๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 23 Şubat 2010, 17:05:44



Konu Başlığı: Mikdad b. Esved in Mes ade İle Çarpışması
Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Şubat 2010, 17:05:44
Mikdad b. Esved´in Mes´ade İle Çarpışması




Mikdad b. Esved´in anlattığına göne; kendisi, Yüce Allah´tan şehitlik dileyerek yola çıkmıştı.

Heyfâ mevkiinde, düşmanın hayvanları yorulup en arkada kalanlarına, sonra da Mes´adetü´l-FezârPye yetişti, onu ucunda bayrak bağlı mızrağıyla mızrakladı, mızrak kaydı.

Mes´ade de dönüp Mikdad´ı mızrakladı, pazusundan yaraladı, kaçti. Mikdad´ı kendisine yetişmek ten âciz bıraktı.

Mikdad b. Esved, bayrağını, sancağını arkadaşları görsün diye oraya dikti. O sırada, Ebu Katâde de gelip kavuştu.

Ebu Katâde, kendi atinin üzerinde idi. Tanınmak için, başına san bir sarık sarmıştı.

Bir müddet, birlikte ilerlediler.

İkisi de, Mes´ade´nin arkasından bakıyorlardı.[158]

Mikdad, Mes´ade´nin Muhriz b. Nadleyi şehit ettiğini Ebu Katâdeye haber verdi.[159]

Ebu Katâde, Mikdad b. Esved´e:

"Ey Ebu Ma´bed! Ben ya öleceğim, ya da Muhriz´i öldüreni öldüreceğim!" diyerek Mikdad´ı geçti.

Ebu Katâde´nin atı, Mikdad´ınkinden daha iyi ve yürügendi, Mikdad´ı gerilerde bıraktı.

Artık Mikdad onu göremez olmuştu.[160]

Ebu Katâde, Mes´ade ile nasıl karşılaştığını ve onu nasıl öldürdüğünü şöyle anlatır

"Baskıncı müşriklere yetişip saldırdığım zaman, alnımdan, bir okla vuruldum. Oku alnımdan çekip çıkardım.

Güçlü ve yavuz bir atlı üzerime geldi. Kendisinin miğferi yüzünü kapatmıştı.

Bana:

´Ey Ebu Katâde! Allah beni sana kavuşturdu!´ diyerek miğferini kaldırıp yüzünü açtı.

Meğer Mes´adetü´l-Fezârî imiş!*

Bana:

´Sen çarpışmak mı, yahut mızraklaşmak mı, yoksa güreşmek mi; hangisini istersin?´ diye sordu.

Ona:

´Ben bunu sana bırakıyorum!´ dedim.

Bana:

´Öyleyse, güreş!´ dedi, hemen atından inip kılıcını bir ağaca astı.

Ben de atımdan inip kılıcımı bir ağaca astım.

Sonra, sıçraştık.

Allah onu yenmemi bana nasip etti. Yere yıkıp göğsünün üzerine oturdum.

O sırada, başıma birşey dokundu. Dokunan, Mes´ade´nin ağaçta asılı kılıcı imiş!

Hemen uzanıp kılıcı elime aldım ve sıyırdım.

Mes´ade, kılıcı elimde görünce, elime sarılıp:

´Ey Ebu Katâde! Beni sağ bırakmanı, öldürmemeni senden dilerim!´ dedi.

Ben:

´Hayır! Vallahi, seni sağ bırakmayacağım!´ dedim.

Mes´ade:

´Ya bizim küçükler kime kalacak?´ dedi.

´Cehenneme!´ dedim, sonra da onu öldürdüm. Kendi kaftanımı çıkarıp üzerine örttüm, atına bindim. Çünkü, bizim çarpışmaya tutuştuğumuz sırada, atım kaçıp karargâha dönmüş, onu tanımışlar.

Sonra, ilerledim. Mes´ade´nin kardeşinin oğlunun üzerine geliverdim.

Kendisi, 17 kişilik bir süvari birliğinin içinde bulunuyordu.

Mızrağımı onun sırt omurgasına sapladım!

Yanındaki süvariler bozulup dağıldılar.1"![161]

Mikdad b. Esved, Ebu Katâde´yi kaftansız görünce:

"Sen ne yaptın?" diye bağırdı.

Ebu Katâde:

"Hayır yaptım! Sana onun atla yaptığı gibi!" dedi.[162]

Mikdad b. Esved de, Faraka (yahud Karafa) b. Malik b. Huzafe´yi öldürdü.[163]



158] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 540.

[159] Zehebî, Si yem a´lâmi´n-nübelâ, c. 2, s. 321.

[160] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 540.

* Mes´ade, baskıncı müşriklerin başı ve kumandanı idi (İbnSeyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 86).

[161] Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 4, s. 192, Suyûtî, Hasâisü´l-kübrâ, c. 2, s. 49, Halebî, İnsanu´l-uyûn, c. 2, s. 683, 684.

[162] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 540.

[163] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 546, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 80, 81.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/192-194.