๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Mart 2010, 13:34:59



Konu Başlığı: Benî Tücîb Heyetinin sayıları ve Medine ye geliş tarihleri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Mart 2010, 13:34:59
Benî Tücîb Heyetinin Sayıları ve Medine´ye Geliş Tarihleri


Hicretin 9.yılında[138] BenîTücîtı kabilesinden onüç kişilik bir heyet, Peygamberimiz Aieyhisseiam m yanına geldiler. [139]

Benî Tücîb heyeti; Allah´ın üzerlerine farz kıldığı mallarının zekatlıklarını da yanlarında sürüp getir­mişlerdi.

Onların bu tutum ve davranışları Peygamberimiz Aleyhisselamın hoşuna gitti.

Onlara:

"Siz hoşgeldiniz!" buyurdu.

Kendilerini en iyi bir yere kondurdu.

Bilal-i Habeşî´ye de en iyi bir biçimde konuklayıp ağırlamasını emretti. [140]

Benî Tücîb heyeti:

"Yâ Rasûlallah! Allah´ın, mallarımız içindeki hakkını sana sürüp getirdik!" dediler.

Peygamberimiz Aieyhisseiam:

"Onları geri götürüp fakirlerinize bölüştürünüz!" buyurdu.

Benî Tücîb heyeti:

"Yâ Rasûlallah! Biz, ancak fakirlerimizden artmış olanını sana getirdik!" dediler.

Hz. Ebu Bekir:

"Yâ Rasûlallah! Arap heyetleri içinde, doğrusu, şu Tücîb heyeti gibisi yoktur!" dedi.

Peygamberimiz Aieyhisseiam:

"Hidayet Yüce Allah´ın elindedir. Allah, hayrını dilediği kimsenin kalbini iman için açar!" buyurdu.

Tücîb oğulları heyeti, Peygamberimiz Aleyhisselamdan birtakım şeyler sordular.

Sorduklan şeylerin cevapları, kendileri için yazıldı.

Peygamberimiz Aleyhisselama Kur´ân´dan ve sünnetlerden sordular.

Peygamberimiz Aleyhisselamın onlara rağbeti arttı. [141]

Benî Tücîb heyeti, birkaç gün oturduktan sonra gitmek istediler.

Kendilerine:

"Siz ne diye acele ediyorsunuz?" denildi.

"Gerimizdekilerin yanlarına dönüp Resûlullah Aleyhisselamdan gördüklerimizi, kendisine söyledik­lerimizi ve kendisinin bize verdiği cevapları onlara haber

vereceğiz!" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına gelip vedalaştılar.

Peygamberimiz Aieyhisseiam onlara Bilal-i HabeşPyi gönderdi. [142] Bahşişlerinin verilmesini emret­ti. [143]

Peygamberimiz Aieyhisseiam, heyetlere veriiegeien bahşişlerden daha çok, daha yüksek olarak bunlara bahşişler verdi ve:

"Sizden, bahşiş verilmeyen kimse kaldı mı?" diye sordu. [144]

"Evet! [145] Binitlerimize bakmak üzere yaşça en küçüğümüz olan bir genci arkamızda bırakmıştık" dediler.

Peygamberimiz Aieyhisseiam:

"Onu da bize gönderiniz!" buyurdu. [146]

Heyet âzâlan, binitlerinin yanına dönünce, gence:

"Resûlullah Aleyhisselamın yanına git de, ondan hacetini al!

Biz ondan hacetimizi aldık ve kendisine veda ettik!" dediler. [147]

Benî Tücîb heyetinin genci, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına gelince: [148]

"Yâ Rasûlallah! Ben, Ebzâ oğullarından bir kimseyim. [149] Biraz önce senin yanına gelen, dilekleri­ni yerine getirdiğin cemaattenim. Benim de dileğimi yerine getir!" dedi.

Peygamberimiz Aieyhisseiam, ona:

"Senin dileğin nedir?" diye sordu. [150]

Genç:

"Yâ Rasûlallah! [151]

Benim dileğim arkadaşları m ınki gibi değildir! Onlar İslâmiyeti özleyiciler olarak geldiler, zekatların­dan sürüp getirdiklerini de getirdiler. [152]

Fakat, sen Allahtan beni yarlıgamasını, rahmetiyle esirgemesini ve bir de kalbime zenginlik ver­mesini dile!" dedi.

Peygamberimiz Aieyhisseiam:

"Ey Allah´ım!

Onu yarlığa ve rahmetinle esirge!

Kendisinin kalbine de, zenginlik ver!" diye dua ettikten sonra, ona da ötekiler gibi bahşişinin ver­ilmesini ashabından birisine emir buyurdu.

Benî Tücîb heyeti, yurtlarına, ev halklarının yanına döndüler.

Bunlardan bir cemaat, onuncu yıl hac mevsiminde Minâ´da Peygamberimiz Aleyhisselamla buluş-tular. [153]

"Biz Ebzâ oğullarıyız!" dediler.

Peygamberimiz Aieyhisseiam, onlara:

"Geçen yıl sizinle birlikte bana gelen genç ne yapıyor?" diye sordu.

"Yâ Rasûlallah! [154]

Yüce Allah´ın verdiği rızka ondan daha kanaatlisini görmemişizdir. [155]

İnsanlar dünyayı aralarında bölüşecek olsalar, o genç ona hiç bakmaz, iltifat etin ez" dediler.

Benî Tücîblerin bildirdiklerine göre; o genç, aralarında en iyi bir halde, dünyadan son derecede çekingen, Allah´ın kendisine verdiği rızka en kanaatli bir kul olarak yaşamakta devam etmiş; Peygamberimiz Aleyhisselamın vefatı üzerine Yemen halkının İslâmiyetten döndükleri sırada da, Benî Tücîblerin içinde kalkıp onlara Allah´ı ve İslâmiyeti anmaktan, hatırlatmaktan geri durmamış; onun sayesinde kavminden bir tek kişi bile İslâmiyetten dönmem iştir. [156]

Yüce Allah ondan razı olsun![157]



[138] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 323, Ebu´l-Ferec, el-Vefa, c. 2, s. 750, Ebu´l-Fidâ el-Bidâye, c. 5, s. 93.

[139] İbn Sa´d, c. 1, s. 323, Ebu´l-Fenec, c. 2, s. 750, İbn Seyyid, c. 2, s. 246, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Halebî, c. 3, s. 265.

[140] İbn Sa´d, c. 1, s. 323. Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 750, İbn Seyyid, c. 2, s. 246-247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54.

[141] İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 246-247, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 265, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 4,
s. 50.

[142] İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 3, s. 54, Halebî, c. 3, s. 265, Zürkânf, c. 4, s. 50.

[143] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 323

[144] İbn Sa´d, c. 1, s. 323, Ebu´l-Ferec, el-Vefâ, c. 2, s. 757, İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Halebî, c. 3, s. 265, Zürkânf, c. 4, s. 50.

[145] İbn Kayyım, c. 3, s. 54.

[146] İbnSa´d,c. 1, s. 323, Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 750, İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Halebî, c. 3, s. 265, Zürkânf, c. 4, s.50.

[147] İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54.

[148] İbn Sa´d, c. 1, s. 323, İbn Seyyid, c. 2, s. 247 İbn Kayyım , c. 3, s. 54.

[149] Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 750, İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54.

[150] İbn Sa´d, Tabak âtü´l-k übrâ, c. 1, s. 323, E bu´l-F erec, el -Vetâ, c. 2, s. 750, İ bn Seyyi d, U yün u´l-eser, c. 2, s. 247, E bu´l -F idâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 5, s. 93, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 265, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 4, s. 50.

[151] Kastalânf, M erâhib, c. 1, s. 319.

[152] İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Zürkânf, c. 4, s. 50.

[153] İbn Sa´d, c. 1 ,s. 323, Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 750-751, İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Kastalânf, c. 1, s. 319, Halebî, c. 3, s. 266, Zürkânf, c. 4, s. 50.

[154] İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Kastalânf, c. 1, s. 319, Halebî, c. 3, s. 266, Zürkânf, c. 4, s. 50.

[155] İbn Sa´d, c. 1, s. 323, İbn Seyyid, c. 2, s. 247, Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 751, İbn Kayyım , c. 3, s. 54, Kastalânf, c. 1, s. 319,
Halebî, c. 3, s. 266, Zürkânf, c. 4, s. 50.

[156] İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayy,m, c. 3, s. 54-55, Kastalânf, c. 1, s. 319, Halebî, c. 3, s. 266, Zürkânf, c. 4, s. 50.

[157] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/435-438.