๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 16 Şubat 2010, 12:57:32



Konu Başlığı: İslâm İrşad Birliğinin Gönderilişi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 16 Şubat 2010, 12:57:32
İslâm İrşad Birliğinin Gönderilişi  




Peygamberimiz Aleyhisselam; Ebu Berâ´ın gönderilecek irşad birliğini koruyacağı hakkında verdiği kesin söz üzerine, Sâide oğullarının kardeşi Münzirb. Amr´ın kumandası altında kırk kişilik[132] veya otuz kişilik[133] veya yetmiş kişilik[134] irşad birliğini o taraflara yolladı.[135]

İrşad birliğine katılan ashabın dördü Muhacirlerden, diğerleri Ensardandı.[136]

Gönderilen irşad birliğinin önce kırkının, arkasından da otuzunun takviye olarak gönderilmiş olduğu ve gönderilenlerin sayısının böylece yetmişi bulduğu göz önünde tutulacak olursa, her üç rivayetin de doğru olduğu anlaşılır.

İrşad birliği; Süleym oğullarından Muttalib´in kılavuzluğu ile Maûne Kuyusuna doğru yollarına devam edip, bir sabah Bi´r-i Maûne´nin başına indiler.[137]

Bi´r-i Maûne; Âmir oğulları yurdu ile Süleym oğulları yurdu arasında olup, her ikisinin bölgesine yakındır. Fakat, Süleym oğullarının kara taşlıklarına daha yakındır.[138]

Bi´r-i Maûne, Süleym oğullarına ait sulardandır.[139] Mekke ile Usfan arasındaki bölgededir.[140]

İslâm irşad birliği Bi´r-i Maûne´nin başına indikleri zaman, binek develerini otlatmak üzere, Amr b. Ümeyye ile Münzirb. Muhammed´i mer´aya gönderdiler.[141]

Peygamberimiz Aleyhisselam; Necid halkı ve Âmir oğulları liderlerine verilmek üzere, bir mektup da göndermişti.[142]

İslâm irşad birliği, Bi´r-i Maûne´nin üst tarafında bulunan bir mağarada oturup dinlendikten sonra, birbirlerine:

"Hanginiz şu su çevresi halkına Resûlullah Aleyhisselamın elçiliğini yapar?" diye sordular.

Haram b. Milhan:

"Ben yaparım!" dedi.[143]

Biri Benî Ümeyye´den, diğeri de topal olan iki arkadaşını yanına alıp gitti.[144]

Benî Âmirlerin kardeşi Âmir b. Malikle karşılaştı. İzin verilince, Peygamberimiz Aleyhisselamın mektubunu onlara okudu.[145]

Haram b. Milhan; Âmir b. Tufeyl´in topluluğuna yaklaşınca, arkadaşlarına:[146]

"Ben size gelinceye kadar, siz yerinizde durunuz.[147]

Ben onların yakınına varıncaya kadar, benden uzak durmayınız.

Eğer onlar bana Resûlullah Aleyhisselamdan aldığımız emri kendilerine tebliğ edinceye kadar eman ve imkân verirlerse ne âlâ!

Yok eman vermezler, beni öldürürlerse, siz zaten benden uzakta değilsiniz, hemen gider, durumu arkadaşlara haber verirsiniz!" dedi.

Haram b. Milhan; Âmir b. Tufeyl´in topluluğuna:

"Resûlullah Aleyhisselamın elçiliğini tebliğ için bana eman ve izin verir misiniz, yanınıza gelip sizin­le konuşayım?" dedi.

"Olur!" dediler.[148]

Bunun üzerine, Haram b. Milhan yanlarına vardı ve onlara:

"Ey Maûne Kuyusunun çevresi halkı! Ben size Resûlullah Aleyhisselamın gönderdiği elçisiyim!

Ben şehadet ederim ki; Allah´tan başka ilah yoktur! Muhammed Aleyhisselam da Allah´ın kulu ve resûlüdür!

O halde, siz de Allah´a ve Resûlüne iman ediniz!" dedi.[149]

Âmir b. Tufeyl, Haram b. Milhan´ın sunduğu, Peygamberimiz Aleyhisselamın mektubuna hiç bak­madı bile!

Hemen üzerine saldırıp Haram b. Milhan´ı şehit etti.[150]

Diğer rivayete göre; Haram b. Milhan konuşurken, Amir b. Tufeyl´in işaret ettiği bir adam Haram b. Milhan´a arkasından mızrağını sapladı. Mızrağın ucu Haram b. Milhan´ın göğsünden dışarı çıktı![151]

Mızrak vücuduna saplanır saplanmaz, Haram b. Milhan:

"Allahuekber! Kabe´nin Rabbine andolsun ki* kazandım gitti!" dedi[152] ve fışkıran kanından avuçlayıp, onu yüzüne ve başına sürdü![153]

Âmir b. Tufeyl:

"Andolsun ki, bu tek başına gelmemiştir!" dedi .[154]

Haram b. Milhan´ın gerisinde bulunan Müslüman topluluğunu da kuşatıp imha etmek için Âmir oğulları kabilesini yardıma çağırdı.

Âmir oğulları, Âmir b. Tufeyl´in davetine icabet etmekten çekindiler:

"Biz, Ebu Berâ´ın ahdini asla bozmayız![155] Ebu Berâ´ın onlar için bir ahdi ve kendilerini koruyacağı hakkında bir taahhüdü var!" dediler.[156]

Bunun üzerine, Âmir b. Tufeyl, Süleym oğullarından Usayya, Ri´1,[157] Zekvan,[158] Kare[159] kabilelerine başvurup kendisine fiilî yardı m da bulunmalarını istedi.

Onlar Âmir b. Tufeyl´in davetine icabet ederek toplanıp, Müslümanları kuşattılar.[160]

İslâm irşad birliği:

"Vallahi, bizim sizinle hiçbir işimiz yok! Biz ancak Peygamber Aleyhisselamın bir işi için yolumuza gidiyoruz. Biz Resûlullahın elçileriyiz!" dedilerse de, müşriklere dinletemediler.[161]



Urve b. Esmâ´nın Müşrikler Tarafından Verilen Emanı Reddedişi


Urve b. Esmâ´nın mensup bulunduğu Süleytm oğulları kabilesiyle Amir b. Tufeyl arasında dostluk vandı.

Bunun için, İslâm irşad birliğini çepeçevre kuşatan müşrikler, Urve´ye eman vererek kendisini kur­tarmak istediler. Fakat, Urve:

"Ben ne onların emanını kabul ederim, ne de şu arkadaşlarımın vurulup düşecekleri yerden kendi­mi ayırmak, kayırmak isterim!" diyerek, onların emanlarını reddetti.[162]



[132] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 194, Vâkıdı, c. 1, s. 347, Belâzurı, c. 1, s. 375, Taberı, c.3, s. 34, Beyhakı, c. 3, s. 339, İbn Esîr, c.2, s. 171, Zehebı, s.193, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 73, Heysemı, c. 6, s. 128, İbn Haldun, c. 2, ks.2, s. 27.

[133] İbn Habıta, Kitâbu´l-muhabber, s. 118, Kastalânî, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 134, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 1, s. 452.

[134] Vâkidî, Megâzî, c. 1, s. 347, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 52, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 1 09, Buhârî, Sahih, c. 5, s. 42, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1511, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 375, Taberî, Târih, c. 3, s. 34, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c.3, s. 342, İbn EsiY, Kâmil, c. 2, s. 171, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 44, Zehebî, Megâzî, s. 194, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 71, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 126.

[135] İbn İshak, İbnHişam, Sîre, c.3, s. 194, Vâkıdî, c. 1, s. 347, İbn Sa´d, c. 2, s. 52, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 109, Buhârî, c.5,s. 42, Müslim, c. 3, s. 1511, Belâzurî,c. 1, s. 375, Taberî, c. 3, s. 34, Beyhakî, c. 3, s. 339, 343, İbn Esîr, c. 2, s. 171, İbn Seyyid, c. 2, s. 44, Zehebî, s. 193-194, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 71 , 73, Heysemî, c. 6, s. 126, 128.

[136] İbn Habîb, Kitâbu´l-muhabber, s. 118, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 1, s. 452.

[137] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 347, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 127.

[138] İbn İshak, İbn Hişam, c.3, s. 194, Vâkıdî, c. 1, s. 347, Taberî, c. 3, s. 34, Beyhakî, c. 3, s. 339, İbn Seyyid, c.2, s. 44, Heysemî, c. 6, s. 128.

[139] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 347.

[140] Kastalâni, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 133.

[141] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 347, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 1, s. 453.

[142] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 194, Vâkıdî, c.1 , s. 347.

[143] Taberî, Târih, c.3, s. 36.

[144] Ahmed b. Hanbel, c.3, s. 210, Buharı, c. 3, s. 204, Zehebı, s. 195.

[145] Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 342.

[146] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 210, Buhârî, Sahih, c. 3, s. 204, Zehebî, Megâzî, s. 195.

[147] İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 1, s. 473, Zehebî, Megâzî, s. 195.

[148] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 210, Buhârî, Sahih, c. 3, s. 204, Taberî, Târih, c. 3, s. 36, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 346, İbn Esir, Usdu´l-gâbe, c. 1, s. 473, Zehebî, Megâzî, s. 195.

[149] Taberî, Târih, c.3, s. 36, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 1, s. 452.

[150] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c.3, s. 194, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 347, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c.2, s. 52, Beyhakî, Delâil, c.3, s. 339, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 171, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c.2, s. 44, Zehebî, s. 193, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c.6, s. 128, İbn Haldun, Târih, c. 2,ks. 2, s. 28, Bedrüddin Aynî, Umdetu´l-Kârî, c. 7, s. 19.

[151] Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 210, Buhârî, c. 3, s. 204, c. 5, s. 43, Beyhakî, c. 3, s. 347, Zehebî, s. 195, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 72.

* Zührî, Megâzî, s. 95, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 383-384, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 43, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 72.

[152] Zührî, Megâzî, s. 95, Abdurrezzak, M usannef, c. 5, s. 383-384, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 210, Buhârî, c. 3, s. 204, c. 5, s. 43, Beyhakî, c. 3, s. 347, 349, Zehebî, s. 195-196, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 72.

[153] Zührî, Megâzî, s. 95, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 383-384, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 43, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 72.

[154] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 348.

[155] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre.c. 3, s. 194, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 347, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 52, Taberî, Târih, c. 3, s. 34, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 339, İbn Esîr, Kâmil, c.2, s. 171, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 44, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 73, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 128, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 28.

[156] Taberî, Târih, c. 3, s. 34, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 339-340, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 171, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 44, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 73, Heysemî, c. 6, s. 128.

[157] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 194, Vâkıdî, c. 1, s. 347, İbn Sa´d, c. 2, s. 52, Taberî, c.3, s. 34, Beyhakî, c. 3, s. 340, İbn Esîr, c.2, s. 171, İbn Seyyid, c. 2, s. 44, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 73, Heysemî, c. 6, s. 128, İbn Haldun, c.2, ks. 2, s. 28, Bedrüddin Aynî, Umdetu´l-Kârî, c. 7, s. 19.

[158] İbn İshak, İbn Hişam, c.3, s. 194, İbn Sa´d, c. 2, s. 52, Taberî, c. 3, s. 34, Beyhakî, c. 3, s. 340, İbn Esîr, c. 2, s. 171 , Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 73, Heysemî, c. 6, s. 128, İbn Haldun, c.2, ks.2, s. 28, Aynî, c. 7, s. 19.

[159] Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 340, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1351, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 73.

[160] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 194, Vâkıdî, c. 1, s. 347, İbn Sa´d, c.2, s. 52, Taberî, c. 3, s. 34, İbn Abdilberr, c. 4, s. 1450-1451, Beyhakî, c.3, s. 340, İbn Esir, c.2, s. 171, İbn Seyyid, c. 2, s. 44, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 73, Heysemî, c. 6, s. 128.

[161] Buhârî, Sahih, c. 5, s. 41.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/256-259.

[162] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 352, Ibn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 378, Ibn Abdilberr, Istiâb, c. 3, s. 1064-1065, Ibn Esîr, Usdu´l-gâbe, C.4.S.26.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/259-260.