๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Şubat 2010, 23:14:31



Konu Başlığı: Dûmetül Cendel Gazvesi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Şubat 2010, 23:14:31
Dûmetü´l-Cendel Gazvesi

Gazvenin Adı, Mevkii, Sebebi, Tarihi


Duma, İsmail Aleyhisselamın oğlunun adıdır.[178]

Cendel; lugatta, taşlı yer ve değirmi taş anlamındadır.[179]

İsmail b. İbrahim Aleyhisselamın oğlu vaktiyle Dûmetü´l-Cendel´in bulunduğu yere gelip konduğu ve orada taştan bir kale yaptığı için, orası Dûmetü´l-Cendel diye anılmıştır.

Dûmetü´l-Cendel, akarsuyu, hurmalık ve ekinlikleri bulunan bir yerdir. [180]

Şam (Suriye) yollarının ağzında olup Dımaşk´a 5, Medine´ye 15 veya 16 gecelik uzaklıktadır.[181] Şam´ın (Suriye´nin) Medine´ye en yakın beldelerindendir. Tebük şehrinin yakınındadır.[182]

Dûmetü´l-Cendel büyük bir panayır ve tüccar merkezi olduğundan, birçok Arap kabilesi Medine´ye yaklaşmak için oraya yerleşmişti.

Mallarını satmaya gelenler, orada işkencelere uğrarlardı. [183]

Dûmetü´l-Cendel, Şam´a giden yol ağızlarındandı.

Peygamberimiz Aleyhisselam, Rum kayserini korkutmak için, Şam´a yaklaşmak istiyordu.[184]

Kudaa ve Gassan kabileleri, Hicaz´a saldırmak maksadıyla Dûmetü´l-Cendel´de toplanmışlardı.[185]

Peygamberimiz Aleyhisselam bunu haber alınca[186] ashabını topladı. Durumu onlarla konuştuktan sonra, Medine´de yerine Siba´ b. Urfutatu´l-Gıfârî´yi vekil bıraktı.[187]

Hicretin 5. yılında,[188] Rebiülevvel ayında,[189] Rebiülevvel´in çıkmasına beş gece kala,[190] Uzre oğulları kabilesinden Mezkûr adındaki kişinin kılavuzluğuyla yola çıktı.

Geceleri yürüdüler, gündüzleri gizlendiler. Dûmetü´l-Cendel´e yaklaştılar. [191]

Kılavuz Mezkûr, Dûmetü´l-Cendel halkının deve, sığır ve davar izlerini buldu.

O sırada, Dûmetü´l-Cendel halkı uzakta bulunuyorlardı.

Mezkûr, izi sıra geri dönüp, gördüğünü Peygamberimiz Aleyhisselama haber verdi.

Bunun üzerine, Müslümanlar, Dûmetü´l-Cendel halkının deve, sığır ve davar gibi yaylım hayvanları ve çobanlarına baskın yaptılar.

Her yanda, ölenler öldü, kaçanlar kaçtı, kurtuldu.

Baskın haberini alır almaz, Dûmetü´l-Cendel halkı dağıldılar.[192]

Dûmetü´l-Cendel kralı Ukeydir b. Abdulmelik, Kindelerdendi. Hıristiyandı.[193]

Peygamberimiz Aleyhisselam onu yakalamak istemişse de,[194] kendisi Peygamberimiz Aleyhisselamın geldiğini haber alınca, çarşıyı boşaltmış[195] ve kaçmıştı.[196]

Peygamberimiz Aleyhisselam, Dûmetü´l-Cendel meydanında konakladı.

Birkaç gün orada oturdu. Etrafa askerî birlikler saldı.

Birlikler, Dûmetü´l-Cendel halkından, bir tek kişiden başka kimseyi yakalayamadılar.[197] Onu da, Muhammed b. Mesleme yakalamıştı.[198]

Peygamberimiz Aleyhisselam, yakalanan kişiye, Dûmetü´l-Cendel halkının nereye gittiklerini sordu.

Adam:

"Onlar kendilerine ait deve, sığır ve davarları senin iğtinam ettiği işitince, kaçtılar!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam İslâmiyet] anlatıp Müslüman olmasını teklif edince, adam Müslüman oldu.

Allah ondan razı olsun!

Dûmetü´l-Cendel´den, hiçbir zayiat verilmeden, Rebiülâhir ayından on gece kala, Medine´ye dönüldü.[199]




[178] Taberî, Târih, c.1, s. 163.

[179] Ffruzâbâdf, Kâmûsu´l-muhit, c. 2, s. 362.

[180] Yakut, Mu´cemu´l-büldân, c. 2, s. 487.

[181] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 62.

[182] Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 581 .

[183] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 403, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 62, İbn Seyyid, Uyünu´l-eser, c. 2, s. 54, Zehebî, Megâzî, s. 212, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye vıe´n-nihâye, c. 4, s. 92.

[184] Vâki dr, c. 1.S.403, Zehebî, s. 212, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 92.

[185] Belâzuıî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 341.

[186] İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 62, Taberî, Târih, c. 3, s. 43, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 54.

[187] Vâkıdî, c. 1, s. 402, İbn Sa´d, c. 2, s. 62, İbn Seyyid, c. 2, s. 54, Zehebî, s. 21 2.

[188] Vâkıdî, c. 1, s. 402, İbn Sa´d, c. 2, s. 62, İbn Habfb, Kitâbu´l-muhabbet-, s. 114, Belâzun, c. 1, s. 341, Taberî, c. 3, s. 43, İbn Hazm , Cevâmiu´s-Sîre, s. 185, İbn Esir, Kâmil, c. 2, s. 1 77, İ bn Seyyid, c. 2, s. 54, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 92, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks.2,s.29.

[189] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c. 3, s. 224, Vâkıdî, c. 1, s. 402, İbn Sa´d, c. 2, s. 62, Belâzun, c. 1, s. 341, Taberî, c. 3, s. 43, İbn Hazm, s. 185, İbn Esîr, c. 2, s. 177, Zehebî, s. 212, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 92.

[190] Vâkıdî, c. 1, s. 402, İbn Sa´d, c. 2, s. 62, İbn Seyyid, c. 2, s. 54.

[191] Vâkıdî, c. 1, s. 402-403, İbn Sa´d, c. 2, s. 62, İbn Seyyid, c. 2, s. 54, Zehebî, Megâzî, s. 212.

[192] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 403, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 62.

[193] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 169, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 1025, İbn Sa´d, c. 2, s. 166, Taben, Târih, c. 3, s. 146.

[194] Zehebî, Megâzî, s. 212.

[195] İbn Habıb, Kitâbu´l-muhabber, s. 114.

[196] İbn Habıb, Kitâbu´l-muhabber, s. 114, Zehebî, Megâzî, s. 212.

[197] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 403, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 62.

[198] Vâkıdî, c. 1, s. 404, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 54, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 92.

[199] Vâkıdî, c. 1, s. 403-404, İbn Sa´d, c. 2, s. 62-63, İbn Sey/id, c. 2, s. 54.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/372-375.