๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Mart 2010, 18:09:34



Konu Başlığı: Bedevî müslümanların ganimet mallarını bölüştürmesi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Mart 2010, 18:09:34
Bedevî Müslümanların Ganimet Mallarını Bölüştürmesi İçin Peygamberimiz Aleyhisselamı
Sıkıştırmaları ve Çekiştirmeleri




Bedevilerden birtakım halk, Peygamberimiz Aleyhisselaıma:

"Yâ Rasûlallah! Deveden, davardan ganimetimizi bölüştür!" diyerek Peygamberimiz Aleyhisselamı sıkıştırmaya ve ridasından çekiştirmeye başladılar.

O kadar ileri gittiler ki, bir semüre ağacına yaslanmak, dayanmak zorunda bıraktılar.

Hatta, Peygamberimiz Aleyhisselamın ridasını sırtından çekip aldılar![486]

Rida, çekiştirilirken, yırtıldı.[487]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Ey insanlar! Ridamı bana veriniz![488] Siz, Allah´ın size nasip ettiği ganimeti aranızda bölüştürmeye ceğim diye mi korkuyorsunuz?![489] Vallahi, ganimet malları Tihâme´nin ağaçları sayısınca bile olsa, onları aranızda bölüştürürdüm! Ben ne cimriyim, ne korkağım, ne de yalancıyım! Siz bende böyle birşey bulamayacak, göremeyeceksiniz!" buyurdu.[490]

Sonra da; eline bir deve tüyü veya onun kadar birşey aldı.[491]

Yahut yanına vardığı devenin hörgücünden birtüy koparıp, onu iki parmağı arasında tutarak kaldırdı ve:

"Ey insanlar! Vallahi, sizin ganimetinizden bana beşte bir dışında şu tüy kadar bile geçmiş birşey yoktur!

Beşte bir pay da, gerektiğinde yine sizlere harcanıyor, iade ediliyor" buyurdu.[492]

Abdullah b. Mes´ud:

"Resûlullah Aleyhisselamın Ci´râne´de Huneyn ganimetini bölüştürdüğü sırada üzerine yığılıp ken disini o kadar rahatsız ettiler ki, nihayet:

´Yüce Allah, kullarından bir kulunu, kavmine göndermişti.

Kavmi onu dövmüşler, başını da yarmıslardı.

O kul ise, alnından akan kanı eliyle siliyor, hem de:

´Yâ Rab! Kavmimi yarlığa! Çünkü, onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar!´ diyerek dua ediyordu´ buyurdu" demiştir.[493]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Ganimet mallarından, elinizde, iğneden ipliğe varıncaya kadar,[494] büyük ve küçük[495] ne varsa getirip geri veriniz![496]

Ganimet mallarına hıyanet etmeyiniz![497]

İyi biliniz ki; ganimet malına hıyanet etmek, edenler için, Kıyamet gününde ayıpların en kötüsü ve Cehennem ateşi olacaktır!" buyurdu.[498]

Akîl b. Ebu Talib, zevcesi Fâtıma binti Şeybe b. Rebia´nın yanına varmıştı.

AkiTin kılıcında kan bulaşığı vardı.

Zevcesi, ona:

"Senin müşriklerle savaştığını biliyorum!

Müşriklerin ganimetlerinden ne elde ettin bakayım?" dedi.

Akıl:

"Al şu iğneyi! Onunla elbiseni dikersin! dedi ve o iğneyi ona verdi.

Peygamberimiz Aleyhisselamın münadisinin:

"Ganimet mallarından kim birşey almışsa, getirip onu geri versin!" diyerek seslendiğini işitince, Akîl zevcesinin yanına döndü ve:

"Vallahi, sanıyorum ki, o iğnen de elden gidecektir!" dedi. İğneyi ondan alıp ganimet mallan arasın da atti.[499]

Ensardan bir zât da, kıldan eğirilmiş bir yumak ip getirdi[500] ve:

"Yâ Rasûlallah! Bu yumağı devemin sırtına çul yapayım diye almıştım.[501] Bunu bana bıraksanız olmaz mı?" dedi.[502]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Eğer bu şey benim hisseme[503] veya Abdulmuttalib oğullarının hisselerine[504] düşecek olursa, senin olsun!" buyurdu.[505]

Ensarî:

"Mademki iş buraya vardı. Artık bu yumak bana gerekmez!" dedi ve yumağı elinden, ganimet mal larının içine bıraktı.[506]

Abdullah b.Zeydü´l-Mâzinîde, müşriklere ok atmak için almış olduğu yayı getirip ganimet mallarının içine attı.

Başka bir adam da, gelip:

"Yâ Rasûlallah! Bu ipi düşmanlar bozguna uğradığı zaman bulmuştum. Devemin üzerindeki semeri onunla sıkılıyordum

Bu bende kalsa olmaz mı?" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Eğer o benim hisseme düşerse, senin olsun!

Fakat Müslümanların hisselerine düşerse, ne yaparsın?" buyurdu.[507]




486] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c.4, s. 135, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 84, Taberî, Târih, c. 3, s. 136.

[487] Serahsf, M ebsût, c. 10, s. 1 8.

[488] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 135, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 84, Taberî, Târih, c. 3, s. 136.

[489] Mâlik, Muvatta1, c. 2, s. 457.

[490] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 135, Mâlik, c. 2, s. 457, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 84.

[491] Mâlik, Muvatta1, c. 2, s. 458.

[492] Mâlik, c. 2, s. 458, İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 135, Ahmed b. Hanbel, c. 316, Taberî, c. 3, s. 136.

[493] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1456.

[494] Mâlik, c. 2, s. 458, İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 135, Ahmed b. Hanbel, c. 316, Taberî, c. 3, s. 136.

[495] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 316.

[496] Mâlik, c. 2, s. 458, İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 135, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 316 Taberî, c. 3, s. 136.

[497] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 316.

[498] Mâlik, c. 2, s. 458, İbn İshak, İbn Hişam , c. 4, s. 135, Ahmed b. Hanbel, c. 5, 316, Taberî, c. 3, s. 136.

[499] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 135, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 918.

[500] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 135, Vâkıdî, c. 3, s. 918, Taberî, Târih, c. 3, s. 136.

[501] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 135, Taberî, c. 3, s. 136.

[502] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 918.

[503] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 135, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 91 8, Taberî, c. 3, s. 1 36.

[504] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 918.

[505] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 135, Vâkıdî, c. 3, s. 918, Taberî, c. 3, s. 136.

[506] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 135, Taberî, c. 3, s. 136.

[507] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 918.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/95-98.