๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 27 Şubat 2010, 17:20:58



Konu Başlığı: Havle Hatunun Allah a Yalvarışı ve Peygamberimiz as a Vahiy Gelişi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Şubat 2010, 17:20:58
Havle Hatunun Allah´a Yalvarışı ve Peygamberimiz Aleyhisselama Vahiy Gelişi


Bunun üzerine, Havle Hatun Yüce Allah´a yöneldi ve:

"Ey Allah´ım! Ben bugün halimin perişanlığını, üzüntülerimi, kocamdan ayrılmanın üzerimdeki zah met ve meşakkatini.. Sana şikâyet ediyorum![694] Yoksulluğumu Sana şikâyet ediyorum! [695]

Körpe çocuklarım var! Onları ona koysam, zayi olur, ölür giderler; kendi yanıma alsam, aç kalır-lar.[696]

Ey Allah´ım! Şikâyetlerim ancak Sanadır![697]

Ey Allah´ım! Bu yolda bizim için genişlik, çıkar yol olacak şeyi, Peygamberinin diline indir!" diyerek ağlamaya başladı.

O sırada Hz. Âişe´nin odasında bulunanlar da, ona acıdıklarından, ağladılar.

Havle Hatun, Peygamberimiz Aleyhisselamın önünde hem ağladığı,[698] hem de:

"Yâ Rasûlallah! Halime bak! Sana kurban olayım yâ Nebiyyallah! Bana bak! Allah beni sana feda etsin!" diyerek yalvarıp durduğu sırada,[699] vahiy hali Peygamberimiz Aleyhisselamı bürüdü.

Peygamberimiz Aleyhisselamın gözleri yumuldu. Alnından inci taneleri gibi terler dökülmeye başladı .[700]

Hz. Âişe, Havle Hatuna:

"Sus!" diye işaret etti.

Havle Hatun konuşmaya devam edince:

"Ey Havle! Konuşmanı ve hitaplarını kes artık! Görmüyor musun, Resûlullaha vahyolunuyor![701] Gelen vahiy herhalde senin hakkındadır" dedi.

Havle Hatun:

"Ey Allah´ım! Sen benim hakkımda hayırlı olanı ihsan et! Ben Senin peygamberinden ancak hayır lı olanı diler ve umarım" dedi.

Vahiy hali kendisinden sıyrılınca, Peygamberimiz Aleyhisselam gülümseyerek doğruldu ve:

"Ey Havle!" diye seslendi.

Havle Hatun:

"Lebbeyk!=Buyur, emrine amadeyim!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Yüce Allah, ikinizin (senin ve kocanın) hakkında vahiy indirdi.[702] Seni müjdelerim!" buyurdu.

Havle Hatun:

"Hayırlı olmasını dilerim!" dedi.[703]

Peygamberimiz Aleyhisselam inen âyetleri ona okudu-ki, inen âyetlerde şöyle buyurulmakta idi:

"Ey Resûlüm! Kocası hakkında seninle direşip duran, halinden Allah´a da şikâyet etmekte olan kadının sözünü, Allah işitmiştir.

Allah, sizin konuşmanızı zaten işitiyordu.

Çünkü, Allah hakkıyla işitici, hakkıyla görücüdür.

İçinizdenzıharyapmakta olanların kanları, onların anaları değildir. Onların analan, kendilerini doğu randan başkası değildir.

Şüphe yok ki, zıhar yapmakla, onlar çirkin ve yalan bir söz söylemiş oluyorlar.

Elbette, Allah çok bağışlayıcı ve çokyariıgayıcıdır.

Kadınlardan zıhar ile ayrılmak isteyip de, sonra, dediklerini geri alacaklar için, birbirleriyle temas etmezden önce, bir köle azad etmek gerekir.

İşte, size bununla öğüt veriliyor.

Allah, ne yaparsanız, hakkıyla haberdardır

Fakat, kim bunu bulamazsa, yine, birbirleriyle temas etmezden önce, aralıksız olarak iki ay oruç tut sun!

Buna da güç yetiremezse, altmış yoksul doyursun!

Cezadaki bu hafifletme, Allah´a ve Allah´ın Peygamberine imanda sebat etmekte olduğunuz içindir.

Bu hükümler, Allah´ın koyduğu hadlerdir.

Bunları kabul etmeyen kâfirler için ise, elem verici bir azap vardır."[704]




[694] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 379, Taberî, Tefsir, c. 28, s. 4.

[695] Taberî, Tefsir, c. 2, s. 2.

[696] Diyarbekn, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 26.

[697] Taberî, Tefar, c. 28, s. 6.

[698] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 379.

[699] Taberî, Tefar, c. 28, s. 4.

[700] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 379.

[701] Taberî, Tefar, c. 28, s. 4.

[702] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 379, 380.

[703] Taberî, Tefsir, c. 28, s. 3.

[704] Mücâdele: 1-4.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/364-366.