๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Mart 2010, 13:07:16



Konu Başlığı: İkâl Husayn b. Muallâ ve Zül Cevşen in müslüman oluşları
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Mart 2010, 13:07:16
İkâl, Husayn b. Muallâ ve Zü´l-Cevşen´in Müslüman Oluşları  



İkâl, bundan sonra, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına geldi. Peygamberimiz Aleyhisselam Müslüman olmasını ona teklif etti ve:

"Muhammed´in Resûlullah olduğuna şehadet eder misin?" diye sordu.

İkâl:

"Ben, Hübeyre b. Nüfâda b. Muâviye b. Ubâde b. Ukayl´ın Kameyleban Günü ne güzel süvari olduğuna şehadet ederim!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Muhammed´in Resûlullah olduğuna şehadet eder misin?" diye tekrar sordu.

İkâl:

"Halis olanın köpük altında bulunduğuna şehadet ederim!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, üçüncü kez:

"Muhammed´in Resûlullah olduğuna şehadet eder misin?" diye sorunca, İkâl şehadet getirip Müslüman oldu.

Husayn b. Muallâ b. Rebia b. Ukayl ile Zü´l-Cevşenü´d-Dıbâbiyyi´l-Âmirî de, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına gelerek Müslüman oldular.[18]

Zü´l-Cevşen iyi bir şair idi, ismi Şurahbil idi. [19] Kendisi Bedir savaşından sonra müşrik olarak Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına gelip bir at hediye etmek istemiş, Peygamberimiz Aleyhisselam onun hediyesini kabule yanaşmamıştı. Kendisine:

"Ey Zü´l-Cevşen! Şu işe, İslâmiyete ilk girenlerden olman sana gerekmez miydi?!" diye sormuş, Zü´l-Cevşen:

"Hayır!" demişti.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Seni buna girmekten alıkoyan nedir?" diye sorunca, Zü´l-Cevşen:

"Gördüm ki, kavmin seni yalanladı. Sana olanca işkenceyi yaptı. Seni Mekke´den çıkardı ve senin­le savaştı.

Senin onlara ne yapacağına bakacağım! Eğer sen onlara galebe çalarsan sana iman edecek ve tâbi olacağım. Eğer onlar sana galebe çalarlarsa sana tâbi olmayacağım!" demişti.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Onların Bediide nasıl vurulup yere serildikleri haberi sana erişmedi mi?" diye sormuş, Zü´l-Cevşen:

"Erişti!" demişti. [20]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Bu, senin için, doğru yolu göstermeye yeterdi!" buyurmuş, [21] Zü´l-Cevşen:

"Kabe´ye ve bakanlarına da galebe çalarsan?" demişti.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Eğer yaşarsan bunu da görürsün!" buyurduktan sonra, "Ey Bilal! Adamın heybesini al! Medine hur­masından ona azık koy!" demiş, Zü´l-Cevşen dönüp yurduna giderken de:

"O, Benî Âmirlerin iyi süvarilerindendir!" buyurmuştu.

Zü´l-Cevşen der ki:

"Vallahi, ev halkımla birlikte çukur yurdumuzda bulunduğumuz sırada birbinitli çıkageldi. [22]

Ona:

´Nereden geliyorsun?´ diye sormuştum.

´Mekke´den!1 demişti.

´Ne haber var? [23] Halk ne yapıyor?1 diye sormuştum.

´Vallahi Muhammed Kabe´ye ve bakıcılarına galebe çalmış bulunuyor!´[24] deyince:

´Anam beni vitirsin! Keşke o zaman Müslüman olsaydım, muhakkak, Hîreyi ister, kendime ayırttırır ve bağışlattırırdım!´ demiştim." [25]


[18] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1 , s. 302-303.

[19] İbn ^Jodilberr, İstiâb, c. 2, s. 468, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 171.

[20] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 6, s. 47-48, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 67-68 .

[21] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 68, İbn Esir, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 171 .

[22] İbn Sa´d, c. 6, s. 48, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 68, İbn E ar, c. 2, s. 171.

[23] İbn Esîr, c. 2, s. 171

[24] İbn Sa´d, c. 6, s. 48, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 68.

[25] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 6, s. 68, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 68, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 171.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/413-414.