Konu Başlığı: Müslümanlara İçme Suyu Sağlanışı Gönderen: Sümeyye üzerinde 04 Şubat 2010, 17:00:36 Müslümanlara İçme Suyu Sağlanışı ve Bahçe Sulama İşinin Düzene Konuluşu Peygamberimiz Aleyhisselam; Medine´ye geldiği zaman, Medine´de Rûıme kuyusundan başka tatlı su bulunmadığını görüp: "Rûme kuyusunu; Cennette ondan daha hayırlısı karşılığında, kim satın almak[451] ve kendi kovasını Müslümanların kovalanyla eşit kılmak ister?" buyurunca, Hz. Osman onu[452] öz malından bir kısmiyia[453] satın alıp.[454] Peygamberimiz Aleyhisselama: "Rûme kuyusunu şu kadara satın aldım!" dedi. Peygamberimiz Aleyhisselam: "Ecir ve sevabı sana ait olmak üzere, onu Müslümanlara vakfet, içir!" buyurdu.[455] Rûme kuyusu, Akîkte,[456] Akîk vadisinin aşağısında, sel sularının biriktiği yerin yakınında idi. Kuyunun çevresi taşla örülü, derinliği onsekiz, eni sekiz zira idi. İki zira kadarı su ile dolu idi. Rivayete göre; bu kuyuyu ilk önce Müzeyne kabilesinden bir adam kazdırmış, sonradan Rûmetü´l-Gıfârî´nin malı olmuştu.[457] Rûmetü´l-Gıfârî, kırbasını bir müdde (iki avuç dolusu şeye) satardı.[458] Rûme kuyusu, birYahudinin de eline geçmişti. Yahudi de, onun suyunu Müslümanlara satar, hiç kimseye parasız bir damla su içirmezdi.[459] Hz. Osman Yahudiye gidip kuyuyu ondan satın almak istedi. Fakat Yahudi tamamını satmaya yanaşmayınca, kuyunun yarı hissesini ondan oniki bin dirheme satın aldı ve ona: "İstersen, su almak için iki gün benim hisseme ayır; istersen, bir gün bana, bir gün sana ayır!" dedi. Yahudi: "Olur! Bir gün senin için ayrılmış olsun, bir gün de benim için!" dedi. Hz. Osman´ın su alma gününde, Müslümanların su alma ihtiyacına iki gün bile kâfi gelmedi. Bunun üzerine, Yahudi: "Sen benim kuyu işimi bozdun! Öteki yarı hisseyi de satın al!" dedi. Hz. Osman onu da oniki bin dirheme satın aldı.[460] Hz. Osman´ın Rûme kuyusunun tamamını otuzbeş veya kırk bin dirheme satın aldığı rivayeti de vardır.[461] Peygamberimiz Aleyhisselam; Medinelilerin sulama işlerini de düzene koydu. Medine´nin Mehzur[462] ve Müzeynib[463] sulan hakkında: "Yukarıda bulunanın, suyu, ayak bileklerine yükselinceye kadar tuttuktan sonra aşağıdakine salmasına hükmetti.[464] Bathan vadisi suyu hakkında da aynı şekilde hüküm verdi. Mehzur suyu hakkında verdiği hükme göre; hurmalık sahipleri suyu ayak bileklerine, ekinciler ise nalın (takunya)larının tasmalarına yükselinceye kadar tutacaklar, bundan sonra, kendilerinden aşağıda bulunanlara salacaklardı.[465] Peygamberimiz Aleyhisselam, suyun fazlasını satmayı da yasakladı.[466] "Otların korunması için suyun fazlası esirgenmez."[467] "Kuyunun suyu, su almaya gelenlerden esirgenmez!" buyurdu.[468] [451] Ahmed b. Hanbel, M üsned, c. 1, s. 75, Buhârî, Sahîh, c. 3, s. 74, Tirmizi, Sünen, c. 5,. 627, Beyhakî, Sünenü´l-kübrâ, c. 6, s. 1 68, Begavf, Mesâbfhu´s-sünne, c. 2 s. 198, Muhibbut-Taberî, Rıyâdu´n-nadrâ, c. 2, s. 123. [452] Buhârî, Sahili, c. 3, s. 74, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 627, Beyhakî, Sünen, c. 6, s. 16, Begavf, Mesâbfhu´s-sünne, c. 2, s.198. [453] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 75, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 627, Beyhakî, Sünen, c. 6, s. 168, Begavf, Mesâbfhu´s-sünne, c. 2, s. 198, Muhibbut-Taberî, c. 2, . 1 23. [454] Ahmed b. Hanbel, c.1, s. 75, Buhârî, c. 3, s. 74, Tirmizî, c. 5, s. 627, Begavf, c. 2, s. 198. [455] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 70, Muhibbut-Taberî, Rıyâdu´n-nadrâ, c. 2, s. 1 22. [456] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 504. [457] Semhûdi, Vefâu´l-vefâ, c. 3, s. 970, 971. [458] Muhibbu1-Taberî, Rıyâdu´n-nadrâ, c. 2, s. 122, Semhûdî, Vetâu´l-vetâ, c. 3, s. 969. [459] Semhûdi, Vefau´l-vefa, c. 3, s. 968. [460] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1039,1040, Muhibbul-Taberî, Rıyâdu´n-nadrâ, c. 2, s. 122,123, Semhûdî, Vefâu´l-vefa, c. 3, s. 970. [461] Semhûdi, Vefâu´l-vefâ, c. 3, s. 968-969. [462] Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 744, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 316, Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1, s. 9. [463] Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 744, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 830, Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1, s. 9. [464] Mâlik, Muvatta, c. 2, s.744, İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 1 0, s. 161, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 16, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. . 830, Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1, s. 9. [465] Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1, s. 10. [466] Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1197, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 278. [467] Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 744, Buhârî, Sahîh, c. 3, s. 75, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1198, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 277, Tirmizi, Sünen, c. 3, s. 572, Beyhakî, Sünenü´l-kübrâ, c. 6, s. 152. [468] Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 745, Beyhakî, Sünenü´l-kübrâ, c. 6, s. 1 52. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/158-160. |