๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 09 Mart 2010, 15:51:13



Konu Başlığı: Kureyş müşriklerinin yaptıkları işin Sonucu
Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Mart 2010, 15:51:13
Kureyş Müşriklerinin Yaptıkları İşin Sonucunu Düşünerek Korkuya Düşmeleri


Benî Bekrleri gecelen gizlice desteklemiş olan Kureyş müşriklerinin ileri gelenleri, sabah karan lığında gelip evlerine girmişlerdi.[81]

Onlar, geceleyin yaptıkları yardımı hiç kimsenin görmediğini, bunu Peygamberimiz Aleyhisselamin bilmediğini, bilemeyeceğini sanıyorlardı.[82]

Sabaha çıkıp da, Râfi1 ile Büdeyl´in evine sığınmış olan Huzâalardan yirmi erkeğin sığındıkları evin kapılarının önünde boğazlanmış olduklarını görünce, Kureyş müşriklerinin akıllan başlarından gitti, yüreklerine korku düştü. Yaptıklarına çok pişman oldular.

Peygamberimiz Aleyhisselamla aralarındaki mütareke ve muahedeyi bu tutum ve davranışlarıyla bozmuş olduklarının anlaşılacağını anladılar.[83]

İbn Lût ed-DPlî, söylediği bir şiirde; Huzâalan Râfi1 ve Büdeyl´in evlerine sokup onlara uzun günler geçirttiklerini, kendilerini koç boğazlar gibi boğazladıklarını övünerek dile getirir.[84]

Beni Bekrier, Huzâalan Budeyl ile Râfi´in evlerinde üç gün hapsettiler.[85]

Nevfel b. Muaviye´ye gizlice yardım eden Kureyş müşriklerinden Süheyl b. Amr:

"Sana ve senin adamlarına yaptığımız yardımı gördün!

Huzâalardan sağ kalıp da öldürmek istediğin kimseleri öldürme artık!

Biz onlar hakkında senin bu arzuna uyucu değiliz! Onları bizim için serbest bırak!" dedi.

Nevfel:

"Olur!" dedi ve serbest bıraktı.

Huzâalar çıkıp gittiler.

Kureyş müşriklerinden Haris b. Hişam´la Abdullah b. Ebi Rebia; Safvan b. Ümeyye´ye, Süheyl b. Amr´a ve İkrime b. Ebu Cehil´e gidip:

"Sizin bu yaptığınız şey o mütareke ve muahedeyi bozmaktır!" diyerek, onları Benî Bekrlere yapmış oldukları yardımdan dolayı kınadıktan sonra, Ebu Süfyan´ın yanına vardılar.[86]

Ebu Süfyan, o sırada, Şam´dan gelmiş bulunuyordu.[87]

Haris b. Hişam´la Abdullah b. Ebi Rebia, ona:

"Bu, düzeltilmesi gereken bir iştir.

Vallahi, bu iş düzeltilmezse, muhakkak, Muhammed ashabıyla birlikte gelip bizi Mekke´den zorla sürer, çıkarır!" dediler.

Ebu Süfyan, karısı Hind binti Utbe´nin bir rüya gördüğünü söyledi ve:

"Doğrusu, o rüya benim hiç hoşuma gitmedi. Ben onu korkunç buldum: Onun başımıza bir kötülük getirmesinden korktum!" dedi.

Kendisine:

"Nasıl bir rüya imiş bu?" diye sordular.

Ebu Süfyan:

"Hind, rüyasında Hacun´dan bir kanın uzun müddet akıp Handeme dağında durduğunu, sonra da bu kanın yok olup gittiğini görmüş!" dedi.

Onlarda bu rüyadan hoşlanmadılar ve:

"Kötü birşey!" dediler.

Ebu Süfyan, işin kendileri için hiç de iyilik getirmeyeceğini anlayınca:

"Bu iş, vallahi, ne içinde bulunduğum, ne de bir müddet bulunup bıraktığım bir iştir. Bunun sorum luluğu, benim üzerime yüklenemez!

Vallahi, bu iş ne bana danışılmıştır, ne de vukuunu işittiğim zaman onu benimsemişimdir!

Vallahi, Muhammed bize savaş açar ve bütün bu işleri benden sanırsa, hakkı vardır!

Herhalde, bu işi haber almadan önce Muhammed´in yanına vanp mütarekenin müddetini arttırmak, muahedeyi yenilemek hususunda kendisiyle görüşmem gerekecek" dedi.[88]

Abdullah b. Sa´d b. Ebi Şerh, onlara:

"Benim bu hususta bir görüşüm ve kanaatim vardır ki, ona göre; Muhammed sizin için savaştan daha kolay olan üç şeyden birini seçmekte sizi serbest bırakacak, onlardan birini seçtiğiniz takdirde özrünüzü kabul edecek, size savaş açmayacaktır" dedi.

Müşrikler:

"Nedir bu şeyler?" diye sordular.

Abdullah b. Sa´d:

"Ya Huzâalardan, öldürülen yirmiüç kişinin kan bedellerinin gönderilmesini, yahut aramızdaki mua hedeyi bozan kimselerle ittifak ve ilişkinin kesilmesini, ya da size karşı savaşılmasını kabul edersiniz!

Bunlardan hangisi elinizden gelir?" dedi.

Süheyl b. Amr:

"Benî N üfâseler hakkındaki ahd ve akdden geri durmak, bize hepsinden kolay gelir!" dedi.

Şeybe b. Osman:

"Benî N üfâselere kızdın da, dayıların olan H uzâalan korudun!

Onları öldürmek bizim için daha hayırlı, daha kolaydır!" dedi.

Kurata b. Abdi Amr:

"Hayır! Vallahi, biz ne kan bedeli öderiz, ne de Nüfâseler hakkındaki ahd ve akdimizden el çekeriz!

Fakat, biz onunla [Muhammed Aleyhisselamla demek istiyor!] savaşırız!" dedi.

Ebu Süfyan:

"Bu görüş, hiçbir şey değildir!

Bizim için yerinde ve uygun olan görüş; Kureyşîler ahdi bozmak veya mütareke süresini kesmekle suçlanıyorsa, bunu bizim nza ve muvafakatimizi almadan, bize danışmadan bir cemaat yapmışsa, bun dan bize ne?´ diyerek inkâr yolunu tutmaktır!" dedi.

Kureyş müşrikleri:

"Yerinde olan görüş işte budur! Daha başkası yok!" dediler.[89]

Bütün olan bitenleri inkâr yoluna saptılar.

Ebu Süfyan:

"Ben bu işte hiç bulunmadım. Bu hususta benimle bir görüşme de yapılmadı.

Doğrusu, yaptığınız bu işi ben hiç beğenmedim! Size bundan dolayı karanlık bir gün geleceğini sanıyorum!" dedi.

Kureyş müşrikleri, Ebu Süfyan´a:

"Sen Muhammed´e git![90] Muahedeyi yenile! Halkın arasını bul![91]

Vallahi, biz muahedeyi bozmadık! Çarpışma yapmadık! Ancak, onlara yardım ettik: Onların su ihtiyaçlarını karşıladık!" dediler.[92]

Bununla beraber, Huzâalara karşı Benî Bekrlere yaptıklan yardımla muahede hükmünü bozmuş olmaktan da korktular durdular.[93] Çok pişman oldular.

Peygamberimiz Aleyhisselamın, savaşmadıkça, kendilerini bırakmayacağını anladılar.[94]



[81] Vâkidf, Megâzî, c.2, s783.

[82] Vâkidf, c. 2, s. 783, 784, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c.5, s. 6, Halebî, İnsânu´l-uyün, c. 3, s. 4, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledün-niye Şerhi, c. 2, s. 290.

[83] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 783,784.

[84] İbn İshak.İbnHişam, Sîre,c.4, s. 34, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 792.

[85] Vâki dr, Megâzî, c.2, s. 792.

[86] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 784, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 290.

[87] Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 374.

[88] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 785.

[89] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 787, 788, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 2, s. 290.

[90] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 788.

[91] Ebu Yusuf, Kitâbu´l-harac.s.212, Belâzuıî, Fütûhu´l-büldân, c. 1 ,s.44.

[92] Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1, s. 44.

[93] Ebu Yusuf, Kitâbu´l-haraç, s. 212.

[94] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 784,785.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/309-312.