๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 20 Mart 2010, 17:45:55



Konu Başlığı: Benî Kinde temsilcilerinin Medine ye gelmeleri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Mart 2010, 17:45:55
Benî Kinde Temsilcilerinin Medine´ye Gelip Müslüman Olmaları


Benî Kindelerin Kimlikleri, Yurtları,Temsilcilerinin Medine´ye Ne Zaman ve Kaç Kişi Olarak Geldikleri


Benî Kindelerin ata soyları şöyle sıralanır: Benî Kinde (Sevr) b. Ufeyr, b. Adiyy, b. Haris, b. Mürre, b. Üded, b.Zeyd, b. Yeşcüb, b. Arib, b. Zeyd, b. Kehlan, b. Sebe´. [314] Kinde (Sevr) b. Ufeyr´in Remle binti Esed´den doğma Muaviye ve Eşred isimlerinde iki oğlu vardı. [315]

Kinanelerden şu kabileler türemiştir

1. Benî Muaviye,

2.Vehb,

3. Bedda1,

4. Râiş b. Haris, b. Muaviye, b. Sevr, b. Mürta1, b. Muaviye, b. Kinde,

5. Benî Sekâsik b. Eşres, b. Kinde,

6. Benî Sekûn b. Eşres, b. Kinde,

7-8. Tücîbler,

9. Benî Adiyy b. Eşres, b. Sekûn,

10. Benî Sa´d b. Eşres, b. Sekûn. [316]

Kindelerin yurtları Yemen´de olup, kendileri Hicaz´da ve Yemen´de kral idiler. [317]

Haris b. Amrü´l-Mahsûr b. Hucr Akîlü´l-Mürar, b. Amr, b. Muaviye, b. Haris ve şair İmriü´l-Kays´in babası Hucr b. Haris, Benî Kinane ve Benî Esedlerin kralı idiler.

Şurahbil b. Haris, Benî Temimlerle Rubabların,

Seleme b. Haris, Bekr b. Vâil ve Tağlib b. Vâillerin,

Ma´dikerib de Kays b. Aylanların kralı idi. [318]

Kinde temsilcileri Hicretin 10. yılında, [319] Kinde krallarından ve Hadramevtmirba1 sahibi (ganimetin dörtte birini almayetkilisi) [320] Eş´as b. Kays´ın başkanlığı altında seksen[321] veya altmış[322] binitli olarak gelip, Mescidde bulunduğu sırada Peygamberimiz Aleyhisselamın huzuruna vardılar.

Alınlarındaki uzun saçlarını iki yandan salmışlar, gözlerini sürmelemişlerdi.

Üzerlerinde yollu Yemen kumaşından yapılmış, yakaları, etekleri, kolları ve cep ağızlan ipekle, altın sırma ile işlenmiş cübbelervardı.

Kinde temsilcileri, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına girdikleri zaman: [323]

"Senin menzilin burası mı?!" diye sordular.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Ben hükümdar değil, Muhammed b. Abdullah´ım!" buyurdu.

Kinde temsilcileri:

"Biz sana isminle hitap etmeyiz!" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Ben Ebu´l-Kâsım´ım!" buyurdu.

Kinde temsilcileri, Peygamberimiz Aleyhisselam için tereyağının içine bir çekirge gözü sak lamışlardı.

"Ey Ebu´l-Kâsım! Biz senin için gizlenecek birşey gizlemiş bulunuyoruz! Nedir o şey?" diye sordu lar.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Sübhanallah! Bu, ancak kâhinin yapacağı birşeydir. Kâhin de, kâhinliğe özenmek de ateştedir, cehennemdedir!" buyurdu.

Kinde temsilcileri:

"Öyle ise, senin Resûlullah olduğunu nasıl anlayacağız?" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam, yerden bir avuç çakıl taşı alıp:

"Bunlar, benim Resûlullah olduğuma şehadet ederler!" buyurunca, taşlar Peygamberimiz Aleyhisselamın elinde teşbih etmeye başladılar!

Bunun üzerine, Kinde temsilcileri:

"Biz de şehadet ederiz ki; sen hiç şüphesiz Resûlullahsın!" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Allah beni hak dinle peygamber olarak gönderdi ve bana bir de Kitab indirdi ki, ona bâtıl ne önün den, ne de ardından gelip erişemez!" buyurdu.

Kinde temsilcileri:

"Bize ondan biraz okuyup dinletsene!" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam da, Sâffât sûresinin başından:

"Saflar bağlayıp duranlara, sevk ve idare, men ve zecr edenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki; sizin İlahınız birdir!

O, göklerin, yerin ve bunlar arasında ne varsa hepsinin Rabbidir!

Doğuların da Rabbidir o!" (Sâffât: 1-5) mealli beş âyeti okuyup susmuştu.

Hiç kımıldamadan duruyordu. Gözleri yaşarmış, gözyaşları sakalına doğru akmaya başlamıştı.

Kinde temsilcileri:

"Biz senin ağladığını görüyoruz!? Yoksa sen Seni Gönderenden korktuğun için mi ağlıyorsun?" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Beni korkutan, ağlatan, Allah´ın beni kılıcın ağzı gibi ince ve keskin olan dosdoğru bir yol üzere göndermiş olmasıdır ki, ondan azıcık eğrilsem helak olurum!" buyurduktan sonra:

"Andolsun ki; sana vahyettiğimizi de dilersekgideriveririz, sonra da sen bize karşı onu geri çevirmek için hiçbir vekil (yardımcı) de bulamazsın!" (İsra: 36) mealli âyeti okudu. [324]

Sonra da Kinde temsilcilerine:

"Siz Müslüman oldunuz, değil mi?" diye sordu.

Onlar da:

"Evet! Müslüman olduk!" dediler. [325]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Öyleyse, şu üzerinizdeki, boyunlarınızdaki ipekler, sırmalar ne diye duruyor?!" buyurdu.

Bunun üzerine, Kinde temsilcileri elbiselerindeki ipekleri, sırmaları söküp attılar. [326]

Eş´as b. Kays:

"Yâ Rasûlalları! Bizler, Akîlü´l-Mürar oğullarıyız! Sen de Akîlü´l-Mürar oğlusundur! [327]

Biz sanıyoruz ki; siz de bizdensiniz. [328] Yoksa bizden değil misiniz?" dedi. [329]

Peygamberimiz Aleyhisselam gülümsedi, güldü[330] ve:

"Bu soya kendilerini Abbas b. Abdulmuttalib ile Rebia b. Haris nisbet ettiler, bağladılar.

Abbas ve Rebia iki ticaret adamı idi.

Araplar arasında gezip dolaşırlarken, kendilerine:

´Siz kimlerdensiniz?´ diye soruldukça, onlar:

´Biz Akîlü´l-Mürar oğullarıyız!´ derler ve kendilerini bununla şerefli göstermek[331] ve canlarını koru mak isterlerdi. [332]

Çünkü, Akîlü´l-Mürar oğulları Kinde kralları idiler. [333]

Onlarla ana tarafından* bir doğum münasebeti bulunmakla beraber, [334] hayır! Biz, bilakis, Nadr b. Kinane oğullarıyız!

Biz ne babamızın soyunu reddederiz, ne de anamızın soyuna tâbi oluruz!" buyurdu. [335]

Eş´as b. Kays da ana tarafından Akîlü´l-Mürar oğullarından idi.

Eş´as b. Kays:

"Ey Kinde cemaati! İşinizi bitirdiniz mi?" diye sordu ve:

"Vallahi, kimin (ana tarafından olduğu halde babasının soyundan olduğunu) söylediğini işitirsem, ona seksen kamçı vururum!" dedi. [336]

Kinde temsilcileri yurtlarına dönmek istedikleri zaman, Peygamberimiz Aleyhisselam onlardan her birine bahşiş olarak onar, Eş´as b. Kays´a ise oniki ukiyye gümüş verdi. [337]



[314] İbn Hazm, Cemhere, s. 485.

[315] İbn Hazm, s. 425.

[316] İbn Hazm, s. 477.

[317] Kalkaşandi, Nihâyetü´l-ereb, s. 409.

[318] İbn Hazm, s. 427.

[319] Taberî, c. 3, s. 1 62, İbn Abdilbeır, c. 1, s. 133, İtan Esîr, c. 1, s. 118.

[320] İbn Sa´den naklen İbn Hacer, el-İsâbe, c. 1, s. 51.

[321] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 232, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 241, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 5, s. 72-73, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 3, s. 40, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 56, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 260, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 4, s. 27.

[322] Taberî, Târih, c. 3, s. 162, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 5, s. 370, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1 , s. 133, İbn E ar, Kâmil, c. 2, s. 298, İbn Kayyım , c. 3, s. 40, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 56, Halebî, c. 3, s. 260, Zürkânf, c. 4, s. 27.

[323] İbn İshak, c. 4, s. 232, İbn Sa´d, c. 1, s. 328, Taberî, c. 3, s. 162, İbn Seyyid, c. 2, s. 241-242, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 73, İbn Kayyım, c. 3, s. 40.

[324] Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 1, s. 237-238, Suyûtî, Hasâisü´l-kübrâ, c. 2, s. 305 Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 260, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 4, s. 27.

[325] İbn İshak, c. 4, s. 232, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 328, Taberî, Târih, c. 3, s. 162, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 5, s. 370, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 241-242, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye vıe´n-nihâye, c. 5, s. 72, İbn Kayyım , Zâdu´l-mead, c. 3, s. 40, Halebî, c. 3, s. 261 , Zürkânf, c. 4, s. 27.

[326] İbn İshak, c. 4, s. 232, İbn Sa´d, c. 1, s. 328, Taberî, c. 3, s. 162, İbn Seyyid, c. 2, s. 241-242, Zehebî, Megâzî, s. 573, Ebu´l-Fidâ, c. 5, , s. 72, İbn Kayyım, c. 3, s. 40.

[327] İbn İshak, c. 4, s. 232, Taberî, c. 3, s. 162, Beyhakî, c. 5, s. 370, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1, s. 134, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s.
298, İbn Seyyid, c. 2, s. 242, İbn Kayyım, c. 3, s. 40, Halebî, c. 3, s. 261, Zürkânf, c. 4, s. 28.

[328] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 211 .

[329] Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 5, s. 370, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 3, s. 40.

[330] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 232, Taberî, Târih, c. 3, s. 162-163, Beyhakî, c. 5, s. 370, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1,s. 134, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 56, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 261, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 4, s. 28.

[331] İbn İshak, c. 4, s. 232, Taberî, c. 3, s. 163, Beyhakî, c. 5, s. 370, İbn Seyyid, c. 2, s. 242, İbn Kayyım, c. 3, s. 40, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 56.

[332] Beyhakî, c. 5, s. 370, İbn Kayyım, c. 3, s. 40.

[333] İbn İshak, c. 4, s. 232, Taberî, c. 3, s. 163, Beyhakî, c. 5, s. 370.

*Peygamberimiz Aleyhisselamın atalarından Kilâb b. Mürre´nin annesi Kindelerdendi (İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 242,İbn Kayyım, c. 3, s. 40).

[334] İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 56.

[335] İbn İshak, c. 4, s. 232, Ahmed, c. 5, s.211, Taberî, c. 3, s.1 63, Beyhakî, c.5,s. 371, İbn Abdilberr, c. 1, s.1 34, İbn Seyyid, c. 2, s. 242, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 73, İbn Kayyım, c. 3, s. 40, İbn Haldun, c. 2, ks.2, s. 56, Halebî, c. 3, s. 261, Zürkânf, c. 4, s. 28.

[336] İbn İshak, c. 4, s. 232, Taberî, c. 3, s. 163, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 73, Zürkânf, c. 4, s. 28.

[337] İbn Sa´d, c. 1.S.328.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 8/59-64.