๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 26 Şubat 2010, 23:11:41



Konu Başlığı: Kardeşlerinin Ümmü Gülsum'ü Götürmek İçin Medine ye Gelişi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 26 Şubat 2010, 23:11:41
Kardeşlerinin Ümmü Külsum Hatûnu Götürmek İçin Medine´ye Gelişi

Ümmü Külsûm Hatunun Kimliği ve Medine´ye Hicret Edişi


Ümmü Külsûm Hatun, Peygamberimiz Aleyhisselamın Mekke´deki azılı düşmanlarından Ukbe b. Ebi Muayt´ın kızıdır.

Ümmü Külsûm Hatunun annesi Erva binti Küreyz olup.[639] Hz. Osman´ın da annesi idi.

Ümmü Külsûm Hatun Mekke´de Müslüman olmuş, Peygamberimiz Aleyhisselama bey´at etmişti.[640]

Yüce Allah ondan razı olsun!

Allah yolunda Müslüman ve Muhacir olarak ana baba ocağından çıkıp giden, Ümmü Külsûm Hatundan başka Kureyşî bir kadın yoktur.[641]

Ümmü Külsûm Hatun der ki:

"Ten´im veya Hashas nahiyesinde, kendimize ait olup ev halkımın bazısının oturduğu kıra sık sık gider, orada üç dört gün kalır ve ev halkımın yanına dönerdim.

Ev halkım benim oraya gidişimi yadırgamazlardı.

Oraya gidip gelmeyi sıklaştırdı m.

Yine, bir gün, her zaman gitmekte olduğum kıra gitmek i stiyorm usum gibi, Mekke´den çıkıp gittim.

Yolun en son noktasına vardığım zaman, Huzâalardan bir adam, bana:

´Sen nereye gitmek istiyorsun?´ diye sordu.

Ona:

´Bir hacetim var. Sana sorabilir miyim? Sen kimsin?1 dedim.

´Ben Huzâalardan bir adamım!´ dedi.

Huzâa adını anınca, ona içim ısındı.

Çünkü, Huzâalar Resûlullah Aleyhisselamın muahedesine katılmışlardı.

Ona:

´Ben Kureyşîlerden bir kadınım. Resûlullah Aleyhisselamın yanına gitmek istiyorum. Fakat yolu bilmiyorum!´ dedim.

Huzâî:

´Biz gece, gündüz gidilecekyolları iyi bilen kimseleriz. Ben, seni Medine´ye eriştirinceye kadar, sana yoldaş olurum!´ dedi.

Sonra, bana bir deve getirdi, ona bindim.

Devenin yularını tutup yola girdi.

Vallahi, adamcağız benimle tek kelime daha konuşmadı.

Deveyi ıhdırınca, hemen yanımdan uzaklaşıyor; deveden indiğimde, gelip deveyi ağaca bağladık tan sonra ağaçlar arasına çekiliyor, gidileceği ve deve açlıktan böğürdüğü zaman, onun yanına gelip bana arkasını dönüyor; deveye bindiğimde, devenin yularını tutup ininceye kadar arkasına bakmadan gidiyordu.

O, böyle yapmaktan geri durmadı.

Nihayet, Medine´ye geldik.

Allah o yoldaşı hayırla mükâfatlandırsın!

Huzâa kabilesi ne iyi kabiledir!

Peygamber Aleyhisselamın zevcesi Ümmü Seleme´nin yanına vardım. Yüzüm örtülü olduğu için, beni tanıyamadı. Kim olduğumu söyleyip yüzümü açınca, beni tanıdı, bırakmadı.

Bana:

´Sen Allah´a ve Allah´ın Resûlüne hicret mi ettin?´ diye sordu.

´Evet!´ dedim ve ilave ettim:

´Resûlullah Aleyhisselam, erkeklerden Ebu Cendel b. Süheyl ile Ebu Basîr´i müşriklere geri gön derdiği gibi, beni de gönderir diye korkuyorum!

Ey Ümmü Seleme! Erkeklerin hali kadınların hali gibi değildir.

Mekkelilerin yanlarından ayrıldığım günden bu yana sekiz gün geçmiş, dönüşüm, bulunmayışım uzamıştır.

Şimdi, onlar nerede kaybolduğumu konuşacaklar, sonra da beni arayacaklar, bulamayınca da, bana doğru geleceklerdir!´ dedim."[642]


[639] İbn Hacer, el-İsâbe, c. 4, s. 491.

[640] İbn Sa´d.Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8,s.229,İbn Abdilberr, el-İsâbe, c. 4, s. 1954, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 7, s. 8,İbn Hacer, el-İsâbe, c. 4, s. 491.

[641] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 629, İbn Sa´d, Tabakât., c. 8, s. 230.

[642] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/353-355.