๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 12 Şubat 2010, 12:43:02



Konu Başlığı: Ebu Süfyan ın Kuşkuya Düsmesi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Şubat 2010, 12:43:02
Ebu Süfyan´ın Peygamberimiz Aleyhisselamın Sağ Olup Olmadığı Hakkında Kuşkuya Düşmesi  



Ebu Süfyan:

"Muhammed´in vurulup düştüğü yeri göremedik! Eğer o öldürülmüş olsaydı, görürdük! Demek ki, İtin Kamia yalan söylemiş!" dedi.

Ebu Süfyan Halid b. Velid´e rastlayınca:

"Senin kanaatince, Muhammed öldürülmüş müdür?" diye sordu.

Halid b. Velid:

"Ben onu ashabının bazıları arasında dağa çıkarlarken gördüm!" dedi.

Ebu Süfyan:

"Gerçek olan budur! İbn Kamia´nın onu öldürdüğünü söylemesi yalandır!" dedi.[452]

Ebu Süfyan Uhud´dan ayrılıp gitmek istediği ve Müslümanlarda Uhud dağının göğsünde bulunduğu sırada, kızıl, karamtırak bir kısrak üzerinde olduğu halde Müslümanların yakınına doğru geldi.[453]

Üç kere:

"Topluluğunuzun içinde Muhammed var mı?" diye sordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Cevap vermeyiniz ona!" buyurdu.

Ebu Süfyan, yine üç kere:

"Topluluğunuzun içinde Ebu Kuhâfe´nin oğlu var mı?" diye sordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Cevap vermeyiniz ona!" buyurdu.

Ebu Süfyan yine üç kere:

"Topluluğunuzun içinde Hattatı´in oğlu Ömer var mı?" diye sordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Cevap vermeyiniz ona!" buyurdu.

Bunun üzerine Ebu Süfyan, arkadaşlarına dönerek:

"Herhalde bunların hepsi de öldürülmüş! Eğer sağ olsalardı, cevap verirlerdi!" dedi.

Hz. Ömer, dayanamayarak:

"Ey Allah düşmanı! Vallahi sen yalan söylüyorsun! İsimlerini saydığın kişilerin hepsi de sağdırlar! Bir gün senin hakkından gelecek gücümüz bakidir" dedi.[454]

Ebu Süfyan:

"Ey Ömer! Sen biraz bana doğru gelsen a!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, Hz. Ömer´e:

"Git, gör nedir onun derdi?" buyurdu.

Hz. Ömer ona doğru varınca, Ebu Süfyan:

"Ey Ömer! Sana Allah adına and veriyorum: Biz Muhammedi öldürdük mü?" diye sordu.

Hz. Ömer:

"Vallahi, hayır! Öldürmediniz! Şimdi o senin söylediklerini dinliyor![455]

İşte Resûlullah Aleyhisselam! İşte Ebu Bekir! İşte Ömer! Hepimiz sağız!" dedi.[456]

Ebu Süfyan:

"Sen bence İbn Kamia´dan daha doğru sözlü ve daha iyisindir![457]

Siz öldürülmüş olanlarınızın içinde burunları ve kulakları kesilmiş bazı kimseler bulacaksınız![458]

Ben bunu emretmedim. Bununla birlikte, bu bana, bize fena da görünmedi.[459]

Vallahi, ben buna ne razı oldum, ne de kızdım. Ben bunu ne emrettim, ne de nehyettim.[460]

Bu, bizim ileri gelenlerimizin reyleriyle olmamıştır.[461] Bunun Cahiliye gayretinden ileri gelen birşey olduğunu anladık, öyle olunca da, onu pek de fena görmedik![462]

Harp talihi sıra iledir Kuyunun iki kovası gibi, biri iner, biri çıkar!

Bu Uhud günü de o günün [Bedir gününün] karşı lığıdir![463]

Yüce ol Hübel! Yüce ol Hübel!" dedi.[464]

Peygamberimiz Aleyhisselam, ashabına:

"Ona cevap vermeyecek misiniz?" buyurdu.

"Yâ Rasûlallah! Ne şekilde cevap verelim?" diye sordular.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"´Allah en Yücedir! Allah en Yücedir!´ deyiniz" buyurdu.[465]

Hz. Ömer:

"Biz sizinle bir değiliz: Bizim ölenlerimiz Cennette, sizin ölenleriniz Cehennemdedir!" dedi.[466]

Ebu Süfyan:

"Bu, sizin sözünüzdür![467] Bizim Uzzâ´mız var, sizin Uzzâ´nız yoktur!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Ona cevap vermeyecek misiniz?" buyurdu.

"Yâ Rasûlallah! Ne şekilde cevap verelim?" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"´Allah bizim Mevlâmızdır! Sizin Mevlânız yoktur!´ deyiniz" buyurdu.[468]

Ebu Süfyan ve yanındakiler, Uhud´dan ayrılır, uzaklaşırken:

"Gelecek yıl buluşup çarpışma yerimiz Bedir´dir" diyerek seslendiler.

Peygamberimiz Aleyhisselam ashabından birisine (Hz. Ömer´e):

"´Olur! Gelecek yıl Bedir bizim ve sizin buluşma ve çarpışma yerimizdir´ de!" buyurdu.[469]



[452] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 236-237.

[453] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 296, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1 , s. 327.

[454] İbn Sa´d, Tabak âtü´l-kübrâ, c. 2, s. 47, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 293, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 27, Taberî, Târih, c. 3, s. 24, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvvıe, c. 3, s. 268, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 160, Zehebî, Megâzî, s. 139.

[455] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 3, s. 99, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 297, Taberî, Târih, c. 3, s. 24, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 160, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 18.

[456] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 288, Belâzurî, E nsâb, c. 1, s. 327, Hâkim, M üstedrek, c. 2, s. 297, Beyhakî, Sünenü´l-kübrâ, c. 3, s. 270-271, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 111.

[457] İbn İshak, İbn Hisam, c. 3, s. 99, Vâkıdî, c.1, s. 297, Taberî, c. 3, s. 24, İbnEsîr, c. 2, s. 160, İbn Seyyid, c. 2, s. 18.

[458] Zührî, Megâzî, s. 77, İbn Sa´d, c. 2, s. 47, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 293, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 27, Taben, c. 3, s. 24, Beyhakî, c. 3, s. 268, Zehebî, Megâzî, s. 139.

[459] İbn Sa´d, Tabak âtü´l-kübrâ, c. 2, s. 47, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 293, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 27, Taberî, Târih, c. 3, s. 24, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvvıe, c. 3, s. 268, Zehebî, Megâzî, s. 139.

[460] İbn İshak, İbn Hisam.Sîre, c. 3, s. 99, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 297, Taberî, c. 3, s. 24, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 160, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 18.

[461] Zühri, Megâzî, s. 77-78, Vâkıdî, c. 1, s. 297, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 288, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 297, Beyhakî, c. 3, s. 271, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 111.

[462] Vâkıdî, c. 1,s.297, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 288, Hâkim, c. 2, s. 297, Beyhakî, c. 3, 271, Heysemî, c. 6, s. 111.

[463] İbn İshak, c. 3, s. 99, Vâkıdî, c. 1, s. 296-297, İbn Sa´d, c. 2, s. 47, Müsned, c. 4, s. 293, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 27, Taberî, c. 3, s. 24, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 297, Beyhakî, c. 3, s. 271, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 160, İbn Seyyid, c. 2, s. 15, Zehebî, s. 139, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 38, Heysemî, c. 6, s. 111.

[464] İbn Sa´d, c. 2, s. 47, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 293, Buhârî, c. 4, s. 27, Taberî, c. 3, s. 24, Beyhakî, c. 3, s. 268, İbn Esîr, c. 2, s. 160.

[465] İbn Sa´d, c. 2, s. 48, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 293, Buhârî, c. 4, s. 27, Taberî, c. 3, s. 24, Beyhakî, c. 3, s. 268, İbn Esîr, c. 2, s. 160, Zehebî, s. 139.

[466] İbn İshak, c. 3, s. 99, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 288, Hâkim, c. 2, s. 297.

[467] Vâkıdî, c. 1, s. 297, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 288.

[468] İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 48, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 293, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 27, Taberî, Târih, c. 3, s. 24, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 268, İbn Esîr, c. 2, s. 160, Zehebî, Megâzî, s. 139, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 40.

[469] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c. 3, s. 100, Vâkidi, Megâzi, c. 1, s. 297, İ bn Sa´d, Tabak âtü´l -k übrâ, c. 2, s. 59, Taberî, Târih, c. 3, s. 24, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 19, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 38.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/189-192.