๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 19 Şubat 2010, 15:50:30



Konu Başlığı: İftiracılar
Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Şubat 2010, 15:50:30
İftiracılar


"İftiracılar, başta Abdullah b. Übeyy b. Selûl ve Haz recilerden yanında bulunanlar olmak üzere, Hassan b. Sabit, Mıstah b. Üsâse ve Hamne binti Cahş ile halktan birtakım kimselerdi.

Mıstarı, Hamne ve Hassan, bu iftirayı dillerinden düşürmeyenlerdendi.[88]

Abdullah b. Übeyy b. Selûl´e gelince, o, bu iftirayı kurcalayan, ortaya çıkaran, açıklayan, yayan ve derleyip toparlayan kimse idi.

Günahın en büyüğünü yüklenen de, onunla Hamne idi.[89]

Hamne binti Cahş, aklınca, kızkardeşi Zeyneb binti Cahş´a rekabetimi kırmak için, bu yolda yayıl mayacak şeyler yayıyordu.[90]

Resûlullah Aleyhisselamın Mescidde halka hitapta bulunduğu o günümü bütün ağlamakla geçirdim.

Ne gözümün yaşı diniyordu, ne de gözüme uyku giriyordu.

Ben böylece iki gece, bir gündüz ağladım.

O kadar gözyaşı döktüm ki, annemle babam, ağlamaktan ciğerlerim parçalanacak sandılar.

Annem ve babam yanımda oturdukları ve ben de ağlayıp durduğum sırada, Ensardan bir kadın benimle birlikte ağlamak için benden izin istemiş, ben de kendisine izin vermiştim. O da, oturup benim le birlikte ağlıyordu.

Biz bu durumda iken, Resûlullah Aleyhisselam, ansızın içeri girdi. Selam verdikten sonra, oturdu.

Halbuki, Resûlullah Aleyhisselam, bundan önce, aleyhimde dedikodular başladığı günden beri, yanımda hiç oturmamıştı.

Bir ay beklediği halde, benim hakkımda kendisine birşey de vahyolunmamıştı.

Resûlullah Aleyhisselam, oturunca, şehadet getirdikten sonra:

´Ey Âişe!1 diyerek söze başladı ve:

´Senin aleyhinde bana şöyle şöyle sözler erişti!

Eğer sen bu isnadlardan berî, uzak isen, yakında Allah senin onlardan benliğini, uzaklığını açık layacaktır. Şayet böyle bir günaha yaklaştınsa, Allah´tan yarlıganmak dile ve ona tevbe et!

Çünkü, kul günahını itiraf ve arkasından da tevbe ettiği zaman, Allah onun tevbesini kabul buyurur´ dedi.

Resûlullah Aleyhisselam sözlerini bitirince, gözümün yaşı kesiliverdi. Öyle kesiliverdi ki, ağlamak için ondan bir damla bile bulamıyordum.

Hemen, babama dönüp:

´Resûlullah Aleyhisselama benim tarafımdan cevap ver!´ dedim.

Babam:

´Vallahi, Resûlullah Aleyhisselama ne diyeceğimi bilmiyorum!´ dedi.

Anneme:

´Resûlullah Aleyhisselama bu hususta benim tarafımdan cevap ver!´ dedim.

Annem de:

´Vallahi, Resûlullah Aleyhisselama ne diyeceğimi bilmiyorum!´ dedi.[91]

Vallahi, o günlerde Ebu Bekir ailesinin başına gelen şeyin hiçbir ailenin başına geldiğini bilmiyorum.

Babam ve annem hakkımda konuşamadıkları zaman, ağladım.

´Vallahi,´ dedim, ´ben senin andığın, olmayan birşeyden dolayı hiçbir zaman Allah´a tevbe etmeye-ceğim!´[92]

Ben yaşı küçük bir kadın olduğum için, Kur´ân´dan kendimi savunacak kadar âyet okuyamazdım.

´Vallahi,´ dedim, ´anladım ki; siz bu lafları işitmişsiniz ve hatta onlar gönüllerinizde yer etmiş, onları doğrulamışsınız![93]

Şimdi, ben size ´O kötülükten berîyim, uzağım!´ desem-ki Allah biliyor, ben ondan berîyim-beni doğrulam azsınız.

Faraza ´Ben kötü bir iş yaptım!´ desem-ki Yüce Allah biliyor, ben böyle birşeyden berîyim, uzağım-siz beni hemen doğrularsınız.

Vallahi, ben kendimle size verecek misal bulamıyorum.

Ancak, Yûsuf´un babasının dediği gibi ki, o, ´Bana düşen artık güzelce sabredip katlanmaktır. Sizin anlatmakta olduğunuz şeye karşı yardımına sığınılacak, ancak Allahtır´ [Yûsuf: 18] demişti,´ dedim.

Dönüp döşeğime yattım."[94]



[88] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 312, .Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 60, Buhârî, c. 5, s. 56.

[89] Buhârî, c. 6,s.13, Müslim, c. 4, s. 2138, Tirmizî, c. 5, s. 335.

[90] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c.3, s. 313.

[91] Zührî, Megâzî, s. 120-121 , Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 432, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 196, Buhârî, Sahih, c. 5, s. 58-59, Müslim, Sahîh, c. 4, s. 2134-2135, Taberî, Tefsir, c. 18, s. 91 -92.

[92] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c.3, s. 314, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 433.

[93] Zührî, Megâzî, s. 1 21, Vâkıdî, c. 2, s. 432, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 1 96, Buhârî, c. 5, s. 59, Müslim, c. 4, s. 2135.

[94] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/404-406.