๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 05 Şubat 2010, 19:22:38



Konu Başlığı: Kıblenin Kâbe ye Çevrilişi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 05 Şubat 2010, 19:22:38
Kıblenin Kâbe´ye Çevrilişi


Kıble; aslında, herhangi bir tarafa yönelme haline denirken, namaz kılınacağı sırada yönelinen yere isim olmuştur.[327]

İslâm´da ilk kıble, İbrahim (a.s.)ın Kıblesi olan Kabe idi.[328]

Kabe, İbrahim (a.s.)ın kıblesi olduğu gibi, Arapların babası, atası olan İsmail (a.s.)ın da kıblesi idi.[329]

Kabe; insanlarve herkes için mübarek bir hidayet mahalli olmak üzere, yeryüzünde kurulmuş olan ilk mâbeddi.[330] İnsanların ilk kıblesi idi.[331] Kabe; ilk önce, Âdem (a.s.) tarafından yapılmıştı.[332] Sonra da, bu mabedin yeri İbrahim (a.s.)a Yüce Allah tarafından gösterilmiş;[333] o da oğlu İsmail (a.s.)la birlikte onun temellerini yükseltmişlerdi.[334]

Kabe´nin; tavaf edenler, ibadet etmek üzere gelip orada kalanlar, rükû ve sücud edenler için temiz tutulması da, kendilerine Allah tarafından em rol unm ustu.[335]

Musa (a.s.) da, Kudüste Sahra yanında namaz kılacağı zaman, Sahra´yı önünde bulun durarak Kabe´ye yönelirdi.

Salih Peygamber mescidi ile Zülkameyn mescidinin mihrablarının da Kabe´ye doğru olduğu rivayet edilir.[336]

E bu Zer-i Gıfârî:

"Yâ Rasûlallan ! Yeryüzünde ilk kurulan mescid hangisidir?" diye sormuştu.

Peygamberimiz (a.s.):

"Mescid-i Haram´dır!" buyurdu.

E bu Zer-i Gıfârî:

"Ondan sonra, hangisidir?" diye sordu.

Peygamberimiz (a.s.):

"Ondan sonra, Mescid-i Aksâ´dır!" buyurdu.[337]

Mekke´de bulunduğu sırada, Peygamberimiz (a.s.)a önceleri Kabe´ye; Medine´ye gelince de, Beytü´l-Makdis´e (Kudüs´e) doğru namaz kılması emir buyuru İm ustur.[338]

Bu, hikmet ve maslahat icabı idi:[339] Ehl-i kitabı, Yahudileri İslâmiyete ısındırmak içindi.[340]

Peygamberimiz (a.s.)ın Medine´ye hicretinden önce, Müslümanlar namazlarını Beytü´l-Makdis´e doğru yönelerek kılarlardı .[341]

Peygamberimiz (a.s.), Mekke´de bulunduğu sırada, namaz kılarken Beytü´l-Makdis´e doğru yönelir, Kabe de kendisinin önünde bulunurdu.[342]

Medine´ye hicret edince, kıbleyi böylece birleştirmek mümkün olmadı .[343]

Namazlarını Kabe tarafına yönelerek kılmayı ise, özlerdi.[344]

Nitekim, Cebrail (a.s.)a, bir gün:

"Ey Cebrail! Yüce Allah´ın yüzümü Yahudilerin kıblesinden Kabe´ye çevirmesini arzu ediyorum!" demiş, Cebrail (a.s.) da:

"Sen Rabbine niyaz et, bunu O´ndan iste!" demişti.

Bunun üzerine, Peygamberimiz (a.s.), Beytü´l-Makdis´e doğru namaz kılacağı zaman, başını sık sık semaya çevirir dururdu.[345]

Kıblenin Beytü´l-Makdis´ten Kabe´ye doğru çevirilişi, Peygamberimiz (a.s.)ın Medine´ye hicretinin onsekizinci ayının başlarında, Şaban ayında,[346] Şaban ayının yarılandığı sırada idi.[347]

Bunun, onyedinci ayın başlarında, Recep ayının ortalarında olduğu da rivayet edilir.[348]

Peygamberimiz (a.s.)la ashabının Beytü´l-Makdis´e doğru namaz kılmaları, Yahudilerin hoşlarına gider, sevinirlerdi.

Kabe´ye yöneldikleri zaman, bu kıbleyi inkâr ettiler:[349]

"Vallahi, Muhammed ve ashabı, biz kendilerine gösterinceye kadar, kıblelerinin de neresi olduğunu bilmiyorlardı!" diyerek yaygaraya başladılar;[350] ve hatta, Peygamberimiz (a.s.)ı dininden sap tırmak maksadıyla, Yahudilerin bilginlerinden Rifaa b. Kays, Kardem b. Amr, Ka´b b. Eşref, Râfi´ b. Ebi Râfi´, Haccac b. Amr, Rebi´ b. Rebi´ b. Ebi Hukayk, Kinane b. Rebi´ b. Ebi Hukayk gelerek:

"Ey Muhammed! Üzerinde bulunduğun kıbleden seni çeviren nedir?

Halbuki, sen İbrahim´in milleti, dini üzere bulunduğunu söylüyordun!?

Sen yine o kıblene dön de, biz sana tâbi olalım ve seni doğrul ayali m!" dediler.

Bunun üzerine, Yüce Allah, indirdiği âyetlerde[351] şöyle buyurdu:

"İnsanlardan, birtakım beyinsizler, ´Onları üzerinde durduklan kıblelerinden çeviren nedir?´ diyecek lerdir.

Onlara de ki: ´Doğu da Allah´ındır, batı da! O, kimi dilerse, onu doğru yola iletir.´

Biz sizi doğru bir yola çıkarıp orta yolda yürüyen bir ümmet kıldık ki, siz bütün insanlara şahitler olasınız, Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun!

Senin halen üzerinde bulunduğun Kabe´yi tekrar kıble yapışımız da, Peygambere uyanlan, iki ökçe si üzerinde geri döneceklerden ayırd etmemiz içindir.

Elbette ki bu, Allah´ın hidayet ettiği, doğru yola erdirdiği kimselerden başkasına muhakkak ağır gele cektir.

Şüphesiz ki, Allah sizin imanınızı zayi edecek değildir.

Çünkü, Allah insanları çok esirgeyendir ve onlara rahmetini saçandır.

Biz senin yüzünü çok kere göğe çevirip durduğunu görüyoruz.

Seni artık hoşnut olacağın bir kıbleye çevireceğiz!

Sen namazda yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir!

Sizler de (ey mü´minler!) nerede bulunursanız, namazda yüzlerinizi o tarafa çeviriniz!

Şüphe yok ki, kendilerine kitab verilenler, bunun Rablerinden gelen bir hak olduğunu çok iyi bilirler.

Allah onların yaptıklarından, yapacaklarından gafil değildir.

Andolsun ki; sen kendilerine kitab verilenlere her âyeti getirsen de, onlar senin kıblene uymazlar.

Sen de, onların kıblesine uyacak değilsin!

Zaten, onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar.

Andolsun ki, sana gelen bunca ilimden sonra faraza onların heva ve heveslerine uyacak olursan, o takdirde sen de muhakkak kendilerine yazık etmişlerden olursun!

Kendilerine kitab verdiklerimiz, onu kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken, içlerinden bir kısmı hakikati bile bile gizlerler.

O hak, Rabbindendir; o halde, sakın şüpheye düşenlerden olma!"[352]


[327] Râgıb, Müfredatü´l-Kur´ân, s. 392.

[328] Taberî, Tefsir, c. 2, s. 5, 20.

[329] Nesefi, Medârik, c. 1, s. 83, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 233.

[330] ÂI-iİmran: 96.

[331] Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1, s. 76.

[332] Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1, s. 37, 43.

[333] Hacc 26.

[334] Bakara: 127.

[335] Bakara: 125, Hacc 26.

[336] İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 237.

[337] Ahmed b. Hanbel, Müsned.c. 5, s. 150, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 117, Müslim, Sahih, c. 1, s. 370, Nesâî, Sünen, c. 2, s. 33, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 248.

[338] Taberî, Tefar, c. 2, s. 5, Ze mahşerî", Keşşaf, c. 1, s. 318.

[339] Zemahşeri, Keşşaf, c. 1, s. 317, Beyzâvf, TefaY, c. 1 , s. 86, Ebussuud, TefaY, c. 1, s. 172.

[340] Taberî, TefaY, c. 2, s. 4, Zemahşerf, Keşşaf, c. 1, s. 31 8, Kurtubî, TefaY, c. 2, s. 150, Neseff, Medârik, c. 1, s. 80, Beyzâvf, Tefar, c. 1, s. 87, Hâzin, TefaY, c. 1, s. 63, Ebussuud, Tefsîr, c. 1, s. 1 72.

[341] Taberî, Tefsir, c. 2, s. 12.

[342] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 243, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 325, Heysemî, Meonau´z-zevâid, c. 2, s. 12.

[343] İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 115.

[344] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 241-243, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 169, Taberî, TefaY, c. 2, s. 5, 20, Târih, c. 2, s. 265.

[345] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 241.

[346] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre,c.2, s. 257, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 271.

[347] Taberî, Târîh, c. 2, s. 265.

[348] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre,c.2, s. 198, İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 242, Taberî, Tefsir, c. 2, s. 3.

[349] Taberî, TefaY, c. 2, s. 3-5, E bu´l -F id â, TefaY, c. 1, s. 192.

[350] Taberî, Tefsir, c. 2, s. 20, Târih, c. 2, s. 265.

[351] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre.c.2, s. 199-200, Taberî, Tefsîr, c. 2, s. 3.

[352] Bakara: 142-147.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/247-251.