Konu Başlığı: Ebu Ubeyde b. Cerrah ın Sîful Bahr e gönderilişi Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Mart 2010, 12:40:42 Ebu Ubeyde b. Cerrah´ın Sîfu´l-Bahr´e (Habat´a) Gönderilişi Seferin Tarihi, ismi, Mevkii ve Sebebi Sefer, Hicretin 8. yılında Recep ayında vuku bu I muştur.[84] Bu sefıere, Sîfu 1-Bahr= Deniz Sahili ve Habat gazvesi denilir.[85] Sefer sırasında askerler açlıktan ağaç yaprakları yedikleri için, Ceyşü´l-habat=Yaprak Askerleri seferi denildiği de vardır.[86] Habat; lugatta, silkilmiş yapraklar demektir ki, kurutup un gibi incelttikten veya başka birşeyle karıştırılarak su katıldıktan sonra devenin ağzına dökülür.[87] Habat, deniz sahilinde, Kabeliyye nahiyesinde Cüheynelere ait biryer olup, Medine´ye beş günlüktü r.[88] Kabeliyye de, Cüheynelerin Benî Arek kabilesine ait bir dağdır.[89] Peygamberimiz Aleyhisselam; Ka´b b. Umeyrln başkanlığı altında 15 kişilik bir irşad birliğini, Şam topraklarından Zât-i Atlah´a göndermişti.[90] Zât-ı Atlanta oturan halk Kudâalardandı ve Sedus adındaki liderin idaresi altında idiler. İslâm irşad birliği, Zât-ı Atlah´a vardıkları zaman, orada pek çok halkı toplanmış bulmuşlardı.[91] Benî Kudâalar atlar üzerinde gelerek Müslümanları ok yağmuruna tutmuşlar ve hepsini yerlere sermişlerdi. Benî Kudâaların bu tutum ve davranışları Peygamberimiz Aleyhisselama çok ağır gelmiş, onlara askerî bir birlik göndermeye niyetlenmiş ise de, başka biryere çekip gittiklerini haber alınca, onları kendi hallerine bırakmıştı.[92] Cüheyneler, Kudâa kabilelerinden bir kabile idi.[93] Mute savaşında düşmanın 200.000 kişilik ordular topluluğunun yansını teşkil eden yardımcı Arap askerleri arasındaki Behra, Beliyy, Belkayn gibi kabilelerde Kudâalardan idiler.[94] Amr b. Âs´ınZâtü´s-Selâsil´e geldiğini işitince, bunlarda etrafa dağılmışlar, ele geçirilememişlerdi.[95] Peygamberimiz Aleyhisselam, Sîfu´l-Bahr´e göndereceği askerî birliğe Ebu Ubeyde b. Cerrah´ı kumandan tayin etti.[96] Peygamberimiz Aleyhisselam, Muhacir ve Ensarla karışık olan 300 kişilik birliği, deniz sahilinde Cüheynelerden bir kabileye doğru yola çıkardı.[97] Bunların 310´dan fazla olduğu da rivayet edilir.[98] Bunların içinde Hz. Ömer de bulunuyordu.[99] [84] İ bn Şa´d, Taba kâtü´l -kübrâ, c. 2, s. 132, Bel âzurf, E nsâ bu´l-eşrâf, c. 1, s. 381 , Ta beıf, T ârf h, c. 3, s. 1 04. [85] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 281, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 411, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 113,114, Taberî, Târih, c. 3, s. 105. [86] İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 411 .Buhârî, Sahih, c. 5, s. 114, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1536, İbn Esîr.Nihâye, c. 2, s. 7. [87] F fru zâbâd f, Kâm üsu´l -m uhft, c. 2, s. 369. [88] İbn Sa´d, c. 2, s. 132, Yâküt, Mu´cemu´l-büldân, c. 2, s. 344. [89] Yâküt, Mu´cemu´l-büldân, c. 4, s. 307. [90] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s.6,c. 2, s. 752, İbn Sa´d, c. 2, s. 127, Taberî, Târih, c. 3, s. 103. [91] Taberî, c. 3, s. 103, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 231. [92] Vâkıdî, c. 2, s. 753, İbn Sa´d, c. 2, s. 127, 128, İbn Seyyid, Uyünu´l-eser, c. 2, s. 152 İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 301. [93] Kalkaşandf, Nihâyetü´l-ereb, s. 221. [94] İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2 s. 41 . [95] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 771 , İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 131, İbn Seyyid, c. 2, s. 158, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ye´n-nihâye, c. 4, s. 241. [96] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 281, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 774, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 1 32. [97] Vâkıdî, c. 2, s. 774, İbn Sa´d, c. 2, s. 132, Taberî, Târih, c. 3, s. 104. [98] İbn Sa´d, Taba kâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 411. [99] Vâkıdî, c. 2, s. 775, İbn Sa´d, c. 2, s. 132, İbn Seyyid, UyÜnu´l-eser, c. 2, s. 158. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/275-276. |