๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 22 Şubat 2010, 23:11:48



Konu Başlığı: Beni Kurayza dan Sonra
Gönderen: Sümeyye üzerinde 22 Şubat 2010, 23:11:48
Beni Kurayza´dan Sonra


Mugîre b. Şûbe´nin Müslüman Oluşu



Muğîre b. Şube, Sakîf kabilesindendir. Ebu İsa künyesini taşırdı.[1]

Kendisi, Arap dahilerinden sayılırdı.[2] En sıkışık durumlarda, bir çıkar yol bulurdu.[3]

Muğîre b. Şube, Hendek savaşı yılında Müslüman oldu.[4]

Muğîre b. Şube der ki:

"Biz, Araplar içinde, dinine son derecede bağlı ve Lât putunun bakıcısı bir kavim idik.

Kavmimizin Müslüman olduğunu görecek olsam bile, onlara tâbi olmayacağımı sanırdım.

Malik oğullarından bir heyet, Kral Mukavkıs´a gitmek ve hediye sunmak üzere derlenip toplan mışlardı.

Onlarla birlikte ben de gitmek üzere derlenmiştim.

Amcam Urve b. Mes´ud´a danıştım. Gitmekten beni men etti ve:

"Babanın oğullarından hiç kimse senin yanında değil!" dedi.

Ben onun sözünü dinlemedim, "İlle gideceğim!" dedim. Onlarla birlikte yola çıktım.

Malik oğullarının müttefiklerinden, yanlarında, benden başka kimse yoktu.

Nihayet, İskenderiye şehrine vardık.

O sırada, Mukavkıs deniz üzerinde bulunuyormuş.

Küçük bir vapura binip, oturduğu yerin hizasına kadar vardım.

Mukavkıs bana baktı ve birisine emretti ki; ben kimim ve ne istiyorum, öğrenilsin.

Memur benden sordu. İşimizi ve kendisini görmeye geldiğimizi haber verdim.

Kiliseye indirilmemizi ve orada ağırlanmamızı emretti. Ağırlandık.

Sonra, bizi çağırdı, huzuruna girdik.

Mukavkıs, Malik oğullarının liderine baktı, onu yakınına getirtti.

Birlikte oturdular.

Sonra, ona:

´Bütün bunlar, Malik oğullarından mıdırlar?´ diye sordu.

O da:

´Evet! Ancak bir tek kişi müttefiklerdendir1 dedi ve beni ona tanıttı.

Oradaki cemaatin Mukavkıs´a en önemsiz olanı, bendim.

Malik oğulları hediyelerini Mukavkıs´ın önüne koydular.

Mukavkıs sevindi ve onların alınmasını ve kendilerine bahşişlerinin de verilmesini emretti.

Bahşiş verilirken, onların bazısını bazısına üstün tuttular.

Bana gelince; anmaya değmez, az ve önemsiz birşey verdiler.

Mukavkıs´ın huzurundan çıktık.

Malik oğulları ailelerine hediyeler satın aldılar, sevinçli idiler.

Onlardan hiç kimse de, bana hiçbir fedâkârlıkta bulunmadılar.

Yola çıktılar ve yanlarına da içki aldılar, içki içmeye başladılar. Ben de onlarla birlikte içiyordum.

Ben içmeyi bıraktım.

´Taife dönünce, kavmime Mukavkıs´ın beni hor, hakîr gördüğünü haber verecekler!´ diye, onları öldürmeyi tasarladım!

Irakta, Bassak nehri yanında bulunduğumuz sırada, yalandan hastalandım ve başımı bağladım.

Bana:

´Neyin var?´ diye sordular.

Onlara:

´Başım ağnyor!´ dedim.

İçkilerini ortaya koydular ve beni çağırdılar.

Onlara:

´Başım ağnyor, ben içemeyeceğim. Fakat sizinle oturur, size içirebilirim!1 dedim.

Bana hiç itiraz etmediler.

Oturup onlara içki içirmeye başladım. Kadehten sonra kadeh içildi. Kadehler ardanda yetiştirilince, iştihalandılar. Kendilerine geri çevirdiğim boş kadehlerin bile farkına varamaz, düşünemez hale gelip sızakaldılar!

O zaman, ben de onların üzerlerine çöküp hepsini öldürdüm!

Yanlarında bulunan bütün malları alıp Peygamber Aleyhisselamın yanına geldim.

Kendisini, Mescidde ashabıyla birlikte otururken buldum.

Üzerimde yolcu elbisesi vardı.

Kendisine İslâm selamıyla selam verdim.

Ebu Bekir b. Ebi Kuhâfe, bakınca beni tanıdı ve:

´Sen Urve´nin kardeşinin oğlusun galiba?1 dedi.

´Evet! Allahtan başka ilah olmadığına ve Muhammed´in Resûlullah olduğuna şehadet ediyorum!´ dedim.

Resûlullah Aleyhisselam:

´Allah´a hamd olsun ki, seni İslâmiyete hidayet etti1 buyurdu.

Ebu Bekir, bana:

´İskenderiye şehrine emniyet ve selametle vardınız mı?1 diye sordu.

´Evet!´ dedim.

´Seninle birlikte bulunan Malikîlere ne oldu? Onlar nasıllar?1 diye sordu.

´Onlarla bizim aramızda olan, bazı Araplar arasında olan şeydir. Biz şirk dinindeyizdir, onları öldürdüm! Elbiselerini soyup Resûlullaha getirdim. Beşte birini çıkarsın! Yahut onlar hakkında ne yap mayı uygun görürse, öyle yapsın! O, müşriklerden bir ganimettir! Ben Muhammed Aleyhisselamı tasdik eden bir Müslümanım!´ dedi.

Resûlullah Al eyhisselam:

´Senin Müslümanlığını kabul ettim. Fakat, onların mallarından, ben ne birşey, ne de beşte bir alınm! Çünkü, o bir gadrdir, gadrde ise hayır yoktur!´ buyurunca, sanki yakında uzakta ne varsa, hepsi beni tuttu, tutu I a kal di m!

´Yâ Rasûlallah! Ben ancak kavmimin dininde bulunduğum sırada onları öldürmüş, sonra da Müslüman olup huzuruna gelmiş bulunuyorum!´ dedim.

Resûlullah Aleyhisselam:

´İslâmiyet, kendisinden önce olup bitenleri düşürür, siler!1 buyurdu.[5]

Maliklerden öldürülenler 13 kişi olup, öldürüldükleri haberi Taifte Sakîflere erişince, iki taraf çarpış mak için çağnştılar.

Urve b. Mes´ud benim tarafımdan 13 diyet ödemeyi yüklenince, barıştılar. Peygamber Aleyhisselamın yanında Hudeybiye umresine kadar kaldım."[6]



[1] İbrı Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ,c.4, s. 284, 285, İbn Abdilberr, İstiâb, t 4, s. 1445, İbnEsîr, Usdu´l-gâbe, c. 5, s. 247.

[2] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1 445, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 5, s. 248.

[3] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 285.

[4] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1 445.

[5] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 285, 286.

[6] Zehebî, Siyeru a´lâmi´n-nübelâ, c. 3, s. 17.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/163-166.