๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Şubat 2010, 12:31:48



Konu Başlığı: Mücahidlerin Yaralarına Bakmayarak Hamrâül Esed Seferine Katılmaları
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Şubat 2010, 12:31:48
Mücahidlerin Yaralarına Bakmayarak Hamrâü´l-Esed Seferine Katılmaları  



Peygamberimiz Aleyhisselam, Cumartesi günü Uhud´dan Medine´ye döndükten, Pazar günü sabah namazını Mescidde kıldırdıktan sonra, müezzinine (Bilal-i Habeşiye):[567]

"Resûlullah Aleyhisseiam düşmanınızı takip etmenizi size emrediyor! Dün Uhud´da bizimle birlikte çarpışmada bulunmayanlar gelmeyecek! Ancak çarpışmada bulunanlar gelecekler!" diye seslenerek duyurmasını emir buyurdu.[568]

Peygamberimiz Aleyhisselamın bu tedbire başvurması, müşriklere Müslümanların hâlâ güçlü olduk­larını hissettirmek, yenilgiye uğramış olmalarının kendilerini korkutmadığını gösterip onları korkutmak için idi.[569]

Müşrikler her ne kadar Mekke´ye dönmek üzere Uhud´dan ayrılmış iseler de, onların geri dönüp Medine üzerine yürüyebileceklerinden endişelenilmekte idi. Bunun için:

"Düşmanların ardısıra kim gidip onları takip eder?" buyurulunca, bu davete İslâm mücahidlerinden yetmiş kişi hemen icabet etti.[570]

Sa´d b. Muaz, kabilesi olan Abduleşhel oğullarının yanlarına varıp:

"Resûlullah Aleyhisseiam düşmanınızı takip etmenizi size emir buyuruyor" dedi.[571]

Abduleşhel oğullarından[572] Abdullah b. Sehl ile Râfi´ b. Sehl[573] Peygamberimiz Aleyhisselamla

birlikte savaşmışlar ve yaralı olarak da Medine´ye dönmüşlerdi.

Peygamberimiz Aleyhisselamın düşmanı takip için Müslümanları davet ettirdiğini işittikleri zaman: "Resûlullah Aleyhisselamla birlikte olan bir savaşı kaçırır mıyız hiç? Vallahi, bizim için bir binit de

yok! Hem yaralıyız da!?" dedilerse de, yarası diğerine nazaran hafif olan ağır olanı gâh yürüttü, gâh

sırtında taşıdı, düşmanı takip seferinden geri kalmadılar.[574]

Useyd b. Hudayr, yaralarının tedavisiyle uğraşmayı bırakarak:

"Ben Allah´ın ve Resûlünün davetini işittim ve ona boyun eğdim!" dedi ve hemen silahlanıp Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına geldi.

Sa´d b. Ubâde de, acele hazırlanıp hareket etmelerini Benî Sâidelere emretti. Onlar da, hemen silahlarını kuşanıp geldiler.

Ebu Katâde de, Hurbâ halkına:

"Şu seslenen kişi düşmanınızı takibe çıkmanızı Resûlullah Aleyhisselamın size emrettiğini bildiriy­or!" deyince, onlar da yaralarının tedavisini bırakarak silaha sanldılar.[575]

Düşmanı takip için Hamrâül-Esed seferine çıkanların hemen hepsi yaralı idiler

Bu cümleden olarak:

Peygamberimiz Aleyhisselamın rebaiye dişi kırılmıştı. Dudağı, yüzü ve alnı yaralı idi.[576]

Abdurrahman b. Avf, yirmi yerinden,[577]

Talha b. Ubeydullah, yirmidört yerinden,[578]

Hıraş b. Sımme, on yerinden,[579]

Useyd b. Hudayr, ondokuz yerinden,

Kâ´b b. Malik, ondokuz yerinden,

Kutbe b. Âmir, dokuz yerinden,

Tufeyl b. Nûman, onüç yerinden,[580]

Ebu Dücâne, birçok yerlerinden,[581]

Ümmü Umâre Nuseybe Hatun onüç yerinden yaralı idi.[582]

Benî Selimelerden dörtyüz ağır yaralı vardı.

Peygamberimiz Aleyhisseiam, onları görünce:

"Allah´ım! Selime oğullarına rahmet et!" diyerek dua etti.[583]

Sa´d b. Muaz´ın mensup olduğu Abduleşhel oğullarından sağ kalanların hemen hepsi,[584] otuzu yaralı idi.[585]

Bu yaralı mücahidler de, hazırlanıp Ebu İnebe kuyusunun yanında Peygamberimiz Aleyhisselamın safına katıldılar.[586]

Peygamberimiz Aleyhisseiam; düşmanı takibe çıkmalarını mücahidlere emrettiği zaman, baş münafık Abdullah b. Übeyy b. Selûl de:

"Ben de hayvanıma binip seninle birlikte takibe çıkayım mı?" diye sormuştu. Peygamberimiz Aleyhisseiam, ona: "Hayır!" buyurdu.[587]

Peygamberimiz Aleyhisseiam, Mescide girip iki rekat sefer namazı kıldı Mücahidler, Mescidin çevresinde toplanmış bulunuyorlardı.

Takip birliğinin erzakı, Sa´d b. Ubâde tarafından bağışlanan üç deve yükü hurma ile, et ihtiyaçları için yanlarına aldıkları boğazlanacak birkaç deveden ibaretti.[588]

Peygamberimiz Aleyhisseiam, bağlanmış sancağını getirtip Hz. Ali´ye verdi. Sancağını Hz. Ebu Bekir´e verdiği de rivayet edilir.[589]

Peygamberimiz Aleyhisseiam, Medine´de yerine yine İbn Ümmi Mekbum´u vekil bıraktı.[590]



Takip Birliği Hamrâü´l-Esed´de


Peygamberimiz Aleyhisselam; gündüzün odun toplamalarını, gece olunca da herkesin birer ateş yakmalarını emir buyurdu.[591]

Bunun üzerine herkes birer ateş yakınca, beşyüz ateş yandı.

Yanan ateşlerin ışıkları en uzak yerlerden görünür, düşmanları korkutur oldu.[592]

Müşrikler Hamrâü´l-Esed´e gecenin ilk saatlerinde inmişler, sonra da oradan kalkıp gitmişlerdi.

Müşriklerin şairlerinden Ebu Azıe ise, güneş yükselinceye kadar, orada uyuyakalmıştı.

İslâm mücahidleri Hamrâü´l-Esed´e geldikleri zaman uyanıp sağına soluna bakmaya başlamış, Asım b. Sabit onu yakalamıştı.[593]

Ebu Azze:

"Yâ Muhammedi Ben Uhud seferine zorlanarak çıktım. Bakıma muhtaç kızlarım var! Lütfet, beni serbest bırak!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Senin bana evvelce vermiş olduğun kesin söz nerede kaldı?[594]

Vallahi, bundan sonra sen bir daha ellerini yanaklarına süremeyecek ve İki kere Muhammed´i aldat­tım ve onunla eğlendim1 diyemeyeceksin.[595]

Mü´min bir yılanın deliğinden iki kere sokulmaz, ısırılmaz![596]

Vur boynunu şunun ey Zübeyr!" buyurdu.[597]

Ebu Azze´nin boynunun Asım b. Sabit tarafından vurulduğu da rivayet edilir.[598]




[567] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 334, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 49.

[568] İbn İshak.İbn Hişam, c.3, s. 107, Vâkıdî, c. 1,s.334, İbn Sa´d, c. 2, s. 49, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 338, Taberî,c.3, s. 28, Beyhakî, Delâilü´n-nübüwe, c. 3, s. 314, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 164, İbn Seyyid, c. 2, s. 37, Zehebî, Megâzî, s. 181 ,Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 49.

[569] İbn İshak, İbn Hişam, c.3, s. 107, Taberî, c.3, s. 28, Beyhakî, c. 3, s. 314, İbn Seyyid, c. 2, s. 37, Zehebî, s. 181, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 49.

[570] Buhari, Sahîh, c. 5, s. 38.

[571] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 334.

[572] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c.3, s. 107, Vâkıdî, Megâzî, c. 1 ,s.335.

[573] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 335.

[574] İbn İshak, İbn Hişam, c.3, s. 107, Vâkıdî, c.1, s. 335-336, Taberî, T ârfh, c. 3, s. 28, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvvıe, c. 3, s. 314-315, Zehebî, Megâzî, s. 181-182, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 49.

[575] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 334-335.

[576] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 84-85, Vâkıdî, c. 1, s. 243, 244, 247, İbn Seyvid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 1 2, Zehebî, s. 155, 156, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 23-24.

[577] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 88.

[578] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 217.

[579] Vâkıdî, c. 1, s. 335, İbn Sa´d, c. 3, s. 564.

[580] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 334-335.

[581] Vâkidi, Megâzî, c.1, s. 241.

[582] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 269.

[583] Vâkidt, Megâzî, c. 1, s. 334-335.

[584] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 335.

[585] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 316.

[586] Vâkidt, Megâzî, c. 1, s. 334-335.

[587] Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 217, Zehebî, Megâzî, s. 181, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 49.

[588] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 336, 338.

[589] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 336, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 49, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 38.

[590] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c.3, s. 108, Taberî, T ârfh, c.3, s. 28, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 37.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/213-216.

[591] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 338.

[592] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 338, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 49, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 38.

[593] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 309, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 335-336.

[594] Beyhakî, Sünenü´l-kübrâ, c. 9, s. 65.

[595] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 110, Vâkıdî, Megâzî, c. 1 , s. 309, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 49, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 335, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 65, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 51.

[596] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 111, Vâkıdî, c. 1, s. 309, İbn Sa´d, c. 2, s. 43, Belâzurî, c. 1, s. 335, Beyhakî, c. 9, s. 65, İbnEsir, Kâmil, c. 2, s. 165, E bu´l-Fidâ, c. 4, s. 51.

[597] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 11 0, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 51.

[598] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 111, Vâkıdî, c. 1, s. 309, İbn Sa´d, c. 2, s. 43, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 335, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 65, E bu´l-Fidâ, c. 4, s. 51.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/216-217.