๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 03 Mart 2010, 16:49:59



Konu Başlığı: Hz. Ali nin Sancağı Kalenin Dibine Dikişi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 03 Mart 2010, 16:49:59
Hz. Ali´nin Sancağı Kalenin Dibine Dikişi ve Yahudilerle Kale Dışında Çarpışılışı  



Seleme b. Ekvâ der ki:

"Vallahi, Ali sancağı alınca, silkelene silkelene gitti.

Biz de, onun ardına, izine düşüp gittik!

Ali b. Ebu Talib, sancağını kalenin dibindeki bir taş yığınına dikti.

Kalenin üzerinden bir Yahudi, ona:

´Sen kimsin?1 diye sordu.

Ali b. Ebu Talib:

´Ben, Ali b. Ebu Talib´iml´ dedi.

Bunun üzerine, Yahudi, Yahudilere:

´Musa´ya indirilmiş olanlara andolsun ki; siz yenilgiye uğrayacaksınız!´ dedi."[217]

Natat kalesinin arkasına üç kat duvar örülmüştü.

Yahudiler, Müslümanlarla çarpışmak için kaleden ve duvarlardan geçerek dışarı çıktılar.[218]

Hz. Ali ve arkadaşlarıyla çarpışmak için kaleden adamlarıyla birlikte ilk çıkan da, Merhab´ın kardeşi Haris oldu.

Haris, cesareti ve yavuzluğu ile tanınırdı.

Hz. Ali onunla çarpıştı ve vurup onu öldürdü.[219]

Başına kırmızı sarıkla tuğ yapmış bulunan Ebu Dücâne, Hayber süvarilerinden Haris (EbuZeyneb) ile karşılaştı ve onu öldürdü.

Yahudi savaşçılarından Üseyr ve Âmirde, Haris gibi, başlarına tuğ yapmışlardı.[220]

"Benimle çarpışacak kim var?" diyerek haykırıyordu.

Muhammed b. Mesleme, ona doğru vardı.

Birbirlerine kılıç vuruştular.

Muhammed b. Mesleme, onu öldürdü.

Yâsir de, Yahudilerin yavuz savaşçılarındandı.

Müslümanlardan kaçacak olanları toplayıp götürmek için yanında kısa bir mızrak taşıyordu.

Hz. Ali hemen ona doğru vardı.

Zübeyr b. Avvam:

"Allah aşkına! Sen aramıza girme!" diye and verince, Hz. Ali geri durdu.[221]

Yâsir

"Hayber halkı iyi bilir ki; ben tepeden tımağa kadar silahlanıp er meydanlarında dolanan Yâsir´imdir!" diye recez söyleyerek övünüyordu.[222]

Zübeyr b. Avvam´ın annesi Hz. Safiyye binti Abdulmuttalib:

"Yâ Rasûlallan! Oğlumu öldürecek o!" diye feryad edince, Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Hayır! Belki inşaallah oğlun onu öldürecektir!" buyurdu.[223]

Zübeyr b. Avvam da:

"Hayber halkı iyi bilir ki; ben de, güçlü, kuvvetli, hiçbir kavimden yüz çevirip kaçmaz, zaaf göster­mez ulu bir kişiyimdir!

Şan ve şereflerini koruyanların, hayırlı kişilerin oğluyumdur!

Ey Yâsir! Kâfirlerin topluluğu seni aldatmasın!

Onların topluluğu ağır ağır çekilip giden serap gibidir!" recezini okuyarak ona doğru vardı.[224]

Çarpıştılar. Zübeyr b. Avvam, Yâsir´i vurup öldürdü.[225]



[217] İbn Esir, Kâmil, c. 2, s. 220, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 186, İtan Hacer, Metâlibu´l-âliye, c. 4, s. 240, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 49.

[218] İmam Muhammed, Siyeru´l-kebfr, c. 1, s. 72, 73.

[219] Vâkidi, Megâzı, c. 2, s. 654, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 737.

[220] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 654.

[221] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 657.

[222] İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 219.

[223] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 348, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 657, Taberî, Târîh, c. 3, s. 93, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 189.

[224] Taberî, Târih, c. 3, s. 93.

[225] Vâkıdî, Megâzı, c. 2, s. 657, Taberî, Târih, c. 3, s. 93.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/60-62.