> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > İslam Tarihi > Dehşetli Bir Rüzgârın Esmeye Başlayıp Müşrikleri Tedirgin Edişi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dehşetli Bir Rüzgârın Esmeye Başlayıp Müşrikleri Tedirgin Edişi  (Okunma Sayısı 806 defa)
21 Şubat 2010, 23:48:38
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 21 Şubat 2010, 23:48:38 »



Dehşetli Bir Rüzgârın Esmeye Başlayıp Müşrikleri Tedirgin ve Perişan Edişi


Cebrail Aleyhisselamın Allah tarafından müşriklerin üzerine salınacağını ve onları perişan edeceği­ni Peygamberimiz Aleyhisselama önceden haber vermiş olduğu rüzgâr, kasırga,[361] Sebt (Cumartesi) gecesi gürlemeye başladı.[362]

Bu, en soğuk kış gecelerinde esen soğuk, dondurucu bir rüzgârdı.[363]

Peygamberimiz Aleyhisselam, bu rüzgâr hakkında:

"Ben, Allah tarafından, Sabâ, yani gündoğusu yeli ile yardım olundum!

Âd kavmi ise batı yeli ile helak oldular!" buyurmuştur.[364]

Bu rüzgâr, tozları, toprakları müşriklerin gözlerine dolduruyordu.

Onları kendi başlarının derdine düşürmüş, ordugâhlarına çekilmek, sinmek zorunda bırakmıştı. [365]

Rüzgâr çadırların bezlerini, derilerini yırtıyor, direklerini söküyor, koparıyor, sergileri kumlara gömüyor, hiç kimse hiç kimsenin yanına gidemiyordu.[366]

Yakılan ateşler, ışıklar sönüyor; develer, atlar birbirlerine karışıyordu.[367]

Müşrikler ordugâhlarında tekbir ve silah sesleri de işitiyorlardı. [368]

Müşriklerin kalblerine büyük bir korku düşmüştü.[369]

Bu husus, Kur´ân-ı Kerîm´de şöyle hatırlatılır ve açıklanır:

"Ey mü´minler! Allah´ın üzerinizdeki nimetini hatırlayınız ki, o zaman size ondular saldırmışlardı da, Biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular (melekler) salmıştık. Allah ne işlerseniz hepsini hakkıyla görendir."[370]

Peygamberimiz Aleyhisselam Sel´ dağındaki Feth Mescidinin yerinde bulunuyordu.[371]

Gecenin üçte biri geçince, namaz kılmaya kalktı.

Peygamberimiz Aleyhisselam, bir sıkıntı ve üzüntüye uğradığı zaman, namaz kılmayı arttırırdı.[372]

Huzeyfe b. Yeman der ki:

"Ahzab gecesi, halk Resûlullah Aleyhisselamın başından dağıldılar, yanında oniki kişiden başka kimse kalmadı.[373]

Biz saf halinde oturmuştuk.

Ebu Süfyan ve onunla birlikte bulunan kuvvetler üst tarafımızda, Benî Kurayza Yahudileri aşağımız­da idi. Çoluk çocukların üzerine baskın yapıverecekler diye korkup duruyorduk.

Bize öyle bir gece gelip çatmıştı ki, ondan daha karanlık bir gece görmemiştik.

Gökgürültülerini andıran gürültülerle, korkunç bir rüzgâr da gelip çatmıştı bize!

Öyle bir karanlık çökmüştü ki, hiçbirimiz uzattığı parmağını göremiyondu.[374]

Resûlullah Aleyhisselam müşriklerin aralarında anlaşmazlığa düştüklerini ve Allah´ın onların toplu­luklarını dağıttığını haber almıştı.[375]

Resûlullah Aleyhisselam, gecenin bir kısmını namaz kılarak geçindikten sonra, bize doğru yöneldi ve:

´Bizim için şu kavmin ne yaptığını gördükten sonra benim yanıma dönecek bir kimse var mı ki, ben onun Cennette bana arkadaş olmasını Yüce Allahtan dileyeyim?´ buyurdu.

Orada bulunanlardan hiçbiri, duydukları şiddetli korku ve karşılaştıkları şiddetli açlık ve şiddetli soğuk yüzünden, ayağa kalkamadı. [376]

Resûlullah Aleyhisselam:

´Bana şu kavmin haberini getirecek bir adam yok mu ki, Allah onu Kıyamet günü benimle haşrede?´ buyurdu.

Biz sustuk. Kendisine bizden hiçbir kimse cevap veremedi.

Sonra, tekrar:

´Bize şu kavmin haberini getirecek bir adam yok mu ki, Allah onu Kıyamet günü benimle birlikte haşrede?´ buyurdu.

Biz yine sustuk. Kendisine bizden hiç kimse cevap veremedi.

Üçüncü kez:

´Bize şu kavmin haberini getirecek bir adam yok mu ki, Allah onu Kıyamet gününde benimle birlik­te haşrede?´ buyurdu.

Biz yine sustuk. Kendisine bizden hiç kimse cevap veremedi.[377]

Bunun üzerine, Resûlullah Aleyhisselam benim yanıma geldi.

Üzerimde, ne düşmandan korunabileceğim kalkanım, ne de soğuktan korunabileceğim elbisem vandı.

Zevcemin entari üzerinden giydiği, boyu dizlerimi geçmeyen kısa bir ceketten başka bir şeyim yoktu.

Resûlullah Aleyhisselam yanıma gelince, dizlerimin üzerine çöküp büzüldüm. Benim için:

´Kim bu?´ diye sordu.

´Huzeyfe!´ dedim.

Resûlullah Aleyhisselam:

´Huzeyfe hâ?´ buyurdu.

´Evet yâ Rasûlallah! Huzeyfe´yim!´ dedim.[378]

Resûlullah Aleyhisselam:

´Sen geceden beri benim sesimi işitmedin mi? Ne için ayağa kalkmadın?´ diye sordu.

´Seni hak din ile peygamber gönderen Allah´a yemin ederim ki; ben kendimdeki açlıktan ve karşılaştığım soğuktan dolayı davetine icabet edemedim!1 dedim.[379]

Ben oradaki halkın en çok korkanı, en çok da soğuktan üşüyeni idim.[380]

Resûlullah Aleyhisselam:

´Git de, bana şu kavmin haberini getir!

Git, şu kavim ne yapıyor bir bak! Yanıma dönüp gelinceye kadar da, onlara ne ok, ne taş atacak, ne mızrak saplayacak, ne de kılıç vuracaksın!´ buyurdu.[381]

´Yâ Rasûlallah! Onlar beni öldürürier diye korkmuyorum. Fakat, beni esir edip keserler, biçerler diye korkuyorum!´ dedim.

Resûlullah Aleyhisselam:

´Sen benim yanıma dönüp gelinceye kadar ne sıcaktan, ne de soğuktan zarar görmeyeceksin![382]

Senin için esir edilmek, kesilip biçilmek sakıncası da mevcut değildir´ buyurdu.

Resûlullah Aleyhisselamın ´Senin için bir sakınca yoktur!1 buyurmasından ilk anladığım şey, bana bir zarar gelmeyeceği oldu.

Resûlullah Aleyhisselam:

´Git, şu kavmin içine gir! Ne söylüyorlar bir bak![383] Bana şu kavmin haberini getir, ama onları aley­hime kaldıracak birşeyi yapmaktan sakın!1 buyurdu.[384]

´Allah´ım! Onu önünden, ardından, sağından, solundan, üstünden, altından koru!´ diyerek dua etti.[385]

Kılıcımı, yayımı aldım. Üzerimdeki ötemi berimi sıkıladım.

Müşriklere doğru yürüyüp gitmeye başladım.[386] Sanki hamamda yürüyor gibi idim![387] Vallahi, içimde ne bir korku, ne de bir üşüme kalmış, hepsi içimden çekilip gitmişti! İçimde bunlardan hiçbir şey duymuyordum artık![388]

Nihayet, müşriklerin ordugâhının yanına vardım.

Ebu Süfyan´ı yanmış bir ateşin başında ve birtakım adamların içinde buldum.[389]

Ebu Süfyan, kara, iri yan bir adamdı. İki elini ateşe tutup koltuklarına sürüyor ve:

´Göçüp gitmek gerek! Göçüp gitmek gerek!´ diyordu.

Kendisini bundan önce hiç görmemiştim, tanımıyordum.[390]

Ebu Süfyan sırtını ateşe tutup ısıtmaya başladığı sırada idi ki,[391] kendi kendime:

´Ben daha ne bekliyorum? Allah düşmanının yerini görmüş bulunuyorum!´ dedim.[392]

Ok çantamdan bir ok çıkarıp, yayımın ortasına yerleştirdim. Ateşin ışığından yararlanarak onu atıp vurmak istedim.

Hemen, Resûlullah Aleyhisselamın:

´Benim yanıma dönüp gelinceye kadar bir hadise çıkarmayacaksın!´ buyruğunu hatırlayınca geri durdum, okumu çantama koydum. Kendimde bir cesaret buldum.[393] Onların içlerine girdim.

Rüzgâr ve Allah´ın gözle görülmeyen ordusu onlara yapacağını yapıyor; onların tencere ve tavalarını deviriyor, ateş ve ışıklarını söndürüyor, çadırlarını başlarına yıkıyordu![394]

O sırada, ateşin başına kadar varmış, müşriklerin yanlarına oturmuştum.

Ebu Süfyan, ayağa kalkıp:

´İçinizde casuslar, gözcüler bulunmasından sakınınız! Her adam yanında bulunanın kim olduğuna baksın.[395] Sizden her biriniz, yanında oturanın elini tutsun![396] Kim olduğunu tanısın! dedi.[397]

Hemen sağ elimi uzatıp yanımda oturan kimsenin elini tuttum[398] ve ona:

´Sen kimsin?´ dedim.[399]

´Amr b.Âs! dedi.[400]

Hemen sol elimi de uzatıp sol yanımda oturan kimsenin elini tutarak[401] kendisine:

´Sen kimsin?´ dedim.[402]

´Muaviye b. Ebu Süfyan!´ dedi.[403]

Ben tanınırım diye korkumdan böyle yaptım.[404]

Bundan sonra, Ebu Süfyan:

´Ey Kureyş cemaati! Vallahi, siz durulacak bir yerde durup sabahlamadınız![405] Vallahi, siz durula­cak gibi bir yerde değilsiniz![406]

Atlar, develer ölmeye başladı.[407] Kıtlık her tarafı sardı.[408] Benî Kurayza Yahudileri de bize karşı aksilik etmeye başladılar. Onlardan, hoşumuza gitmeyecek haberler aldık.

Rüzgârlardan başımızı gelenleri görüyorsunuz! Ne tencerelerimizi, ne ateşimizi, ne de barı­nacağımız çadırlarımızı yerinde bırakıyor!

Hemen göç edip gidiniz! İşte, ben göç edip gidiyorum! dedi.

Sonra da, devesine doğru vardı. Devenin bir dizi bağlı idi, üzerine oturdu, yürütmek için ona vurdu. Deve üç ayağı üzerine sıçrayıp kalktı. Vallahi, devenin ayak bağı ayakta iken çözüldü!

Eğer Resûlullah Aleyhisselamın:

´Bana dönüp gelinceye kadar bir hadise çıkarmayacaksın!´ buyruğu olmasaydı ve isteseydim, onu okla vurup öldürmüş gitmiştim.[409]

Halkın en yakınında bulunanı, Âmir oğulları idiler.

Onlarda:

´Ey Âmir oğulları hanedanı! Buradan göç edip gidiniz! Buradan göç edip gidiniz! Burası sizin için durulacak gibi bir yer değildir!´ diyorlardı.

Rüzgâr ordugâhlarını altüst ederken, onlar ordugâhlarından bir karış bile ileri geçecek durumda değillerdi.

Vallahi, onların büyük halıları ve döşekleri üzerine rüzgârın yağdırdığı taşların çıkardıkları sesleri işi­tiyordum.[410]

İkrime b. Ebu Cehil, Ebu Süfyan´a:

´Sen kavmin lideri ve orduların başkumandanı olduğun halde, halkı nasıl geride bırakıp gidiyorsun?!´ deyince, Ebu Süfyan utandı.

Hemen devesini ıhdırdı ve yularını eliyle çekip durdu ve halka:

´Haydi, göç ediniz!´ dedi.

Ebu Süfyan dikilip dururken, halk göç etmeye başladılar.

Ebu Süfyan, askerinin takip edilmesinden korkarak Amr b. Âs´a:

´Ebu Abdullah! Benim ve senin burada kalmamız gerekleşmiştir. Muhammed´le ashabının takip­leri...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dehşetli Bir Rüzgârın Esmeye Başlayıp Müşrikleri Tedirgin Edişi
« Posted on: 16 Nisan 2024, 19:58:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dehşetli Bir Rüzgârın Esmeye Başlayıp Müşrikleri Tedirgin Edişi rüya tabiri,Dehşetli Bir Rüzgârın Esmeye Başlayıp Müşrikleri Tedirgin Edişi mekke canlı, Dehşetli Bir Rüzgârın Esmeye Başlayıp Müşrikleri Tedirgin Edişi kabe canlı yayın, Dehşetli Bir Rüzgârın Esmeye Başlayıp Müşrikleri Tedirgin Edişi Üç boyutlu kuran oku Dehşetli Bir Rüzgârın Esmeye Başlayıp Müşrikleri Tedirgin Edişi kuran ı kerim, Dehşetli Bir Rüzgârın Esmeye Başlayıp Müşrikleri Tedirgin Edişi peygamber kıssaları,Dehşetli Bir Rüzgârın Esmeye Başlayıp Müşrikleri Tedirgin Edişi ilitam ders soruları, Dehşetli Bir Rüzgârın Esmeye Başlayıp Müşrikleri Tedirgin Edişiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes