Konu Başlığı: Hâris b. Dırâr el Huzâî nin Medine ye gelişi Gönderen: Sümeyye üzerinde 15 Mart 2010, 15:37:44 Hâris b. Dırâr el-Huzâî´nin Medine´ye Gelişi, Müslüman Oluşu ve Benî Mustalıkların da Müslüman Olmalarını Sağlayışı Haris b. Dırâru´l-Huzâî, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına gelmiş, Peygamberimiz Aleyhisselam kendisini İslâmiyete davet edince Müslüman olmuş ve: "Yâ Rasûlallah! Beni kavmimin yanına geri çevir de, onları İslâmiyete davet edeyim ve Müslüman olanların zekatlarını toplayıp filan zaman sana göndereyim!" demişti. Peygamberimiz Aleyhisselam da, onu, zekatlarını toplamak üzere Benî Mustalıklara gönder mişti.[359] Benî M ustalıklar, Huzâalardan bir oymak olup, Ezdîve Kahtânî idiler. [360] Benî Mustalıklar Müslüman oldular, meydanlarında mescidleryaptılar. [361] Yüce Allah hepsinden razı olsun! Haris b. Dırâr, Benî Mustalıklardan, mallarının zekatlarını topladı. Gönderme zamanı geldiği halde Peygamberimiz Aleyhisselamın elçisinin gelmediğini görünce, bu hususta Allah ve Resûlünü kızdıracak bir hadise çıktı sandı. Kavminin ileri gelenlerini toplayıp, onlara: "Resûlullah Aleyhisselam bana bir vakit tayin etmiş ve o zaman elçisini gönderip yanımdaki zekatı aldıracağını söylemişti. O vakit gelmiş olduğu halde, Resûlullah Aleyhisselamın elçisi gelmemiştir. Resûlullah Aleyhisselam sözünden döner değildir. Kendisinin, elçisini yanında tutup salmayacağını da sanmıyorum. Herhalde, bu iş yüzünden bir kızma vardır. Geliniz, Resûlullah Aleyhisselamın yanına gidelim" dedi. O sırada, Peygamberimiz Aleyhisselam, Velid b. Ukbe b. Muayt´ı Haris b. Dırâr´ın yanındaki zekat mallarını teslim almak üzere, Benî Mustalıklara göndermişti. [362] Ki, bu, Hicretin 9. yılında idi. [363] Benî Mustalıklar, Velid b. Ukbe´nin geldiğini işitince, sevindiler. İçlerinden yirmi kişi, onu develer ve davarlarla karşılamaya çıkülar. [364] Fakat, ne deve, ne de davar teslim edilecek bir kimse göremediler! [365] Velid b. Ukbe, Benî M ustalıkların irtidad ettiklerini, Müslümanlıktan döndüklerini ve zekat vermek ten kaçındıklarını haber almış, onların kendisini silahlı olarak karşılamaya çıktıklarını görünce de, kork muştu. [366] Şeytan, kalbine, Benî Mustalıkların kendisini öldürmek istedikleri şüphesini, korkusunu da düşürmüştü. [367] Benî Mustalıkların karşılayıcılarını uzaktan görür görmez, daha yanlarına varmadan, izi sıra geri döndü. Benî Mustalıkların silahlandıklarını ve kendisinin zekatı toplamasına engel olduklarını Peygamberimiz Aleyhisselama haber verdi. [368] "Yâ Rasûlallah! Haris beni zekat toplamaktan men etti ve öldürmek istedi. [369] Benî Mustalıklar seninle çarpışmak için toplanmışlar!" dedi. [370] Peygamberimiz Aleyhisselam, Beni Mustalıklara göndermek üzere askerî bir birlik hazırladı. [371] Benî Mustalıklar bunu haber alınca, Velid b. Ukbe´yi karşılamış olan heyet acele Medine´ye geldi. [372] Medine´de, kendilerine gönderilmek üzere bulunan İslâm birliğiyle karşılaştılar. İslâm birliği, Haris b. Dırâr´ı görünce: İşte, Haris!" dediler. Haris b. Dırâr, onlara: "Sizler kimlerin üzerine gönderiliyorsunuz?" diye sordu. "Senin üzerine!" dediler. Haris b. Dırâr "Ne için benim üzerime gönderiliyorsunuz?" diye sordu. "Resûlullah Aleyhisselam sana Velid b. Ukbeyi göndermişti. Onun söylediğine göre; sen onun zekatı toplamasına engel olmuş ve kendisini de öldürmek istemişsin!" dediler. Haris b. Dırâr "Hayır! Muhammed´i hak din ve Kitabla peygamber gönderen Allah´a yemin ederim ki; ben kat´iyyen ne onu (Velid b. Ukbe´yi) gömnüşümdür, ne de o benim yanıma uğramıştır!" dedi. Haris b. Dırâr Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına girdiği zaman, Peygamberimiz Aleyhisselam, ona: "Sen zekatın toplanmasına engel olmuşsun, elçimi de öldürmek istemişsin, öyle mi?" diye sordu. Haris b. Dırâr "Hayır! Seni hak din ve Kitabla peygamber gönderen Allah´a yemin ederim ki; ben ne elçini gör-müşümdür, ne de o benim yanıma uğramıştır! Benim şimdi gelişim, ancak, Resûlullahın elçisinin bize gönderilmeyişinden ve bunun da Yüce Allah ve Resûlünün gazabından ileri gelmiş olmasından kork tuğum içindir!" dedi. [373] Benî Mustalık heyeti de: "Yâ Rasûlallah! Sor o elçine! Bakalım bizimle hiç konuşmuş mudur?" dediler. Benî Mustalık heyetiyle konuştuğu sırada, Peygamberimiz Aleyhisselamı vahiy hali bürüdü! Hucurat sûresinin inen 6. âyetinde şöyle buyuruldu: "Ey mü´minler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse, onu tahkik ediniz! Yoksa, bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da, yaptığınıza pişman olursunuz!" Peygamberimiz Aleyhisselam, Benî Mustalık heyetine: "Sizin yanınıza kimi göndermemi istersiniz?" diye sordu. Benî Mustalık heyeti: "Abbâd b. Bişr´i gönder!" dediler. Peygamberimiz Aleyhisselam: "Ey Abbâd! Onlarla birlikte git! Onlardan, mallarının zekatlarını al! Mallarının en iyilerini seçip almak tan sakın!" buyurdu. Abbâd b. Bişr, Benî Mustalıkların yanında on gün kaldı. Onlara Kufân-ı Kerîm okuttu. İslâm şeriat larını öğretti. Ne hakkı zayi ettirdi, ne de onların hakkına tecavüz etti. Sonra, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına döndü. [374] [359] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 279, Züritânf, Mevâhibü´l-ledünnive Şerhi, c. 3, s. 47. [360] Kalkaşandf, Nihâyetü´l-ereb, s. 72. [361] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 980, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 161 . [362] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 279, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 3, s. 47. [363] Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 119. [364] Vâki dr, c. 3, s. 980, İbn Sa´d, c. 2, s. 161. [365] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 980. [366] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1553. [367] Taberî, Tefsir, c. 26, s. 123, Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 218. [368] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 980, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 161 . [369] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 279, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 3, s. 47. [370] Taberî, Tefsfr, c. 26, s. 124. [371] Vâkıdî, c. 3, s. 980, İbn Sa´d, Tabakât, c. 1 61, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 279. [372] Vâkıdî, c. 3, s. 980, İbn Sa´d, c. 2, s. 161. [373] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 279. [374] Vâkıdî, Megâzî, c.3, s. 980-981, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 161-162, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 279. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/194-198. |