Konu Başlığı: Kureyş Müşriklerinin Peygamberimiz a.sdan istekleri Gönderen: Sümeyye üzerinde 30 Ocak 2010, 22:41:13 Kureyş Müşriklerinin Peygamberimiz (a.s.)dan Safâ Tepeciğini Altına Çevirmesini İstemeleri Kureyş müşrikleri, bir gün, Peygamberimiz (a.s.)dan bir mucize getirmesini istediler. Peygamberimiz (a.s.), onlara: "Size hangi şeyi getirmemi istiyorsunuz?" diye sordu. Müşrikler: "Safa tepeciğini bizim için altın yap!" dediler. Peygamberimiz (a.s.): "Ben bunu yaparsam, beni tasdik eder, doğrular mısınız?" diye sordu. Müşrikler: "Evet! Tasdik ederiz! Vallahi, sen bunu yaparsan, muhakkak, topyekün sana tâbi oluruz![363] Eğer senin söylediklerin hak ve gerçekse ve bizim iman etmemiz seni sevindirecekse, haydi, Safa tepeciğini bizim için altına çevir![364] Safa tepeciğini bize altın yapması için Rabbine dua et! Biz de sana iman edelim!" dediler. Peygamberimiz (a.s.), onlara: "Dediğinizi yapar mısınız?" diye sordu. Kureyş müşrikleri: "Evet! Yaparız!" dediler.[365] Yemin de ettiler.[366] Bunu isteyenler, Kureyş müşriklerinden: Nadr b. Haris, Ümeyye b. Halef, Ebu Cehil Amr b. Hişam idi .[367] Bunun üzerine, Peygamberimiz (a.s.) Yüce Allah´a dua etti.[368] Cebrail (a.s.) gelip:[369] "Yâ Muhammed![370] Yüce Rabbin sana selam ediyor ve: ´İstersen, onlar için, Safa tepeciğini altın yapayım. Fakat, bundan sonra onlardan kim küfre kalkışırsa, işte o zaman, Ben onları muhakkak ki âlemler den hiçbirisini azaplandırmadığım bir azapla azaba uğratırım![371] İstersen, istediklerini yerine getirmeyeyim de,[372] kendilerine tevbe ve rahmet kapısını açık tutayım?1 buyuruyor" dedi.[373] Rahmetenli´l-âlemîn olan Peygamberimiz (a.s.): "Hayır! Safâyı altın yapıp da, onları azaba çarpma![374] Bilakis, onlara tevbe ve rahmet kapısını açıktut![375] Tevbekâr oluncaya kadar, onları bırak!" diyerek dua etti.[376] Süheylî´nin İbn İshak´tan nakline göre; müşrikler de, korkarak, bu yoldaki isteklerinden vazgeçtil-er.[377] Peygamberimiz (a.s.)dan istemiş oldukları şey için, "İstemiyoruz!" dediler.[378] İşte: "Bizi, (Kureyşflere) âyetler (mucizeler) göndermemizden alıkoyan, ancak, öncekilerin onları yalan lamış olduklarıdır. Biz, Semûd´a, gözleri göre göre o dişi deveyi verdik de, (onu öldürdüler ve) bu yüzden kendilerine yazık ettiler! Halbuki, Biz âyetleri (azab ve helak etmek için değil), ancak (âhiret azabından) korkutmak için gön deririz" (İsrâ: 59) mealindeki âyetin bunun üzerine nazil olduğu rivayet edildiği gibi;[379] "Allah´a, yeminlerinin bütün hızıyla and ettiler ki, eğer kendilerine bir âyet (bir mucize) gelirse, her halde iman edecekler! De ki: ´Âyetler, ancak Allah´ın nezdindedir.´ O geldiği zaman da, onların, muhakkak, yine iman etmeyeceklerinin farkında değil misiniz?" (En´am: 109) mealindeki âyetin de bunun üzerine nazil olduğu rivayet edilir.[380] [363] İbn İshak, Kitâbu´l-mübtedâ ve´l-meb´as, c. 5, s. 255, Taberî, Tefsir, c. 7, s. 312, Vâhidî, Esbâbü´n-nüzûl, s. 150. [364] Taberî, Tefsir, c. 15, s. 108, Suyûtî, Dürru´l-mensur, c. 4, s. 190. [365] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 242, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 314, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 53,Suyûtî, D ürru´l-mensur, c. 4, s. 190. [366] Taberî, Tefsir, c. 7, s. 312, H ale bf, İ nsânu´l -u yûn, c. 1, s. 497 [367] Belâzurî, Ensâbu´l-esrâf, c. 1, s. 142. [368] İ bn İ shak, Kitâbu´l-mübtedâ ve´l-meb´as, c. 5, s. 255, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 242, Taberî, Tefsir, c. 7, s. 31 2, Hâkim ,Müstedrek, c. 2, s. 314, Vâhidî, Esbâbü´n-nüzûl, s. 150, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 52, Suyûtî, c. 4, s. 190, Halebî, c. 1, s. 496. [369] İbn İshak, c. 5, s. 255, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 242, Taberî, c. 7, s. 312, c. 1 5, s. 108, Hâkim, c. 2, s. 314, Vâhidî, s.150, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 272 Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 52, Suyûtî, c. 4, s. 190. [370] Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 272 [371] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 242, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 314, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 52,Heysemî, Mecmau´i-ievâid, c. 7, s. 50, Suyûtî, Dürru´l-mensûr, c. 4, s. 190, Halebî, İnşânu´l-uyûn, c. 1, s. 497. [372] Halebî, İ nsânu´l-uyun, c. 1, s. 497. [373] Ahmed b. Hanbel, c.1, s. 242, Hâkim, c. 2, s. 314, Vâhidî, Esbâbü´n-nüzûl, s. 150, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s.272, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 52, Suyûtî, c. 4, s. 190, Halebî, c. 1, s. 497. [374] Halebî, İ nsânu´l-uyun, c. 1, s. 497. [375] Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 242, Hâkim, c. 2, s. 314, Beyhakî, c. 2, s. 272, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 52, Suyûtî, c. 4, s. 190, Halebî,c.1, s. 497. [376] İbn İshak, c. 5, s. 255, Taberî, Tefsir, c. 7, s. 312, Vâhidî, Esbâbü´n-nüzûl, s. 150. [377] Süheylî, Ravdu´l-ünüf, c. 3, s. 1 53-1 54. [378] Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 272. [379] Taberî, Tefsir, c. 15, s. 108, Hâkim , c. 2, s. 362, Fahru´r-Râzî, Tefsir, c. 20, s. 234, Ebu´l-Fidâ, Tefsir, c.3, s. 47, Hâzin,Tefsir, c. 3, s. 169, Suyûtî, c. 4, s. 190. [380] Taberî. c. 7. s. 312. Vâhidî. Esbâbü´n-nüzûl. s. 150. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/180-182. |