๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 09 Mart 2010, 15:52:30



Konu Başlığı: Huzâaların yardım dilekleri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Mart 2010, 15:52:30
Huzâaların Yardım Dileklerini Peygamberimiz Aleyhisselamın Medine´den Cevaplayışı


Peygamberimiz Aleyhisselamın zevcesi Hz. Meymûne binti Hâris´in bildirdiğine göre; Peygamberimiz Aleyhisselam, onun evinde gecelediği ve namaz için kalkıp abdest aldığı sırada, üç kere:

"Lebbeyk! Lebbeyk! Lebbeyk! (Davetine icabet ediyorum! Davetine icabet ediyorum! Davetine ica bet ediyorum!)"

Üç kere de:

"Nusirte! Nusirde! Nusirte! (Sen yardım olundun gitti! Sen yardım olundun gitti! Sen yardım olundun gitti!)" buyurdu.

Hz. Meymûne:

"Sen sanki bir insanla konuşuyorsun! Yanında bir kimse mi var?" diye sordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Şu Ka´b oğullarının recez okuyucusu, feryad ederek bana sesleniyor ve imdatlarına yetişmemi istiyor! Kendilerine karşı Kureyşflerin Benî Bekrlere yardım ettiklerini söylüyor!" buyurdu.[95]

Peygamberimiz Aleyhisselam, hadisenin vuku bulduğu gecenin sabahında da, Hz. Âişe´ye:

"Huzâalarda bir hadise çıktı!" buyurdu. [96]

Hz. Âişe:

"Yâ Rasûlallah! Kılıç kendilerini yok etmişken, Kureyşîler, seninle aralarındaki muahedeyi bozmaya mı kalkıştılar dersin?" diye sordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Onlar, Allah´ın olmasını dilediği iş için, muahedeyi bozdular!" buyurdu.

Hz. Âişe:

"Yâ Rasûlallah! Bu iş hayırlı mıdır, yoksa zararlı mıdır?" diye sordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Hayırlıdır!" buyurdu. [97]


Huzâaların Medine´ye Gelişi


Aradan üç gün geçmiş, Peygamberimiz Aleyhisselam halka sabah namazını kıldırmıştı.[98]

Arkası halka dönük olarak Mescidde oturuyordu.

Kureyş müşriklerinin Benî Bekrleri gizlice desteklemesi ile Benî Bekrler Huzâaları yenip onlardan öldüreceklerini öldürdükleri ve böylece Peygamberimiz Aleyhisselamla aralarındaki ahd ve misakı boz dukları zaman, Amr b. Salim el-Huzâî,[99] yanına Huzâalardan kırk süvari alarak, başlarına gelenleri anlatmak ve yardımını dilemek üzere[100] Medine´ye, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına geldi ve başucunda durdu.[101]

Amr b. Salim, şairdi.[102]

Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına gelince, söylemiş olduğu şiirini okumasına izin istedi. Peygamberimiz Aleyhisselam izin verince, şiirini okudu.

Okuduğu şiirinde meal olarak şöyle diyordu:

"Ey Rabbim! Ben, bizim babamızla onun babası arasındaki eski ittifakı anıyor ve yardımını diliyo rum!

O zaman, biz doğurucu (ana) mevkiinde idik. Sen ise oğul mevkiinde idin (bizden doğdun)[103]

Sonra, Müslüman olduk ve sana yardımdan el çekmedik!

Öyleyse, Allah´ın sana hazırlamış olduğu yardımla, bize yardım et, destek ol!

Allah´ın kullarını çağır, acele gelip, imdadımıza yetişsinler!

İçlerinde Allah´ın Resûlü de olduğu; yapılan zulme öfkesinden renkten renge girdiği, savaşmaya hazırlandığı ve büyük bir ordunun başına geçmiş bulunduğu halde, denizler gibi köpükler saçarak akıp gelsinler!

Çünkü, Kureyşîler sana verdikleri sözde durmadılar; seninle yaptıkları en sağlam misakı bozdular: Bizi Mekke´nin aşağı tarafındaki yerimizde gözetlediler, gafil avladılar. Halbuki, onlar hem çok zayıf ve önemsiz, hem de sayıca çok az idiler.

Benim kimseyi yardıma çağırmayacağımı, çağıramayacağımı sandılar[104]

Bizi Vetir´de, geceleyin uykuda iken, birden baskına uğrattılar.

Bizi, Müslüman olduğumuz halde, rükû ve sücud halinde iken öldürdüler!"[105]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Siz bu hususta kimi suçluyor, suçlu buluyorsunuz?" diye konuştu.

Amr b. Salim:

"Benî Bekrleri!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Hepsini mi?" diye sordu.

Amr b. Salim ve yanındakiler:

"Hayır! Suçladığımız, onların amca oğulları Benî Nüfâselerdir! Kavmin başkanı da, Nevfel b. Muaviyetü´d-Di´lîdir!" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Bu, Benî Bekri erden bir kabiledir.

Ben Mekkelilere adam gönderip bu işi onlara soracak, kendilerini bazı hususları seçmekte muhayy er kılacağım!" buyurdu.[106]

ŞairHassân b. Sabit de, söylediği birşiirde, Benî Ka´blardan (Huzâalardan) birçok kişilerin kılıçları kınlarına sokulu olduğu halde Mekke Bathâ´sında öldürülüp bırakıldıklarını açıklar.[107]

Öldürülenler, yirmi [108] veya yirmiüç kişi idi.[109]

Peygamberimiz Aleyhisselam, Amr b. Sâlim´in şiirini dinledikten sonra, ridasının eteğini toplayarak ayağa kalktı ve kalkarken de:

"Eğer kendime yardım ettiğim şeylerle Benî Ka´blara yardım etmezsem, ben de yardım görmeyey-im![110]

Varlığım Kudret Elinde bulunan Allah´a andolsun ki; kendimi ve ev halkımı koruduğum şeylerle, bun ları da koruyacağım![111]

Huzâalar bendendir, ben de Huzâalardanım![112]

Ey Amr b. Salim! Sen yardım olundun gitti!" buyurdu.

O sırada, Peygamberimiz Aleyhisselama, gökte bir bulut göründü.[113] Gök, gürlemeğe başladı.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Bu gök gürlemesi, Benî Ka´blara (Huzâalara) yardıma işarettir.[114] Bu bulut, yağmur yağdırırcası-na Benî Ka´blara yardım olunacağına işarettir" buyurdu.[115]

Hz. Âişe´nin bildirdiğine göre; Peygamberimiz Aleyhisselam Benî Ka´blara (Huzâalara) yapılana o kadar kızmıştı ki, o güne kadar, hiç bu kadar kızdığı görülmemişti.[116]



[95] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 784,785.

[96] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 784,785.

[97] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 784,785.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/313.

[98] Taberânf, Mu´cemu´s-sagfr, c. 2, s. 73, Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1 , s. 192, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 77.

[99] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c.4, s. 36.

[100] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 789, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 134.

[101] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 36.

[102] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 293.

[103] Abdi M enaf oğullarını n annesi de, Kusayy´ın annesi de Huzâalardandı.

[104] Yahut: "Sen kimseyi yardıma çağıramayacaksın sandılar" (Ebu Yusuf, Kitâbu´l-haraç, s. 213).

[105] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 36, 37, E bu Yusuf, Kitâbu´l-harac, s. 213, Vâki di, Megâzî, c. 2, s. 789, Belâzurî,Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 353, 354, Taberî, Târîh, c. 3, s. 111, Taberânf, Mu´cem u´s-sagfr, c. 2, s. 74, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 5, s. 6, 7, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1175,1176, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 240, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 164, 165, Zehebî, Megâzî, s. 437, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 278, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 178,179.

[106] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 786, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 2, s. 292.

[107] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 40, Taberî, c. 3, s. 11 3, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 283.

[108] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 784, Halebî, İnsânu´l-uyün, c. 3, s. 4.

[109] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 784, Halebî, c. 3, s. 4, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 290.

[110] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 791, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 134.

[111] Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 374.

[112] Halebî, İnsânu´l-uyün, c. 3, s. 5.

[113] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 37, Taberî, Târîh, c. 3, s. 112, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 5, s. 7, İbn Esîr, Kâmil, c.2, s. 240, İbn Seyyid, Uyünu´l-eser, c. 2, s.1 65, Zehebî, Megâzî, s. 437 Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 279, İbn Kayyım , Zâdu´l-mead, c.2, s. 179.

[114] E bu Yusuf, Kitâbu´l-harac, s. 213.

[115] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 37, Taberî, c. 3, s. 112, Beyhakî, c. 5, s. 7, İbn Esîr, c.2, s. 240, İbn Seyyid, c.2, s. 165.

[116] Heysemi, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 161, İbn Hacer, Metâlibu´l-âliye, c. 4, s. 240, 241.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/314-316.