Konu Başlığı: Galib b. Abdullah ın fedek çevresindeki Benî Mürrelere Gönderilişi Gönderen: Sümeyye üzerinde 07 Mart 2010, 17:21:27 Galib b. Abdullah´ın Fedek Çevresindeki Benî Mürrelere Gönderilişi Seferin Tarihi, Mevkii ve Sebebi Benî Mürre seferi, Hicretin 8. yılında Safer ayında yapılmıştır.[137] Benî Mürrelerin yurdu, Fedek yakınında idi. Benî Mürrelerin işleri güçleri, Fedek ile ol urdu. [138] Hicretin 5. yılında, Peygamberimiz Aleyhisselamı ve İslâmiyeti yok etmek için Kureyş müşrik lerinden Ebu SüfÇan b. Harb´in kumandası altında gelip Medine´yi kuşatan 10.000 kişilik ordular birliğinin 400 kişisi, Haris b. Avf´ın kumandası altındaki Mürre oğulları idiler. [139] Peygamberimiz Aleyhisselam, Hicretin 7. yılında, Şaban ayında, [140] 30 kişilik askerî bir birliği Beşir b. Sa´d´ın kumandası altında Mürre oğullarına göndermişti. [141] O sırada, Mürre oğulları, susuzluk yüzünden kışlık vadilerine çekilmiş bulunuyorlardı. [142] Beşir b. Sa´d, Mürre oğullarının orada bulabildikleri davar, deve ve sığırlarını iğtinam ederek onlara bir darbe indirmek istemiş, Medine´ye doğru yol almaya başlamıştı. Bunu haber alan Mürre oğulları, Medine´ye yönelen İslâm birliğinin arkasından çok sayıda adamlar koşturmuşlar, geceleyin İslâm birliğine baskın yapmışlar, sabaha kadar çarpışıp Beşir b. Sa´d´ın arkadaşlarını şehit etmişler, içlerinden yalnız Ulbe ile şehitler arasında baygın bir halde bulunan Beşir b. Sa´d kurtulabilmişti. [143] Peygamberimiz Aleyhisselam, Benî Mürreleri te´dib için, 200 kişilik askerî bir birlik hazırlayıp Zübeyr b. Avvam´ı göndereceği sırada Galib b. Abdullah el-Leysî Medine´ye gelince, Peygamberimiz Aleyhisselam, Zübeyr b. Avvam´a: "Sen burada otur, kal!" buyurdu[144] ve Zübeyr b. Avvam için bağladığı bayrağı Galip b. Abdullah´a verdi. [145] Onu, 200 kişilik birliğin başında, Fedek´te oturan Benî Mürrelere yolladı. Üsâme b.Zeyd, Ebu Mes´ud es-Sakafî, Ukbe b. Amr, Ucre, Huvayyısa b. Mes´ud ile Fedek´te Benî Mürrelerin elinden canını kurtarmış bulunan Ulbe b. Zeyd de, gönderilen bu birliğin içinde idiler. [146] İslâm mücahidlerinin parolaları "Emit! Emit!" sözü idi. [147] İslâm mücahidleri, Fedek´te Beşir b. Sa´d´ın ve arkadaşlarının vurulup şehid oldukları yere kadar vardılar. [148] Benî Mürrelere yaklaştılar. Galib b. Abdullah, Benî Mürrelerin konak yerlerini keşfetmek üzere, Ulbe b. Zeyd´i, on kişilik bir gözcü birliğinin başında öncü olarak ileri gönderdi. Bunlar, Benî Mürrelerden bir cemaatin konak yerlerini keşfe muvaffak olduktan sonra, dönüp gördüklerini Galib b. Abdullah´a bildirdiler. Galib b. Abdullah, Benî Mürreleri geceleyin gözle görebilecekleri bir yere kadar mücahidlerle birlik te ilerleyip, orada durdu. Benî Mürreler davarlarını sağdılar, develerini suvarıp su başına ıhdırdılar. Kendileri de istirahata geçtiler. Galib b. Abdullah, ayağa kalkıp, Cenab-ı Hakk´a lâyık olduğu şekilde haıınd ü senada bulunduktan sonra, şöyle dedi: "Ben size Bir olan, şerîki ve nazîri olmayan Allah´ın emirlerini yerine getirmeyi, yasakladıklarından da sakınmayı, bana da itaat etmenizi ve karşı gelmemenizi, hiçbir işte bana aykırı davranmamanızı tavsiye ederim. Çünkü, ancak, rey ve görüş sahibi olmayan kişiye itaat olunmaz. Bana itaatsizlik etmeyiniz. Çünkü, Resûlullah Aleyhisselam: ´Benim kumandanıma itaat eden, bana itaat etmiş; ona itaatsizlik eden de, bana itaatsizlik etmiş olur!´ buyurmuştur. Binâenaleyh, siz ne zaman bana itaatsizlik ederseniz, Peygamberinize itaatsizlik etmiş olur-sunuz!" [149] Galib b. Abdullah, konuşmasını bitirdikten sonra, mücahidleri: "Ey filan! Sen, filanla. Ey filan! Sen, filanla... arkadaş ve kardeşsin! Herkes, arkadaşından aynim ayacaktır! Sizden biriniz yanıma dönünce, ona: ´Arkadaşın filan kişi, nerededir?´ diye soracağım. Sakın, bana: ´Ben onun nerede olduğunu bilmiyorum!´ diye cevap vermeyesiniz!" diyerek birbirlerine kardeş ve arkadaş yaptı.[150] [137] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 126, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 151, Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 186, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 67. [138] Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 250. [139] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 443, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 66. [140] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 5, c.2, s. 723, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 118, Belâzurî, Ensâb, c. 1.S.379. [141] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 723, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 119, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 126. [142] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 723. [143] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 723, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 119. [144] Vâkıdî, c. 2, s. 723, İbn Sa´d, c. 2, s. 126, İbn Seyyid, c. 2, s. 151 . [145] Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 67. [146] Vâkıdî, c. 2, s. 723, 725, İbn Sa´d, c. 2, s. 126, İbn Seyyid, c. 2, s. 151. [147] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 724. [148] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 723, 724, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2,5.126. [149] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 126. [150] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 724. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/219-221. |