๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 04 Mart 2010, 15:01:31



Konu Başlığı: Ebil hukayk hanedanına ait hazine hakkında
Gönderen: Sümeyye üzerinde 04 Mart 2010, 15:01:31
Ebi´l-Hukayk Hanedanına Ait Hazine Hakkında Soruşturma Yapılışı ve Hazinenin Gömülü
Bulunduğu Yerden Çıkarılışı

Hayber fethedilince, birçok emtia ile sığır, deve, davar vesaire ele geçirildi. Fakat, Hayber´dekilerin ne altınlarına, ne de gümüşlerine rastlanabildi.[331]

Halbuki, Benî Nadfr Yahudileri Medine´deki yurtlarından çıkıp Hayber´e giderlerken, Ebu Râfi1 Sellâm b. Ebi´l-Hukayk; içinde altın, gümüş ve kıymetli madenlerle zinet eşyası saklanılan deve tulu munu kaldırarak:

"Bu, bizim dünyayı alçaltmak ve yükseltmek için hazırladığımız şeydir!" diyerek bağırmıştı.[332]

Bu hazine; önce koyun tulumuna doldurulmuştu. Çoğalınca, öküz tulumuna, daha çoğalınca da deve tulumuna konulmuştu.[333]

Bu hazine; Ebi´l-Hukayk hanedanının büyüklerinden, büyüklerine devredile edile saklanmakta idi.

Mekke eşrafı, düğünleri olunca, Hayber´e gidip Ebi´l-Hukayk´ın büyüğüne başvurarak bu zinet eşyasından bazısını rehine karşılığında ondan bir ay süre ile emaneten alırdı.[334]

Hatta, bir kez, bu zinet eşyasından birşey kaybolmuştu.

Onu kaybeden kişi, bedelini 10.000 dinar (altın) olarak ödemişti.

İbn Ebi´l-Hukayk; bu hazineyi ve daha pek çok malları Peygamberimiz Aleyhisselamdan sak lamıştı.[335]

Kinane b. Rebi´ b. Ebi´l-Hukayk ile Kinane´nin kardeşi ve amcasının oğlu Rebia, Peygamberimiz Aleyhisselamın huzuruna getirildiler.[336]

Peygamberimiz Aleyhisselamın huzuruna getirilenler arasında Huyey b. Ahtab´ın amcası Sa´ye (Salebe) b. Sellâm (Amr) b. Ebi´l-Hukayk da bulunuyordu.[337]

Peygamberimiz Aleyhisselam, onlara:

"Ey Ebi´l-Hukayk oğulları! Ben sizin Allah´a ve Allah´ın Resûlüne karşı duyduğunuz düşmanlığınızı biliyorum!

Bununla birlikte, sizin bu düşmanlığınız, adamlarınıza verdiğim eman ve himaye taahhüdünü size de vermeme engel olmamış; ganimet mallarından herhangi birşeyi benden gizlememek, kaçırmamak şartıyla size eman vermişimdir!

Benden birşey gizleyecek olursanız, kanlarınızı dökmek, bizim için helâl olur![338] Allah´ın ve Resûlünün eman ve himaye taahhüdünden uzak kalırsınız!" buyurdu[339] ve:

"Sizi Medine´den sürüp çıkardığım zaman, Medine´den getirdiğiniz,[340] Mekkelilere emaneten veregeldiğiniz zinet eşyasıyla nakitleri içinde sakladığınız hazine tulumlarınız nerededir?[341]

Filandaki, filandaki hazine tulumlarınızı ne yaptınız?" diye sordu.[342]

"Ey Ebu´l-Kasım! Biz onları savaşlarımızda harcadık!

Vallahi, elimizde onlardan hiçbir şey kalmadı ![343]

Bizi Medine´den çıkardığın zaman, onlarla geçindik.[344]

Savaşlar ve geçimler, onların hepsini sürüp götürdü.[345]

Onlardan, elimizde hiçbir şey kalmadı!" dediler ve bu husustaki sözlerini de yeminler ederek pekişti rdiler.[346]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Söylediklerinize dikkat ediniz![347] (Aradan) geçen zaman az, (gizlenen) mal ise ondan çok fazladır!? (Az zamanda o kadar çok mal nasıl harcanıp tükenir?)[348] Ne dersiniz? Bu hazineyi, sizin yanınızda bulursam, sizi öldüreyim mi?" diye sordu.

"Evet! Öldür!" dediler.[349]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Bu hazine sizin yanınızda çıkacak olursa, Allah´ın ve Resûlünün hakkınızda vermiş olduğu eman ve himaye taahhüdü sizden uzak kalsın mı?" diye sordu.

"Evet! Uzak kalsın!" dediler.[350]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Eğer benden birşey sakladığınızı tesbit edersem, kanlarınızı dökmeyi ve çoluk ve çocuklarınızı esir etmeyi helâl sayarım ![351]

Bütün mallarınızı almak, kanlarınızı dökmek, bana helâl olur.

Size vermiş olduğum eman ve himaye taahhüdü ortadan kalkar!" buyurdu.

"Olur! Eğer senden birşey sakladığımız anlaşılırsa, bize verdiğin eman sözünü geri al ve kanlarımızı dök!" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam, onların bu sözlerine Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Ali ve Zübeyrb. Avvam ile Yahudilerden on kişiyi şahit tuttu.[352]

Yahudilerden bir adam, kalkıp Kinane b. Ebi´l-Hukayk´a doğru vardı ve yavaşça:

"Muhammed´in senden istediği şey senin yanında ise veya bunun hakkında birşey biliyorsan ona bildir de, kanını, canını kurtar!

Aksi takdirde, vallahi, o muhakkak bunu elde etmeye muvaffak olacak, Allah onu bundan başkası na da, bizim bildirmediğimiz şeylere de vâkıf kılacaktır!" dedi.

Kinane b. Ebi´l-Hukayk azarlayınca, Yahudi bir köşeye çekilip oturdu.[353]

Peygamberimiz Aleyhisselam, Kinane b. Ebi´l-Hukayk´a:

"Ne dersin, hazineyi senin yanında bulacak olursak, senin boynunu vurayım mı?" diye tekrar sordu.

Kinane:

"Evet! Bulursan, vur!" dedi.[354]



331] Buhârî,Sahîh,c.5, s. 81.

[332] Vâki dr, Megâzî, c. 2, s. 375. Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 565, 566, 746.

[333] Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 46, Halebî, İnsan, c. 2, s. 746.

[334] İmam Muhammed, Siyeru´l-kebfr, c. 1, s. 279, Vâki d f, Megâzî, c. 2, s. 671, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 46, Halebî, İnsan, c. 2, s. 746.

[335] İmam Muhammed, Siyeru´l-kebfr, c. 1, s. 279.

[336] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 112.

[337] İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 138, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 745.

[338] Ebu Ubeyd, Kitâbu´l-emvâl, s. 242, Belâzurî, Fütûhu´l-buldan, c. 1, s. 30.

[339] İmam , Muhammed, Siyeru´l-kebfr, c. 1, s. 279, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 671, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 151.

[340] İmam Muhammed, Siyeru´l-kebfr, c. 1, s. 279, İbn Kayyım , Zâdu´l-mead, c. 2, s. 151.

[341] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 112, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 746.

[342] Ebu Ubeyd, Kitâbu´l-emvâl, s. 242, Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1, s. 30.

[343] İmam Muhammed, Siyeru´l-kebfr, c. 1 , s. 279, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 671, Ebu Ubeyd, Kitâbu´l-emvâl, s. 242, Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1,s.3O.

[344] Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 152.

[345] Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1, s. 26, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 137, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 1 38, İbn Kayyım ,
Zâdu´l-mead, c. 2, s. 151, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 199, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 745.

[346] İmam Muhammed, Siyeru´l-kebfr, c. 1, s. 279, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 671.

[347] Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 152.

[348] Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1 , s. 26, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 137, İbn Kayyım , Zâdu´l-mead, c. 2, s. 151 , Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 199, Halebî, c. 2, s. 746.

[349] İmam Muhammed, Siyeru´l-kebfr, c. 1, s. 279.

[350] İmam Muhammed, Siyeru´l-kebfr, c. 1, s. 280, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 671, 672.

[351] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 112, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 152.

[352] İmam Muhammed, Siyeru´l-kebfr, c. 1, s. 280, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 672.

[353] İmam Muhammed, Siyeru´l-kebfr, c. 1, s. 280, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 672, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 46.

[354] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 351, Taberî, Târîh, c. 3, s. 93, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 746.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/84-87.