Konu Başlığı: Baş Münafıkın Nifak Ateşinin Alevlenişi Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Şubat 2010, 12:38:33 Baş Münafıkın Nifak Ateşinin Alevlenişi Baş münafık Abdullah b. Übeyy b. Selûl, Sinan ile Cahcah arasındaki hadise cereyan ettiği sırada, münafıklardan: Malik, Dâis, Süveyd, Evs b. Kayzî, Muattib b. Kuşeyr (veya Kays), Zeyd b. Lusayt (veya Salt), Abdullah b. Nebtel ve daha başkaları ile birlikte oturuyordu. Cahcah´ın "Ey Kureyş hanedanı! Yetişin!" diyerek haykırdığını işitince: [11] "Ey Evs oğulları! Ey Hazrec oğulları! Dostunuz ve müttefikiniz olan Sinan b. Veber el-Cühenî´ye yardımcı olunuz!" dedi.[12] Abdullah b. Übeyy b. Selûl, bu kadarla da kalmadı; yanında kendi kavminden, kabilesinden bazı kimseler ve o sırada pek genç olan Zeyd b. Erkam da bulunduğu halde: [13] "Demek onlar böyle yaptılar ha?![14] Kendi yurdumuzda bize hakim oldular, çoğaldılar, bize karşı soy sopları ile, çokluklarıyla iftihar ettiler!* Vallahi, Kureyşlilerin kalın izariı Müslümanları ile misalimiz, ancak, evvelkilerin şu mesellerinde dedikleri gibidir: ´Besle köpeğini, yesin seni!1 [Besle kargayı, oysun gözünü!][15] Amma vallahi, Medine´ye dönersek, muhakkak, en şerefli ve güçlü olan şerefsiz ve güçsüz olanı oradan sürüp çıkaracaktır!" dedikten sonra,[16] kavminden, yanında bulunanlara yöneldi ve: "Bu, sizin kendi kendinize yaptığınız birşeydir: Beldelerinizi onlara helâl ettiniz, peşkeş çektiniz! Mallarınızı onlarla bölüştünüz! Vallahi, eğer siz ellerinizdekini tutar, onlardan esirgerseniz, muhakkak, sizin yurdunuzdan başka bir diyara yönelir, giderier![17] Sizler onların uğrunda ölüp evlatlarınızı yetim ettiniz ve azaldınız, onlar ise çoğaldılar.[18] Onun [Resûlullahın] yanındakilere nafaka [zekat ve sadaka] vermeyin ki, onlar onun etrafından dağılıp gitsinler!" dedi. [19] Zeyd b. Erkam´ın Baş Münafık Abdullah b. Übeyy´den İşittiği Sözleri Gelip Peygamberimiz Aleyhisselama Haber Verişi Zeyd b. Erkam; Abdullah b. Übeyy b. Selûl´ün meclisinden kalkıp Peygamberimiz Aleyhisselamin yanına geldi. Abdullah b. Übeyy´den işittiklerini haber verince, Peygamberimiz Aleyhisselam renkten renge girdi! Peygamberimiz Aleyhisselamın yanında, Hz. Ebu Bekir, Hz. Osman, Sa´d b. Ebi Vakkas, Muhammed b. Mesleme, Evs b. Havlî, Abbâd b. Bişr gibi, Muhacir ve Ensar ashabından bazıları bulunuyordu. Peygamberimiz Aleyhisselam, Zeyd b. Erkam´a: "Ey çocuk! Ona (karşı herhangi birşeyden dolayı) kızmış olmayasın?" diye sordu. Zeyd b. Erkam: "Hayır! Vallahi, ben bunları ondan işittim!" dedi. Peygamberimiz Al eyhisselam: "İşittiklerinden, yanılmış olmayasın?" diye sordu. Zeyd b. Erkam: "Hayır yâ Rasûlallah! Yanlışım yok!" dedi. Peygamberimiz Al eyhisselam: "Onun hakkında sen bir benzetme, bir yakıştırma yapmış olmayasın?" diye sordu. Zeyd b. Erkam: "Hayır, vallahi yâ Rasûlallah! Ben bunları ondan işittim!" dedi. Abdullah b. Übeyy b. Selûl´ün söyledikleri, ordugâha yayıldı. Halk arasında, onun sözünden başka, konuşulan söz yoktu. Ensardan bir topluluk, Zeyd b. Erkam´ı tevbeye davet ettiler ve: "Sen, kavminin büyüğüne söylemediği şeyi söyledi demekle büyük zulüm ve haksızlık ettin! Akrabalık haklarını kopardın!" diyerek kınadılar. Zeyd ise: "Vallahi, H azrec kavmi arasında, bana Abdullah b. Übeyy´den daha sevgili bir adam yoktu. Vallahi, bu sözleri babamdan da işitmiş olsaydım, ben onu Resûlullah Aleyhisselama eriştirirdim! Yüce Allah´ın peygamberine bu hususta vahiy indirip, benim mi yoksa başkasının mı yalancı olduğunu bildireceğini ve Resûlullah Aleyhisselamın benim sözlerimi doğrulayacağını umuyorum" dedi ve: "Allah´ım! Peygamberine, benim sözlerimi doğrulayacak vahyini indir!" diyerek yalvardı.[20] [11] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 416. 12. [12] Taberî, Tefsir, c. 28, s. 11 3-114. [13] İbn İshak.İbnHişam, Sîre,c.3, s. 303. [14] İbn İshak.İbnHişam, c. 3, s. 303, Buhârî, t 6, s. 67, Müslim, c. 3, s. 1999. * Muhacirler, Medine´ye geldikleri zaman, salıca Ensardan az idiler. Sonradan, Muhacirler çoğalmış, E nsar azalmıştır (Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 393, Buhâri", c. 6, s. 66). [15] İbn İshak.İbnHişam, Sîre, c. 3, s. 303, Taberî, Tefsir, c. 28, s. 114. [16] İbn İshak.İbnHişam, Sîre, c. 3, s. 303, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 393, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 160, Müslim, Sahih, c.3, s. 1999, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 418. [17] İbn İshak.İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 303. [18] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 416417, Halebî, İnsânu´l-uvûn, c. 2, s. 596. [19] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 373, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 64-65. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/387-388. [20] Vâkıdî, Megâzî, c.2, s. 417, Taberî, Tefsfr.c. 28, s. 114. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/388-389. |