๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 04 Mart 2010, 15:28:29



Konu Başlığı: Haccac b. Ilâtüs Sülemînin mekke deki mallarını toplamasi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 04 Mart 2010, 15:28:29
Haccac b. Ilâtü´s-Sülemî´nin Peygamberimiz Aleyhisselamdan İzin Alıp Mekke´deki Mallarını
Toplamaya Gidişi


Hayber´in fethedildiği sırada, Haccac b. Ilâtü´s-Sülemî, Peygamberimiz Aleyhisselama:

"Yâ Rasûlallah! Benim gerek Mekke´deki karım Ümmü Şeybe binti Ebi Talha´nın yanında, gerek Mekkeli tüccarlarda dağınık bir halde mallarım var.[510]

Yâ Rasûlallah! Bana izin ver de,[511] gidip bu mallarımı alayım.

Eğer Müslüman olduğumu anlarlarsa, mallarımdan hiçbir şeyi ele geçiremem" dedi.[512]

Peygamberimiz Aleyhisselam ona izin verince, Haccac:

"Yâ Rasûlallah! Mallarımı kurtarabilmem için, senin hakkında uygunsuz birşeyler söylemem de gerekecektir.[513]

Senin hakkında uygunsuz şeyler söylemem de bana helâl olur mu?" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, kendisi hakkında istediğini söylemesine de izin verdi.[514]

Haccac derki:

"Mekke´ye gittim. Seniyetü´l-Beyzâ-ki, Ten´im´dedir-mevkiine erişince, orada Kureyş müşriklerinden bazı kişiler buldum ki, onlar Resûlullah Aleyhisselamın Hayber üzerine yürüdüğünü haber almışlardı.

Hayberln Hicaz ülkesinde en mamur, en bol mahsul veren, ucuzluk, aynı zamanda sarp ve sağlam, savaş erleri çok olan bir yer olduğunu da biliyorlar; giden, gelen yolculardan, harekât sonucu hakkında ki haberleri işitmek ve öğrenmek istiyorlardı.

Hayber harekâtının sonucu hakkında aralarında mal koyup bahse de girişmiş bulunuyorlardı.

Onlar, beni görünce:

´Vallahi, haber bundadır!1 dediler.

Bana:

´Ey llât´ın oğlu! Hoşgeldin! Şu akrabalık bağlarını kesen kişi hakkında sende bir haber var mı?1 dedil er.

Onlara:

´Söyleyeceklerimi gizli tutmak şartıyla, evet!1 deyince, gizli tutacaklarına söz verdiler ve:

´Yâ Ebâ Muhammedi Haydi, bize haber ver! Biz, o akrabalık bağlarını kesip atmış olan kişinin Hayber üzerine yürüdüğünü işittik.

Hayber bir Yahudi memleketidir ve Hicaz´ın en mamur ve mahsuldar bir yeridir1 dediler.[515]

Onlar, benim Müslüman olduğumu bilmiyorlardı.[516]

Onlara:

´Muhammed´in Hayber üzerine yürüdüğünü, ben de işittim.[517] Bu hususta edindiğim, getirdiğim haber, sizi sevindirecek mahiyettedir!´ der demez, devemin yanını sardılar, üzerime örüldüler, sabırsız landılar:

´Ey Haccac! Haydi, ne olduğunu bize tezce söyleyiver! Bildiriver!´ dediler.[518]

Kendilerine:

´Muhammed´le ashabı, şimdiye kadar, çarpışmayı, savaşmayı Hayberlilerden daha iyi bilen başka bir kavimle karşılaşmamıştı.

Hayberiiler, asker toplamak üzere Arap kabilelerine de başvurmuşlar, on bin kişilik bir ordu toplamışlardı.[519]

Muhammed´le ashabı, hiçbir zaman bir benzerini daha işitmediğiniz bir bozguna, yenilgiye uğradı ![520]

Muhammed´in ashabı, hiçbir zaman bir benzerini daha işitmediğiniz bir öldürülüşle öldürüldüler![521]

Muhammed de, esaretin en biçimsizi ile esir edildi![522]

Hayberiiler

´Muhammed´i biz öldürmeyelim, Mekkelilere gönderelim de, onu Mekkeliler, öldürülmüş olan adamlarına karşılık, kendileri, gözleri önünde öldürsünler![523]

Yahut, onu bizden ve onlardan öldürülenlere karşılık, Mekkelilerin gözleri önünde, biz öldürelim!

Onlar, eski hallerinin iadesi için kavim ve kabilelerine başvurarak sizden eman dileyecek olurlarsa, onların size yaptıklarını siz de onlara yapmadıkça, dileklerini kabul etmeyiniz!´ dediler1 dedim.[524]

Sonra, Mekke´ye geldik. Müşrikler, Mekke´de:

´Bu Haccac, size haber getirdi. Muhammed esir edilmiş![525] Onun yanınıza getirilmesini bekleyiniz! Mekke´ye getirilince, kendisi, gözlerinizin önünde öldürülecek! diyerek bağırdılar."[526]


[510] İbrı İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 359.

[511] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 359, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 702.

[512] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 702.

[513] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 359, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 702.

[514] £Jodurrezzak, Musannef, c. 5, s. 566, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 138.

[515] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 360, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 703.

[516] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 360.

[517] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 703.

[518] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 360, Vâkıdî, Megâzî, c. 2. s. 703.

[519] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 703.

[520] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 360, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 703.

[521] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 360.

[522] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 360, Vâkıdî, Megâzî, c. 2. s. 703.

[523] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 360.

[524] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 703.

[525] İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 1, s. 382.

[526] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 360, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 1, s. 382.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/117-119.