๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 09 Mart 2010, 15:53:43



Konu Başlığı: Kureyş müşriklerine mektup gönderilişi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Mart 2010, 15:53:43
Kureyş Müşriklerine Mektup Gönderilişi


Peygamberimiz Aleyhisselam, Kureyş müşriklerine bir yazı gönderdi.

Gönderdiği yazısında şöyle buyurdu:

"...Bundan sonra derim ki; siz ya Benî Bekrlerle olan ittifakınızdan vazgeçersiniz, ya da Huzâalardan öldürülmüş olanların diyetlerini (kan bedellerini) ödersiniz!

Bunlardan birini yerine getirmeyecek olursanız, sizinle çarpışacağımı bildiririm!"[117]

Peygamberimiz Aleyhisselamın bu mektubunu, Kureyş müşriklerine, ashabdan Damrâ götürdü.

Damrâ, Kureyş müşriklerine, kendilerinin üç şeyden birini seçmekte muhayyer bırakıldıklarını; ya öldürülen Huzâaların kan bedellerini ödemek veya Benî Bekr ve Benî Nüfâselerle olan ittifak, ahd ilişk ilerini kesmek zorunda bulunduklarını, ya da Hudeybiye muahedesini bozan kötülükleri yüzünden kendi leriyle çarpışılacağım kendilerine tebliğ etti.[118]

Kurata b. Abdi Amr b. Nevfel b. Abdi Menaf:

"Benî Bekrier, uğursuz, yaramaz bir kavimdir.[119]

Benî Bekrlerden Nüfâseler de, yoksulluk ve darlık içindedirler.[120]

Huzâalardan öldürülenlerin kan bedellerini biz ödeyemeyiz. Bunu ödemeye kalkmak, bizde tüy tozak bırakmazın[121]

Nüfâselerie ittifak ve ahd ilişkilerimizi kesmemize gelince; Araplar içinde, Nüfâseler kadar şu Beytullah´ı hac ve ziyaret eden, Beytullah´ı tazime onlar kadar özenen bir kavim yoktur.

Onlar, bizim müttefiklerimizdir.[122]

Biz, onlarla olan ittifak ve ilişkilerimizi kesmeyiz.[123]

Fakat, biz onunla [Muhammed Aleyhisselamla demek istiyor] savaşacağımızı bildirelim!" dedi.

Damrâ, hemen geri dönüp, Kureyş müşriklerinin söylediklerini Peygamberimiz Aleyhisselama haber verdi.

Kureyş müşrikleri, elçiyi bu biçimde reddettiklerine pişman oldular.

Hudeybiye muahedesini yenilemek üzere, Ebu Süfyan b. Harb´i Peygamberimiz Aleyhisselama gönderdiler.[124]

Ebu Süfyan´a:

"Muahedeyi yenile. Mütareke süresini de uzat" dediler.[125]




[117] İbn Hacer, Metâlibu´l-âliye, c. 4, s. 243.

[118] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 786, İbn Hacer, Fethu´l-bârf, s. 8, s. 40, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 2, s. 292.

[119] İbn Hacer, Metâlibu´l-âliye, c. 4, s. 243.

[120] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 786, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 292.

[121] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 786, İbn Hacer, Metâlib, c. 4, s. 243, Zürkânf, c. 2, s. 292.

[122] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 786, 787, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 2, s. 292.

[123] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 787, İbn Hacer, Metâlib, c. 4, s. 243, Zürkânf, c. 2, s. 292.

[124] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 787, İbn Hacer, Fethu´l-bârf, c. 8, s. 44, Zürfcânf, c. 2, s. 292.

[125] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 791.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/316-317.