Konu Başlığı: İsrâ ve Mirac Mucizesinin Haber Verilişi Gönderen: Sümeyye üzerinde 31 Ocak 2010, 20:39:51 İsrâ ve Mirac Mucizesinin Kureyş Halkına Haber Verilişi Peygamberimiz (a.s.); İsrâ ve Miracını Kureyş müşriklerine gidip haber vermek üzere ayağa kalkınca,[198] Ebu Talib´in kızı Ümmü Hani Hatun, Peygamberimiz (a.s.)ın ridasının ucun dan tutup: [199] "Ey amcamın oğlu![200] Ey Allah´ın peygamberi![201] Sana and veriyorum.[202] Bunu halka 5öyleme![203] Onlar seni yalanlarlar.[204] Üzerler!" dedi. Peygamberimiz (a.s.): "Vallahi, ben bunu onlara söyleyeceğim!" buyurdu.[205] Ümmü Hani Hatun, Habeşli cariyesine: "Yazıklar olsun sana! Git de, Resûlullah (a.s.) o halka ne söylüyor? Halk ona ne söylüyor? Göz kulak ol!" dedi.[206] Peygamberimiz (a.s.) İsrâ ve Miracını Kureyş müşriklerine gidip haber vereceği zaman; "Ey Cebrail!" dedi, "kavmim beni tasdik etmezler" Cebrail (a.s.): "Ebu Bekir seni tasdik eder" dedi. Bunun üzerine, Peygamberimiz (a.s.), gidip, Kabe´nin Hicr diye anılan yerinde ayakta durarak[207] Kureyş müşriklerine İsrâ hadisesini haber verince, onlar şaştılar:[208] "Doğrusu, biz şimdiye kadar bunun gibisini hiç işitmedik!?[209] Bu, şaşılacak, inanılmayacak şey! Vallahi, deve Mekke´den Şam´a gidişte bir ayda, dönüşte de bir ayda sürülüp götürülür! Muhammed bir tek gecenin içinde oraya gider de, Mekke´ye dönebilir mi?![210] Biz Beytü´l-Makdis´e, devemizin ciğerlerine, böğürlerine vura vura bir ayda varırız. O oraya bir tek gecenin içinde gitmiş ha?![211] Ey Muhammed! Buna delilin nedir?" dediler[212] ve yalanladılar.[213] Peygamberimiz (a.s.), yalanlanmaktan üzgün bir halde, bir tarafa çekilip oturduğu sırada, yanına Ebu Cehil gelerek oturdu. Alaylı bir tavırla: "Geceleyin yararlandığın birşey var mı?" diye sordu. Peygamberimiz (a.s.): "Evet! Vardır!" buyurdu. Ebu Cehil: "Ne imiş o?" diye sordu. Peygamberimiz (a.s.): "Geceleyin götürüldüm!" buyurdu. Ebu Cehil: "Nereye?" diye sordu. Peygamberimiz (a.s.): "Beytü´l-Makdis´e!" buyurdu. Ebu Cehil: "Sonra da aramızda sabahladın ha?!" dedi. Peygamberimiz (a.s.): "Evet!" buyurdu. Ebu Cehil, Peygamberimiz (a.s.) söylediği sözü inkâr eder korkusu ile, kavmini onun yanı na çağırmak istedi ve: "Bana söylediğin sözü onlara da söyleyesin diye, kavmini senin yanına çağırmamı uygun görür müsün?" dedi. Peygamberimiz (a.s.): "Olur!" buyurunca, Ebu Cehil: "Ey Ka´b oğulları cemaatı!" diyerek çağırmaya başladı. Meclislerinden silkinip kalkanlar, gelip Peygamberimiz (a.s.)la Ebu Cehil´in yanına oturdu lar. Ebu Cehil, Peygamberimiz (a.s.)a: "Haydi, bana söylediğini, kavmine de söyle!" dedi. Peygamberimiz (a.s.): "Ben geceleyin götürüldüm!" buyurdu. "Nereye?" diye sordular. Peygamberimiz (a.s.): Beytü´l-Makdis´e!" buyurdu. "Sonra da aramızda sabahladın ha?!" dediler. Peygamberimiz (a.s.): "Evet!" buyurunca, Peygamberimiz (a.s.)ın sözünü yalanlamak için, şaşkınlıklarından ve inkârlarından, kimisi ellerini çırptılar, kimisi de ellerini başlarına koydular![214] Kureyş müşrikleri, hemen, Hz. Ebu Bekir´in yanına vardılar. Ona: "Ey Ebu Bekir! Senin sahibin hakkındaki şeyden haberin var mı? O, güya, bu gece Beytü´l-Makdis´e varmış![215] Orada namaz kılmış! Sonra da Mekke´ye dönmüş!?" dediler. Hz. Ebu Bekir: "Siz onun hakkında yalan söylüyorsunuz!" dedi. Müşrikler: "Hayır! Kendisi, şuradaki Mescid´de halka böyle söyledi!" dediler.[216] Hz. Ebu Bekir: "Vallahi, eğer o bunu söyledi ise, muhakkak, doğrudur!" dedi.[217] Müşrikler: "Sen onu doğruluyor,[218] kendisinin bir gecede Beytü´l-Makdis´e gidip sabahtan önce Mekke´ye geldiğini[219] doğru buluyor musun?" dediler. Hz. Ebu Bekir: "Evet![220] Bunda şaşacağınız ne var?[221] Vallahi, ben onu bundan daha uzak olanında, gecenin veya gündüzün herhangi bir saatinde kendi sine semadan haber geldiğini bana haber verdiğinde tasdik edip duruyorum!"[222] dedikten sonra, Peygamberimiz (a.s.)ın yanına geldi ve: "Ey Allah´ın Peygamberi! Sen şu halka bu gece Beytü´l-Makdis´e gittiğini söyledin mi?" diye sordu. Peygamberimiz (a.s.): "Evet!" buyurdu. Hz. Ebu Bekir: "Ey Allah´ın Peygamberi! Onu bana tarif ve tavsif et! Çünkü, ben oraya gitmişimdir" dedi. Beytü´l-Makdis, hemen, Peygamberimiz (a.s.)ın gözünün önüne geldi. Peygamberimiz (a.s.), ona bakarak, Hz.Ebu Bekir´e Beytü´l-Makdis´i birer birertarif etmeye başlamış; anlattıkça, Hz. Ebu Bekir de: "Doğru söylüyorsun! Ben şehadet ederim ki; sen Allah´ın Resûlüsün!" demiştir. Peygamberimiz (a.s.) da: "Ey Ebu Bekir! Sen, Sıddîk´sın!" buyurmuş ve o gün ona Sıddfk ismini vermiştir.[223] Müşriklerin Peygamberimiz (a.s.)a Beytü´l-Makdis ve Beytü´l-Makdis Mescidi Hakkında Sorular Sormaları Müşriklerden, o beldeleri gezmiş ve Beytü´l-Makdis Mescidini görmüş olanlar, Peygamberimiz (a.s.)a: "Sen Beytü´l-Makdis Mescidini bize tarif ve tavsif edebilir misin?" diye sordular. Peygamberimiz (a.s.): "Oraya gittim!" buyurdu ve tarif etmeye başladı. Bazı noktalarda tereddüde düşünce, Beytü´l-Makdis Mescidi Peygamberimiz (a.s.)ın gözünün önüne getirildi ve ona bakarak, müşriklerin sorularını cevapladı. Müşrikler: "Vallahi, tarif ve tavsifte isabet ettin!" dediler.[224] Peygamberimiz (a.s.), bu hususu şöyle anlatır: "Kureyşîler, gezdiğim yerler, özellikle Beytü´l-Makdis hakkında, bana birçok sorular sormaya başladılar ki, ben İsra gecesi onları zihnimde iyice tesbit ve hıfz etmiş değildim. Bunun için, o kadar sıkılmıştım ki, böyle bir sıkıntıya hiç düşmemiştim. Derken, Yüce Allah benimle Beytü´l-Makdis arasındaki uzaklığı kaldırdı da, ne sordularsa, ona bakarak, sorularını birer birer cevapladım.[225] Bana: ´Beytül-Makdis´in kaç kapısı var?1 diye sordular. Ben de, Beytü´l-Makdis´e bakıp, onlara haber verdim. Bazıları da: ´Beytü´l-Makdis Mescidinin kaç kapısı var?´ diye sordular. Beytü´l-Makdis Mescidi gözümün önüne dikilince, ona bakıp kapılarını sayarak, onlara bildirdim."[226] [198] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c.2, s. 43. [199] İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 43, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 141, Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 245, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 110. [200] İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s.1 41, Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 245. [201] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 110. [202] İbn Seyyid, Uyun, c. 1, s. 141, Zehebî, s. 245. [203] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 110. [204] İbn İshak, İbn Hisam, c. 2, s. 43, İbn Seyyid, c. 1, s. 141 .Zehebî, s. 245, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 110. [205] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43, İbn Sa´d, c. 1 , s. 215, Zehebî, c. 3, s. 110. [206] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43, İbn Seyyid, c. 1, s. 141, Zehebî, s. 245. [207] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 215. [208] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 43, İbn Sa´d, Tabakât, c. 1 , s. 215, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 141, Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 245-246, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 110. [209] İbn İshak, İbn Hisam, c. 2, s. 43, İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 215. [210] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43. [211] Zehebî, Târîhu´l-islâm , c. 246. [212] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43. [213] Zehebî, T ârThu ´l-islâm, s. 246, Ebu´l -Fid â, c. 3, s. 110. [214] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 305-306, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 309, Ebu´l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 223, Zehebî, Târîhu´l-islâm , s. 249. [215] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Zehebî, s. 247-248, Ebu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21. [216] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 113. [217] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39-40, Zehebî, s. 248, Ebu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21. [218] Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 248. [219] Ebu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21. [220] Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 248; Ebu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21. [221] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 40. [222] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 40, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 56, Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 247-248, Ebu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21-22. [223] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 39-40, Ebu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21-22. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/226-230. [224] İbn Ebi Şevbe, Musannef, c. 14, s. 306, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 309, Ebu´l-Ferec İbn Cevzî, el-Vetâ, c. 1 , s. 223, Zehebî, TâriTıu´l-islâm, s. 250. [225] İbn Saıd,Tabakâtü´l-kübrâ,c. 1, s. 215, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 247, 248, Müslim, Sahih, c. 1, s. 156, Timizf, Sünen, t 5, s. 301, Zehebî, Târîhu´l-isJâm, s. 246, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye vıe´n-nihâye, c. 3, s. 113, Diyartoekrf, Hamîs, c. 1, s. 315. [226] İbn Sa´d, Tabakât, 11, s. 215. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/230-231. |