๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 25 Şubat 2010, 19:01:55



Konu Başlığı: Müşriklerin Muhtemel Bir Saldırılarına Karşı Tedbir Alınışı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 25 Şubat 2010, 19:01:55
Müşriklerin Muhtemel Bir Saldırılarına Karşı Tedbir Alınışı



Peygamberimiz Aleyhisselamla Kureyş müşrikleri arasında, elçiler birbiri ardınca gelip gidiyor-du.[320]

Peygamberimiz Aleyhisselam, Ensardan Evs b. Havlî, Abbâd b. Bişrve Muhammed b. Mesleme´yi, Hudeybiye´de, geceleri sabaha kadar sıra ile nöbet tutup karargâh çevresinde dolaşmak üzere kuman dan tayin etmişti.

Hz. Osman´ın Mekke´de müşriklerce tutulup serbest bırakılmadığı sıralarda, bir gece, Muhammed b. Mesleme, Peygamberimiz Aleyhisselamın atı üzerinde dolaşıyordu.

O gece, Kureyş müşrikleri, Mikrez b. Hafs´ın kumandası altında 50 kişi göndermişler.[321] bu baskın birliğini gönderirken de, onlara Peygamberimiz Aleyhisselamın karargâhının çevresinde dönüp dolaş malarını, Müslümanlardan herhangi birini yakalamalarını,[322] veya ansızın baskın yapıp onlara zarar verdirmelerini emretmişlerdi.

Muhammed b. Mesleme ile arkadaşları, onları yakalayıp Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına getirdiler.[323]

Mikrez b. Hafs kaçtı, yakalanamadı.

Kureyş müşriklerinin esirleri, İslâm karargâhında bir müddet tutuklandılar.[324]

Bunlar, İslâm karargâhını oka ve taşa tutmuşlardı.

Peygamberimiz Aleyhisselam onları affetti, serbest bıraktı.[325]

Adamlarının yakalanıp hapsedildiklerini haber alınca, Kureyş müşrikleri Peygamberimiz Aleyhisselamla ashabının üzerine bir askerî birlik daha saldılar.

Taşlar ve oklarla çarpışıldı .[326]

Peygamberimiz Aleyhisselamla ashabının sabah namazını kılmakta oldukları sırada, Mekkeli müşriklerden silahlı 80 kişi, ansızın baskın yapmak üzere, Ten´im dağından iniverdiler.

Peygamberimiz Aleyhisselam, onları da, yakalattıktan sonra serbest bıraktı[327] ve kendilerine:

"Siz buraya herhangi bir kimsenin taahhüdü üzerine mi, yoksa emanı üzerine mi geldiniz?" diye sordu.

Onlar:

"Hayır!" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam onları da serbest bıraktı.[328]



[320] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 603, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 97.

[321] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 602.

[322] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 329, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 602.

[323] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 602.

[324] Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 705.

[325] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 329.

[326] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 602.

[327] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 124, 125, Taberî, Tefsir, c. 26, s. 94.

[328] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 87, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 461.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/301-302.