๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Mart 2010, 13:27:38



Konu Başlığı: Huneyn de tazelenen ve hükme bağlanan bir kan dâvâsı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Mart 2010, 13:27:38

Huneyn´de Tazelenen ve Hükme Bağlanan Bir Kan Dâvâsı  



Peygamberimiz Aleyhisselam, bir gün, öğle namazını kıldıktan sonra, bir ağacın gölgesine gidip oturmuştu.

Gatafanların başkanı Uyeyne b. Hısn ile Akra1 b. Habis kalkıp Peygamberimiz Aleyhisselamın yanı­na vardılar:

Uyeyne b. Hısn, öldürülmüş olan Adbatu´l-Eşcâî´ye karşılık kısas edilmek üzere Muhallim b. Cessâme´nin kendilerine teslimini istiyor; Akra1 b. Habis de Hındıf adına Muhallim b. Cessâme´nin savunmasını yapıyordu.[300]

Uyeyne b. Hısn:

"Vallahi yâ Rasûlallah! O benim kadınlarıma ölüm acısını tattırıp canlarını yaktığı gibi, ben de onun kadınlarına ölüm acısını tattırıp canlarını yakmadıkça, onun yakasını bırakmam!" dedi.[301]

Peygamberimiz Aleyhisselam, Uyeyne b. Hısn´a:

"Onun (öldürülenin) diyetini (kan bedelini) alsan, olmaz mı?" buyurdu.

Uyeyne b. Hısn, Peygamberimiz Aleyhisselamın teklifini kabule yanaşmadı. Sesler yükseldi, gürültüler çoğaldı.[302]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Hayır! Bu seferimiz sırasında elli deve, dönüşümüzde elli deve diyet alacaksınız!" buyurdu.

Uyeyne b. Hısn, yine yanaşmadı.[303]

Mükeytel (veya Müleyser) adlı kısa boylu,[304] tam silahlı, eli kalkanlı[305] bir adam kalkıp:

"Yâ Rasûlallah! Doğrusu, ben, İslâmiyetin başında, böyle bir adam öldürme işine rastlamadım!

Önde gelen davar okla vurulunca, arkadaki ürker, kaçar!

Sen bugün kana kanla hüküm ver de, yarın istersen değiştir, diyet üzerine hüküm ver!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, elini kaldırarak:

"Hayır! Bu seferimiz sırasında, hemen elli deve, dönüşümüzde de elli deve diyet alacaksınız!" buyurdu.[306]

Akra1 b. Habis; Uyeyne b. Hısn ve Kayslarla bir tarafa çekildi ve onlara:

"Ey Kays topluluğu! Siz, öldürülmüş bir kişi yüzünden halk arasında meydana gelen gerginliği gider­mek isteyen Resûlullah Aleyhisselamın sizi lanetlemeyeceğinden, yahut Resûlullahın size kızmaya­cağından, onun kızmasıyla da Allah´ın size gazap etmeyeceğinden emin misiniz?!

Akra´m varlığı Kudret Elinde bulunan Allah´a yemin ederim ki; ya Resûlullah Aleyhisselam a boyun eğersiniz, o da bu hususta dilediğini yapar, ya da Benî Temimlerden adamınızın kâfir olarak öldürüldüğüne ve hiçbir zaman namaz kılmadığına şehadet edecek elli kişi getiririm de, onun ne öcü alınır, ne de ondan dolayı size bir diyet ödenir!" dedi.

Akra´m bu sözünü işitince,[307] diyet almayı kabul ettiler.[308]

O sırada, Muhallim b. Cessâme halkın yanında bulunuyor, ona:

"Git de, Resûlullah Aleyhisselam senin için Allah´tan mağfiret dilesin!"[309] diyorlar; Peygamberimiz Aleyhisselamın yanındaki kimseler de, Akra´ b. Hâbis´e:

"Şu adamınız nerede ise gelse de, Resûlullah Aleyhisselam onun için Allahtan mağfiret dilese olmaz mı?" deyip duruyorlardı.[310]

Uzun boylu, hafif etli, üzerine yeni bir elbise giymiş, kısas olarak öldürülmek için hazırlanmış bir adam kalkıp Peygamberimiz Aleyhisselamın önüne oturdu.[311]

Adamın gözlerinden yaşlar akıyordu.

"Yâ Rasûlallah! İşitmiş olduğun işten dolayı, ben nedamet ve Allah´a tevbe ediyorum!

Sen benim için Allah´tan mağfiret dile!" dedi.[312]

Peygamberimiz Aleyhisselam, ona:

"İsmin nedir?" diye sordu.

Adam:

"Ben Muhallim b. Cessâme´yim!" dedi.[313]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Demek, sen ´Allah´a iman ettim!´ diyen bir adamı,[314] daha İslâmiyetin başlangıcında, silahınla öldürdün hâ?!" buyurdu.[315]

"Ey Allah´ım! Muhallim b. Cessâme´yi yarlıgama!

Ey Allah´ım! Muhallim b. Cessâme´yi yarlıgama!

Ey Allah´ım! Muhallim b. Cessâme´yi yarlıgama!" diyerek dua etti.[316]

Hasanü´l-Basrî´nin sözlerini yeminle te´kid ederek bildirdiğine göre; Muhallim b. Cessâme çok kalmadı, bir hafta sonra öldü!

Yer onun ölüsünü dışarı attı.[317]

Sonra, onu tekrar gömdüler.

Yer onu yine dışarı attı.[318]

Bunun üzerine, kavmi onun ölüsünü iki dağ arasına bıraktılar.[319] Vahşi hayvanlar onu yediler![320]

Peygamberimiz Aleyhisselam, Muhallim b. Cessâme´nin akıbetini işitince:

"Vallahi, yer ondan daha kötüsünün üzerini örtmüştür.

Fakat, Allah, aranızdaki yasak (birbirinizin canına kıymamak) hakkında, gösterdiği şeyle size öğüt vermek istemiştir" buyurdu.[321]



[300] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 275, Vâkıdî, c.3,s. 919, Ahmed b.Hanbel, Müsned, c. 5, s. 112.

[301] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 112.

[302] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 919.

[303] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 112.

[304] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Vâkıdı, c.3,s. 919, Ahmed b.Hanbel, c. 5, s. 112.

[305] Vâkıdî, Megâzî,c.3,s. 919.

[306] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Vâkıdî, c.3,s. 920, Ahmed b.Hanbel, c. 5, s. 112.

[307] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 277.

[308] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 277, Vâkıdî, c. 3, s. 920.

[309] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 920.

[310] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 112.

[311] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Vâkıdı, c.3,s. 920.

[312] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 920.

[313] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Vâkıdî, c. 3, s. 920, Ahmed b.Hanbel, c.S.s. 112, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 385.

[314] Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 386.

[315] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 920.

[316] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 276, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 920, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 112.

[317] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 277.

[318] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 921.

[319] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 277, Vâkıdî, c. 3, s. 921.

[320] Vâkidi, Megâzî, c. 3, s. 921.

[321] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 277.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/63-65.