๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Mart 2010, 16:34:37



Konu Başlığı: Medine ye gelen ve giden elçiler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Mart 2010, 16:34:37
Medine´ye Gelen ve Giden Elçiler

Benî Tayyi´ Temsilcilerinin Medine´ye Gelip Müslüman Oluşu


Benî Tayyi´lerin Kimlikleri .Yurtları ve Medine´ye Geliş Tarihleri Benî Tayyi´ler; Kahtan´ın soyundan gelme Kehlan kabilelerindendirler.[1]

Benî Tayyi´lerin ata soyları şöyle sıralanır Benî Tayyi´ (Cülhüme) b. Üded, b. Zeyd, b. Yeşcüb, b. Arib, b. Zeyd, b. Kehlan, b. Sebe´, b. Yeşcüb, b. Ya´rüb, b. Kahtan. [2] Tayyi´ (Cülhüme) b. Üded´in üç oğlu vardı:

1. Futra,

2. Gavs,

3. Haris. [3]

Tayyi´ kabileleri, Tayyi´in Futra ve Gavs adındaki oğullarının soyundan türemiştir. Futra=Tayyi´in soyundan gelen kabileler:

1. Cedîle,

2. Benî Hârice b. Sa´d, b. Futra, b. Tayyi´;

Cedîle´den gelen kabileler:

1. Salebe b. Ruman, b. Cündüb, b. Hârice, b. Sa´d,

2. Salebe b. Zühl, b. Ruman,

3. Sa´lebe b. Ced´â, b. Zühl, b. Ruman,

4. BenîAhmed b. Haris, b. Sümâme, b. Malik, b. Ced´â, b. Zühl, b. Ruman, b. Cündüb, b. Hârice kabileleridir.

Gavs b. Tayyi´in soyundan gelen kabileler:

1. Benî Sual b. Amr, b. Gavs,

2. Benî Cerm Sa´lebe b. Amr, b. Gavs,

3. Benî Nebhan b. Amr, b. Gavs,

4. Benî Heniyy b. Amr, b. Gavs kabileleridir.

Sual b. Amr b. Gavs´ın soyundan gelen kabileler



1. Benî Buhter b. Atüd, b. Uneyn, b. S el âmân, b. Sual,

2. Ma´n b. Atüd, b. Uneyn, b. Selâman, b. Sual,

3. Benî Sinbis b. Muaviye, b. Sual,

4. BenîAhzem b. Rebia, b. Cervel, b. Sual,

5. Necd b. Ebi Ahrem, b. Rebia, b. Cervel, b. Sual kabileleridir.

Nebhan ve Sa´dlardan gelen kabileler



1. Sa´d b. Nebhan,

2. Nâbil b. Nebhan kabileleridir. [4]

Tayyi´lerin yurtları Yemen´de idi.

Tayyi´ler Ezelîlerin ardından Hicaz´a gelip Sümeyrve Feyd´e konmuşlar, Ecâ´ve Selmâ dağlarını ele geçirmişlerdi.

Hicaz´da, Şam´da, Irak´ta ovaları, dağları dolduran cemaatler haline gelmişlerdi. [5]

Sümeyr bir dağ, [6] Feyd de Mekke yolunda bir yerdir. Ecâ´ ve Selmâ dağlarına yakındır.

Feyd´le Vâdi´l-kurâ arası altı geceliktir. [7]

Benî Tayyi´ temsilcilerinin Medine´ye gelişi H icretin 9. yılında idi. [8]

Benî Tayyi´ temsilcileri onbeş kişi idiler. [9]

LZeydü´l Hayl, [10]

2. Vüzer b. Câbir, b. Südus, b. Asmâu´n-N ebhânî,

3. Kabîsa b. Esved, b. Âmir, b. Cerm,

4. BenîMa´nlardan Malik b. Abdullah, b. Hayberî, [11]

5. Kuayn b. Huleyf (Halid b. Cedîle), [12]

6. Benî Devlanlardan bir adam , [13]

7. Kays b. Kesefietü´t-TarÎTÎ,

8. Kays b. Huleyfü´t-Tarîfî temsilciler arasında bulunuyordu. [14]

Temsilcilerin reisi ve seyyidi, Benî Nebhanlardan Zeydü´l-Hayl b. Mühelhel idi. [15]

Temsilciler Medine´ye geldikleri zaman, Peygamberimiz Aleyhisselam Mescidde idi.

Temsilciler, Mescidin önünde ve yanında hayvanlarının dizlerini bağladıktan sonra, Mescide girdil­er.

Peygamberimiz Aleyhiselamın yanına vardılar. [16]

Peygamberimiz Aleyhisselam, onlara bakıp:

"Ben, size hiçbir yararı bulunmayan Uzzâ´dan, ondan ve Allah´tan başka tapmakta olduğunuz siyah deveden daha hayırlı olanı tavsiye ederim!" buyurdu. [17]

Zeydü´l-Hayl:

"Yâ Rasûlallah! Ben sana dokuz konaklık yerden hayvanımı yorarak geldim. Gecelerimi uykusuz, gündüzlerimi susuz geçirdim" dedi. [18]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Seni yamaçlardan ve düzlerden buraya kadar getiren, kalbini imana yaklaştıran Allah´a hamdol-sun!" buyurdu ve Zeyd´in elini avucunun içine alıp:

"Sen kimsin, ismin nedir?" diye sordu.

Zeyd:

"Ben, Zeydü´l-Hayl´ım! Şehadet ederim ki, Allah´tan başka hiçbir ilah yoktur! Sen de O´nun kulu ve resûlüsün!" dedi. [19]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Sen Zeydü´l-Hayl değil, Zeydü´l-Hayr´sın!" buyurdu.

Zeyd´in Zeydü´l-Hayl diye anılması, atlardan çok iyi anladığı ve onlarla çok uğraştığı içindi. [20]

Peygamberimiz Aleyhisselam Benî Tayyi´ temsilcilerine İslâmiyeti anlatıp Müslüman olmalarını tek­lif edince, onlar hemen Müslüman oldular. [21]

Allah onlardan razı olsun![22]



[1] Kalkaşandf, Nihâyetü´l-ereb, s. 326.

[2] İbrı Hazm, Cemhere, s. 484485.

[3] İbn Hazm, s. 398.

[4] İbn Hazm, Cemhere, s. 476.

[5] Kalkaşandf, Nihâyetü´l-ereb, s. 326.

[6] Yâkût, Mu´cemu´l-büldân, c. 4, s. 282.

[7] Yâkût, c. 4, s. 282.

[8] İbn Abdilberr, c. 2, s. 559, İbn E ar, c. 2, s. 301, İbn Hacer, c. 1 , s. 572.

[9] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 321, İbn Haldun, Târih, c. 2, s. 2, s. 58.

[10] İbn İshak.İbnHişam, Sîre,c.4, s. 224, İbn Sa´d, c. 1, s. 32, Taberî, c. 3, s. 1 66.

[11] İbn Sa´d.c. 1, s. 32, Süheylf, Ravdu´l-ünüf, c. 7, s. 448, İbn Esîr, c. 5, s. 448, İbn Hacer, c. 3, s. 222.

[12] İbn Sa´d, c. 1, s. 321, Süheyif, c. 7, s. 448, İbn Hacer, c. 3, s. 240.

[13] İbn Sa´d, c. 1, s. 321.

[14] İbn Hacer, c. 3, s. 222.

[15] İbnİshak,İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 224, İbn Sa´d, Tabak âtü´l-kübrâ, c. 1, s. 321 , Taben, Târih, c. 3, s. 166, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 299, İbn Sey^id, Uyun, c.2, s. 236, Zehebî, Megâzî, s. 570, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 5, s. 63, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 3, s. 39.

[16] İbnSa´d, c. 1, s. 321.

[17] Süheylf, Ravdu´l-ünüf, c. 7, s. 448.

[18] İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 301 .

[19] Süheylf, c. 7, s. 449, Halebî, c. 3, s. 256, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 4, s. 25.

[20] İbn Esîr, c. 2, s. 301.

[21] İbn İshak, c. 4, s. 224, İbn Sa´d, c. 1, s. 321, Taberî, c. 3, s. 166.

[22] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/473-476.