmuş[267] ve Enes b. Malik´in evinde olmuştur.[268]

Rivayete göre; Peygamberimiz Aleyhisselama içinde kâfur kokusu bulunan yeşil toprak bir çanak getirilip verilmiş, Muhacirlerle Ensar onun içine ellerini batırarak antlaşmışiardır.[269]

İbn Sa´d´a göre; Enes b. Malik´in evinde ikişer ikişer kardeş yapılan Müslümanların sayısı 45´i Mekkeli Muhacirlerden, 45´i Medineli Ensardan olmak üzere 90 kişi idi.

Onların 50´si Muhacirlerden, 50´si de Ensardan olmak üzere, 100 kişi olduklarını söyleyenler de vardır.[270]

Belâzurî; 22´şerden 44 kişinin,[271]

İbn. Seyyid; 41´erden 82 kişinin,[272]

İbn Habîb; 56´şardan 112 kişinin ismini tesbit ve kaydetmiştir.[273]

Kaynaklarda isimleri açıklananların sayısının 124´ü bulduğu görülür.[274]

Kurulun kardeşlikten doğan varis olma hükmü Enfâl sûresinin Bedir savaşından sonra inen 75. âyeti ile kaldırılmış;[275] bu kardeşlik yardıma, yedirip içirmeye, bir de öğüde münhasır kalmıştır.[276]

Medineli Müslümanlar (Ensar), Muhacirleri, Medine´ye daha ilk geldikleri gün evlerine indirmek, ağırlamak için, birbirleri ile yarışa girmişler; anlaşamadıkları, onları paylaşamadıkları için, iki okla çek­ilmedikçe, Muhacirlerden hiçbiri onlardan hiçbirinin evine inememişti.[277]

Ensar, bu kadarla da kalmadılar:

"Yâ Rasûlallah! Hurmalıklarımızı da, Muhacir kardeşlerimizle aramızda bölüştür!" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam, onlara:

"Hayır! Öyle olmaz!" buyurdu.

Bunun üzerine, Ensar Muhacirlere:

"Öyle ise, timarve sulama zahmetini siz üzerinize alınız da, sizi hurma mahsulüne ortak yapalım!" dediler.

Bunu Peygamberimiz Aleyhisselam da uygun gördü.

İki taraf da:

"İşittik ve itaat ettik!" diyerek bu yoldaki tensibi kabullendiler.[278]

Ensar, arazilerinin fazlalarını da, Peygamberimiz Aleyhisselama bağışladılar ve hatta:

"Yâ Rasûlallah! İstersen, evlerimizi de al!" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam, onlara hayır dua etti. Bağışlanan arazileri, Muhacir sahabilerine bölüştürdü.[279]

Yüce Allah onların hepsinden razı olsun![280]


[260] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c.3, s. 21, 22, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 237.

[261] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 28.

[262] Yâkubî, Târih, c. 2, s. 41.

[263] Zühri, Mâgazf, s. 71, 72, Abdrrrezzak, Musannef, c. 5, s. 358-359, Ebru Dâvud, Sünen, c. 3, s.156, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvvie,c.3,s.178,179.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/79-80.

[264] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre c. 2, s. 150-152

[265] İbn Sa´d, Tabakkatü´l-kübra, c. 1, s. 238, c. 3, s. 22.

[266] Süheylî, Ravıdu´l-ünüf, c. 4, s. 296.

[267] İbn Abdilberr, İstiab, c. 1, s. 42.

[268] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 238, 239, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 111, 281, Buhari, Sahih,

c. 3, s. 57 c. 8, s. 154, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1 960, Ebu Davud, Sünen, c. 3, s. 129.

[269] İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 363, 364 (eski baskı).

[270] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 238.

[271] Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 270-271.

[272] İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 201-202.

[273] İbn Habıb, Kitâbu´l-muhabber, s. 71, 75.

[274] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 151, 152, İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 23, 600, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 270, 271.

[275] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 238, t 3, s. 22, Ebu Dâvud, c. 3, s. 128,129.

[276] Buhârî,Sahîh,c.3, s. 57, Ebu Dâvud, Sünen, t 3, s. 128.

[277] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 396, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 436, Buhârî, Sahih, c. 2, s. 71.

[278] Buhârî,Sahırı,c.3, s. 67.

[279] Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1, s. 5, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 270, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 195,196, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 1, s. 343.

[280] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/80-82.