๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Şubat 2010, 12:35:23



Konu Başlığı: Münafıklar ile Benî Nadîr Yahudilerinin Tutum ve Davranışları
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Şubat 2010, 12:35:23
Münafıklar ile Benî Nadîr Yahudilerinin Tutum ve Davranışlarının Kur´ân-ı Kerîm´de Açıklanışı  



Medineli münafıklarla Benî Nadîr Yahudilerinin tutum ve davranışları ve akıbetleri hakkında inen âyetlerde şöyle duyurulur

"Ehl-i Kitabdan o küfreden kardeşlerine:

´Andolsun, eğer siz yurdunuzdan sürülür, çıkarılırsanız, biz de muhakkak sizinle çıkar, gideriz!

Sizin aleyhinizde, hiçbir kimseye hiçbir zaman itaat etmeyiz!

Eğer sizinle harp edilirse, muhakkak ve muhakkak, biz size yardım ederiz!1 demekte olan o münafık­ları görmedin mi?!

Halbuki, Allah şehadet eder ki, onlar muhakkak yalancıdırlar!

Andolsun ki; onlar yurtlarından çıkarılacak olurlarsa, bu münafıklar onlarla birlikte çıkıp gitmezler!

Eğer onlar muharebeye tutuşurlarsa, yardım da etmezler!

Şayet yardım etseler bile, andolsun ki, mü´minler karşısında dayanamayarak arkalarına dönüp kaçarlar!

Sonra da, kendileri hiçbir yerde yardım göremezler!

Muhakkak ki, onların yüreklerinde, Allah´tan ziyade, sizin korkunuz var!

Bu da, onların anlamaz bir kavim olmalarıdır.

O münafıklar ve Yahudiler, müstahkem kasabalarda yahut duvarlar arkasında, surlar, hisarlar içinde siperlenmeden, sizinle toplu bir halde çarpışamazlar.

Onların kendi aralarında çarpışmaları şiddetlidir.

Sen onları derli toplu sanırsın.

Halbuki, onların kalbleri darmadağınıktır.

Bu da, onların akıllarını kullanmaz bir kavim olmalarındandır.

O Nadîr oğullarının hali, kendilerinden az öncekilerin (Kaynuka oğullarının) hali gibidir ki, onlar yap-tıklarının kötü akıbetini dünyada tatmışlardır.

Onlar için, ahirette de çetin bir azap vardır.

Nadîr oğullarını muharebeye teşvik eden münafıkların hali de, şeytanın hali gibidir:

Çünkü, şeytan insana ´Küfret!´ der de, o küfredince:

´Ben gerçekten senden uzağım! Çünkü, ben Âlemlerin Rabbi olan Allah´tan korkarım!1 der.

Nihayet, ikisinin de akıbeti, gerçekten, temelli ateşin içinde kalmaları olmuştur!

İşte, zalimlerin cezası budur!"[118]

Nadîr oğulları Yahudilerinin sürgün edilmeleri üzerine inen âyetlerde de, şöyle buyurulmustur:

"Ehl-i Kitabdan küfredenleri ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O´dur, Allah´tır!

Siz onların çıkıp gideceklerini sanmamıştınız.

Onlar da, kalelerinin Allah´ın azabına gerçekten mani olacağını sanmışlardı.

İşte, onlara hesaba katmadıkları cihetten Allah´ın azabı geliverdi!

O, bunların yüreklerine korku düşürdü.

Öyle ki, evlerini hem kendi elleriyle, hem mü´minlerin elleriyle harap ediyorlardı!

İşte ey akıl sahipleri! Siz bundan ibret alın!

Eğer Allah onlara bu sürgünü yazmamış olsaydı bile, hiç şüphesiz, dünyada kendilerini yine şidde­tle azapl andıracaktı.

Çünkü, onlar gerçekten Allah´a ve Peygamberine aykırı hareket ettiler.

Kim Allah´a aykırı hareket ederse, şüphe yok ki, Allah çetin azaplıdır."[119]

Benî Nadîr savaşı münasebetiyle inen âyetlerde mü´minlere de şöyle uyarı ve açıklama yapılmıştır:

"Siz herhangi bir hurma ağacını kestiniz yahut kökleri üzerinde bıraktınız ise, hep Allah´ın izniyledir. Bu izin de* fâsıkları rüsvay edeceği için (verilmiş)´dir.

Allah´ın onların mallarından Peygamberine verdiği fey´e (zahmetsiz ganimete) gelince, siz bunun için ne ata, ne deveye binip koşmadınız!

Fakat, Allah, peygamberlerini dileyeceği kimselere galip kılar.

Allah herşeye hakkıyla kadirdir.

Allah´ın fethedilen memleketler ahalisinden peygamberine verdiği fey (ganimet):

Allah´a,

Peygamberine,

Hısımlara,

Yetimlere,

Yoksullara,

Yolda kalmış olanlara aittir; tâ ki, bu mallar içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir devlet olmasın!

Peygamber size ne verdi ise, onu alınız!

Size neyi yasak etti ise, ondan da sakınınız!

Allah´tan korkunuz! Çünkü, Allah´ın azabı çetindir.

Özellikle, fey; hicret eden fakiri ere aittir ki, onlar Allah´tan birfazl ve inayet ve hoşnutluk ararlar ve Allah´a ve Peygamberine (canlarıyla, mallarıyla) yardım ederler.

Onlar, Allah´a ve Peygamberine yardım ederlerken, yurtlarından ve mallarından mahrum edilerek çıkarılmışlardır.

İşte bunlar, sadıkların ta kendisidirler!"[120]


[118] Haşr: 11-17, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 382-383, Taberî, Tefsîr, c. 28, s. 45-51.

[119] Haşr:2-4.

* Fesad için değil (jbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 202, Taberî, Tefsir, c. 18, s. 35).

[120] Haşr 5-8, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 380-382, Taberî, Tefsîr, c. 28, s. 3240.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/300-302.