> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > İslam Tarihi > Mücahidlerin Kervan Mallarını Medineye Getirmeleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mücahidlerin Kervan Mallarını Medineye Getirmeleri  (Okunma Sayısı 748 defa)
05 Şubat 2010, 13:39:22
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Şubat 2010, 13:39:22 »



Mücahidlerin Kervan Mallarını İğtinam Edip Medine´ye Getirmeleri



Mücahidler, bir hayli tereddütten sonra, cesarete geldiler. Öldürebileceklerini öldürmeye ve yan­larındaki malları almaya kalktılar. Vâkıd b. Abdullah, Amr b. Hadram?yi bir okla vurup öldürdü, Osman b. Abdullah ile Hakem b. Keysan´ı esir aldı.

Nevfel b. Abdullah ise kaçıp onlardan kurtuldu, arkasından yetişemediler. Abdullah b. Cahş ve arkadaşları, ticaret kervanını ve iki esiri Medine´ye getirdiler.

Peygamberimiz (a.s.), onlara:

"Ben size haram olan ayda çarpışmayı emretmedim!?" buyurup, onlardan birşey almaktan çekindi.

Mücahidlerin elleri yanlarına düştü. Helak ve mahv olduklarını sandılar.[195]

Peygamberimiz (a.s.) onlara ne haram olan ayda, ne de haram olan ayın başkasında çarpışmayı emretmiş değildi; ancak Kureyşîlere ait haberleri sezmeye çalışmalarını emretmişti.[196]

Onlara, Medine´deki Müslüman kardeşleri de, yaptıkları bu işten dolayı çattılar:[197]

"Siz, buyurulmadığınız birisi işlediniz!

Çarpışmakla emrolunmadığınız halde, haram olan ayda çarpışma yaptınız!" dediler.[198]

Kureyş müşrikleri de:

"Muhammed ve ashabı haram olan ayı helalleştirdiler; onda kan döktüler, mal aldılar ve adamları esir ettiler!" diyerek, yapılan işi kınadılar.[199]

Mekke´de bulunan bazı Müslümanlar ise:

"Onlar bu yaptıklarını ancak Şaban ayında yapmışlardır" diyerek, müşriklerin sözlerini reddetmeye çalıştılar.[200]

Gerçekten de, Mücahidler, kervan halkının üzerine yürüdükleri günün haram olan aydan olup olmadığı hususunda şüphe ve tereddüt halinde idiler.[201]

Medine´de Yahudiler bu hadiseden Peygamberimiz (a.s.) aleyhinde geleceğe ait birtakım kehanetlerde bulunmakta, yorumlar yapmakta idiler:

"Amr b. Hadramî´yi Vâkıd b. Abdullah öldürdü. Amr harbi geliştirdi, yaşattı! Hadramî harbe yaklaştı! Vâkıd b. Abdullah harbi ateşledi!" demekte idiler.[202]

Halk bu hususta sözü çoğaltınca, Yüce Allah Resûlüne indirdiği âyette şöyle buyurdu:

"Sana haram olan ayı ve ondaki muharebeyi sorarlar.

De ki: O ayda muharebe etmek büyük günahtır.

İnsanları Allah yolundan men etmek, O´nu inkâr etmek, ziyaretçilerin Mescid-i Harama gitmelerine engel olmak, onun halkını oradan çıkarmak ise, Allah katında daha büyük günahtır.

Fitne, adam öldürmekten de beterdir!

Kâfirler, güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle çarpışmaya devam edeceklerdir.

İçinizden kim dininden döner de kâfir olarak ölürse, o gibilerin yaptığı iyi işler, dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir.

Onlar o ateşin (Cehennemin) arkadaşlarıdır.

Onlar orada (hiç çıkmamak üzere) temelli kalıcıdırlar."[203]

Yüce Allah bu âyeti indirip Müslümanların korku ve endişelerini dindirince, Peygamberimiz (a.s.) kendisine ayrılan ganimet payını ve iki esiri kabul etti. Kureyş müşrikleri esir edilen Osman b. Abdullah ve Hakem b. Keysan için kurtulmalık akçesi gönderdiler.[204] Gönderilen kurtulmalık akçesi, her birisi için 40 ukıyye gümüştü. 1 ukıyye, 40 dirhem di r.[205]

Peygamberimiz (a.s.), kurtulmalık akçelerini getiren Kureyş elçilerine:

"İki sahabimiz Sa´d b. Ebi Vakkas´la Utbe b. Gazvan sağ salim gelinceye kadar, sizden kurtulmalık akçenizi kabul edemeyeceğiz.

Çünkü, bu iki arkadaşımızın akıbetinden korkuyoruz.

Eğer siz onları öldürürseniz, biz de sizin iki esirinizi öldürürüz!" buyurdu.[206]

Sa´d b. Ebi Vakkas derki:

"Nihayet, Resûlullah (a.s.)ın yanına geldik ki, onlar bizim öldürülmüş olduğumuzu sanıyor­lardı.

Biz bu seferimizde çok açlık çektik.

Müleyha´danyola çıktık.

Müleyha ile Medine´nin arası 6 beridliktir.

Müleyha´dan bir cemaatla yola çıktığımız zaman, yanımızda tadacak hiçbir şey yoktu..

Dikenli ağaçlara rastladıkça onları yemekte, üzerine de, su içmekte idik.

Nihayet Medine´ye geldik

Medine´ye gelince, orada Kureyşîlerden bazılarını, esir adamlarının kurtulmalıklarını getirmiş bul­duk.

Biz gelince, Resûlullah (a.s.) onların getirdikleri kurtulmalık akçelerini kabul etti."[207]



Hakem b. Keysan´ın Müslüman Oluşu ve Osman b. Abdullah´ın Kâfir Olarak Ölüşü


Peygamberimiz (a.s.) Hakem b. Keysan´ı İslâmiyete davet etti ve ona İslâmiyeti uzun uzadıya anlatmaya çalıştı.

Hz. Ömer:

"Yâ Rasûlallah! Bununla ne diye konuşup durursun? Vallahi bu hiçbir zaman Müslüman olmaz! Bırak beni, onun boynunu vurayım da anasının yanına (Cehenneme) kadar gitsin!" dedi.

Peygamberimiz (a.s.) Hz. Ömer´in sözüne bakmadı, Hakem´e İslâmiyeti anlatmaya devam etti.

Hakem:

"İslâm nedir?" diye sordu.

Peygamberimiz (a.s.):

"İslâm, Allah´a hiçbir şeyi eş, ortak koşmaksızın ibadet etmen ve Muhammed´in de O´nun kulu ve resûlü olduğuna şehadet getirmendir" Duyurunca, Hakem:

"Müslüman oldum!" dedi.

Bunun üzerine, Peygamberimiz (a.s.), ashabına dönerek:

"Eğer ben demin bu hususta size uyup onu öldürmüş olsaydım, Cehenneme girmiş gitmişti o!" buy urdu.[208]

Hakem, Müslüman olunca, Medine´de, Peygamberimiz (a.s.)ın yanında kaldı; Mekke´ye gitmedi.[209]

Hz. Ömer der ki:

"Hakem´in Müslüman olduğunu görünce, sanki bütün geçmiş ve gelecek şeyler beni tuttu ve sıktı! Kendi kendime:

´Peygamber (a.s.), benden daha iyi bilirken, ben nasıl, ne diye ona karşı birşeyi dilemeye kalkarım?!1 dedim. Sonra da:

´Benim bu öğütten maksadım, ancak, Allah ve resûlünün rızasını kazanmaktı´ diyerek kendimi tesel­li ettim.

Hakem Müslüman oldu. Vallahi, Müslümanlığını da güzelleştirdi: Allah yolunda cihad etti. Nihayet, Bi´r-i Maûne´de şehit edildi.

Resûlullah (a.s.) ondan hoşnut oldu, Hakem Cennetlere girdi."[210]

Nahle´de esir edilip Medine´ye getirilmiş bulunan Kureyş müşriklerinden Osman b. Abdullah ise, kur­tulmalık akçesi ödenip serbest bırakılınca Mekke´ye gitti ve orada kâfir olarak öldü.[211]



[195] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 253-254, Vâkidî, c. 1 , s. 14-16, Taberî, c. 2, s. 263, İbn Seyyid, c. 1, s. 228, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 249.

[196] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 16.

[197] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 254, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 16, Taberî, Târih, c. 2, s. 263, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 114, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 228, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 249-250.

[198] Taberî, Târih, c. 2, s. 263.

[199] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 254, Vâkıdî, c. 1, s. 16, Taberî, c. 2, s. 263, İbn Seyyid, c. 1, s. 228, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 250.

[200] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 254, Taberî, c. 2, s. 263, İbn Seyyid, c.1, s. 228, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 250.

[201] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 10.

[202] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 254, Vâkıdî, c. 1, s. 16, Taberî, c. 2, s. 263, İbn Esîr, c. 2, s. 114, İbn Seyyid, c.1, s. 228, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 250.

[203] Bakara: 217.

[204] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 254, 255, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 17, Taberî, Târih, c. 2, s. 263, İbn Hazm, Cevâmiu´s-Sîre, s. 105-106, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 114, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 228, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 250.

[205] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 17.

[206] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 255, Taberî, c. 2, s. 263, İbn Seyyid, c.1, s. 229, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 250.

[207] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 16,17.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/206-209.

[208] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 15,16, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 137.

[209] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 255, Taberî, Târih, c. 2, s. 263, İbn Hazm, Cevâmiu´s-sîre, s. 106, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 229, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 250.

[210] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 15, İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 137.

[211] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 255, Taberî, Târîh, c. 2, s. 263, İbn Hazm, Cevâmiu´s-Sîre, s. 106, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 229, Zehebî, Megâzî, s. 30, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 250.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/209-210.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mücahidlerin Kervan Mallarını Medineye Getirmeleri
« Posted on: 19 Nisan 2024, 21:25:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mücahidlerin Kervan Mallarını Medineye Getirmeleri rüya tabiri,Mücahidlerin Kervan Mallarını Medineye Getirmeleri mekke canlı, Mücahidlerin Kervan Mallarını Medineye Getirmeleri kabe canlı yayın, Mücahidlerin Kervan Mallarını Medineye Getirmeleri Üç boyutlu kuran oku Mücahidlerin Kervan Mallarını Medineye Getirmeleri kuran ı kerim, Mücahidlerin Kervan Mallarını Medineye Getirmeleri peygamber kıssaları,Mücahidlerin Kervan Mallarını Medineye Getirmeleri ilitam ders soruları, Mücahidlerin Kervan Mallarını Medineye Getirmeleri önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes