Konu Başlığı: Bilali Habeşî nin Kâbe üzerinde ezan okuması Gönderen: Sümeyye üzerinde 11 Mart 2010, 12:39:54 Bilal-i Habeşî´nin Kâbe Üzerinde Ezan Okumasından Müşriklerin Tedirgin Olmaları Peygamberimiz Aleyhisselam; öğle vakti girince, Kabe´nin üzerine çıkıp ezan okumasını, Bilal-i Habeşî´ye emretti. Kureyş müşriklerinin ileri gelenlerinden birçokları, öldürülmelerinden korkarak dağların başlarına kaçmışlar ve gizlenmişlerdi. Onlardan, eman dileyen bazılarına da eman verilmiş bulunuyordu.[837] Ezan okunduğu sırada, Ebu Süfyan b. Harb, Attâb b. Esîd, Haris b. Hişam ve daha başkaları, Kabe´nin yanında oturuyorlardı.[838] Bilal-i Habeşî sesini olanca gücüyle yükselterek ezan okumaya başladı.[839] Kureyşlilerden bazıları: "Ey Allah´ın kulları! Kabe´nin üzerinde ezan okumak, bu kara köleye mi düştü?!" dediler. Bazısı da, Allah´ın ona gazab edeceğini ve bu işi değiştireceğini söylediler.[840] "Eşhedü enne Muhammederresûlullah=Şehâdet ederim ki, Muhammed Allah´ın resûlüdür!" şehadeti üzerine, Ebu Cehil´in kızı Cüveyriyye: "Hayatıma yemin ederim ki; senin adın, sanın yükseldi! Namazı kılarız, amma, vallahi, sevdiklerimizi öldürenleri hiçbir zaman sevmeyeceğiz![841] Muhammed´e gelen peygamberlik, babama da gelmişti! Fakat, o bunu reddetmiş, kavmine aykırı davranmak istememişti!" dedi.[842] Halid b. Esîd: "Kim bu seslenen?" diye sordu. "Bilal b.Rebah!" dediler. Halid b. Esîd: "Ebu Bekir´in Habeşli kölesi mi?" diye sordu. "Evet!" dediler. Halid b. Esîd: "Nerede sesleniyor?" diye sordu. "Kabe´nin üzerinde!" dediler. Halid b. Esîd: "Onu Kabe´nin üzerine Ebu Talha oğulları mı çıkardı?" diye sordu. "Evet!" dediler. Halid b. Esîd: "O neler söylüyor?" diye sordu. "´Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden resûlullah=Şehadet ederim ki; Allah´tan başka hiçbir ilah yoktur! Yine şehadet ederim ki; Muhammed Allah´ın kulu ve resûlüdür!´ diyor" dediler.[843] Halid b. Esîd: "Allah´a şükürler olsun ki; babam Üseyd´i [Esîd´i] öldürdü de, ona bu günü göstermemek, şu hoşlanmayacağı sesi iş ittirmem ek lutfunda bulundu!" dedi.[844] Esîd, Mekke´nin fethinden bir gün önce ölmüştü.[845] Haris b. Hişam: "Vallahi, onun gerçekten peygamber olduğunu bilseydim, muhakkak, kendisine tâbi olurdum!" dedi.[846] Haris b. Hişam´a: "Muhammed´in putlan adamlara nasıl kırdırdığını ve şu kara köleyi Kabe´nin üzerinde nasıl bağırttığını görmüyor musun?" denildiği zaman da: "Eğer Allah böyle olmasını istemeseydi, elbette onu değiştirirdi!" dedi.[847] Hakem b. Ebi´l-Âs: "Vallahi, bu, büyük bir hadisedir: Benî Cumahların kölesi çıksın da, Ebu Talhalara ait Beytullah üzerinde anırsın!? Olur şey değil!" dedi. Süheyl b. Amr: "Eğer Allah buna gazaplanırsa, muhakkak, onu değiştirir![848] Eğer buna razı olursa, onu yerleştirir!" dedi.[849] Ebu Süfyan b. Harb ise: "Ben birşey söylemeyeceğim! Eğer birşey söyleyecek olursam, şu kumlar, söylediğimi Muhammed´e haber verirler!" dedi.[850] Cebrail Aleyhisselam, gelip, bunların söylediklerini Peygamberimiz Aleyhisselama haber verdi.[851] Peygamberimiz Aleyhisselam, onların yanına varıp üzerlerine dikildi[852] ve: "Ben sizin söylediklerinizi biliyorum.[853] Ey filan! Sen şöyle söyledin! Ey filan! Sen şöyle söyledin! Ey filan! Sen de şöyle söyledin!"[854] buyurarak, onların söylediklerini kendilerine birer birer haber verdi.[855] Ebu Süfyan: "Yâ Rasûlallah! İyi ki, ben birşey söylemedim!" dedi. Peygamberimiz Aleyhisselam gülümsedi.[856] Haris b. Hişam ile Attâb b. Esîd: "Biz şehadet ederiz ki; sen Allah´ın Resûlüsün! Çünkü, vallahi, bu söylediklerimize, yanımızdakilerden başka hiç kimse vâkıf değildi! Söylediklerimiz, sana herhalde Allah tarafından haber verilmiştir!" dediler.[857] [837] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 846, Ezrakî, c. 1, s. 274. [838] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 56, İbn Kayyım, c. 2, s. 184. [839] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 846, Ezrakî, c. 1, s. 274. [840] Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1, s. 274. [841] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 846, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1, s. 274, 275, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 356. [842] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 846, Ezrakî, c. 1, s. 275, Belâzurî, c. 1, s. 359, Süheyl f, Ravdu´l-ünüf, c. 7, s. 138. [843] İbn Ebi Şeybe´den naklen AJâüddin ^Ji, Kenzu´l-ummâl, c. 10, s. 536. [844] Vâkıdî, c. 2, s. 846, Ezrakî, c. 1, s. 275, Belâzurî, c. 1, s. 359, İbn E ar, Kâmil, c. 2, s. 254. [845] Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1, s. 275. [846] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 56, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 184. [847] Süheylf, Ravdu´l-ünüf, c. 7, s. 1 37. [848] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 46, Ezrakî, £hbâru Mekke, c. 1 , s. 275. [849] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 846. [850] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 46, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 46, Ezrakî, c. 1, s. 275, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c.2, s. 184. [851] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 846,, Ezrakî, c. 1, s. 275. [852] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 56, Ezrakî, c. 1, s. 275, İbn Kayyım, c. 2, s. 184. [853] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. İbn Kayyım, c. 2, s. 184. [854] Ezrakî, Nıbâru Mekke, c. 1, s. 275. [855] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 56, İbn Kayyım, c. 2, s. 184. [856] Ezrakî, c. 1,5.275. [857] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 56, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 184. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/415-418. |