๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 14 Mart 2010, 17:08:10



Konu Başlığı: Bâhile Benî Sümâle ve Benî Huddan temsilcileri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 14 Mart 2010, 17:08:10
Bâhile, Benî Sümâle ve Benî Huddan Temsilcilerinin Müslüman Olmaları, Kavimleri Adına da İslâmiyet Üzerine Bey´atta Bulunmaları


1- Bâhile elçisi Mutarrif´in Medine´ye gelişi; Mekke´nin fethinden sonra idi.[146] Bâhileler, Bîşe vadisinde otururlardı. [147]

Bîşe; Yemen tarafındadır. [148]

Bâhilelerden Mutarrif b. Kâhin, kavmi adına elçi olarak Medine´ye geldi, Müslüman oldu ve kavmi için de Peygamberimiz Aleyhisselamdan bir emannâme aldı . [149]

"Yâ Rasûlallan! Biz Müslüman olup selâmete erdik.

İslâmiyetin Allah´ın semavî dini olduğuna, Allah´tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet ettik.

Bizim için bir yazı yaz!" dedi. [150]

Peygamberimiz Aleyhisselam da, Mutarrif ve onun kavminden Müslüman olanlar için, malların zekat] hakkında bir yazı yazdırdı. [151]

Yazdırdığı yazıda şöyle buyurdu:

"Bu, Muhammed Resûlullah tarafından, Mutarrif b. Kâhinü´l-Bâhilî ile Bîşe´de oturan Bâhilîler için yazılan yazıdır.

Kim üzerinde develerin çöktüğü, gecelediği ölü bir araziyi* ihya ve imar ederse, orası onun olur.

Bâhilîler;

Her 30 sığırda yetişmiş 1 dana,

Her40 davarda 1 davar,

Her 5 devede yaşlı 1 davar zekat olarak vermekle mükelleftirler.

Zekat tahsildarları, bu zekatları ancak onların yaylım yerlerinde teslim alacaklardır.

Bâhileler, Allah´ın emanıyla emniyet ve selamettedirler." [152]

Mutarrif söylediği bir şiirle Peygamberimiz Aleyhisselamı övmüş, bununla da Bâhilîlerin imanlarını güçlendirmiştir. [153]

Allah ondan razı olsun!

2- Mutarrif´ten sonra, Bâhilelerden, Nehşel b. Malikü´l-Vâilî de, kavminin elçisi, temsilcisi olarak

Peygamberimiz Aleyhisselama geldi. Müslüman oldu.

Peygamberimiz Aleyhisselam, Hz. Osman´a, Nehşel ve kavminden Müslüman olanlar için, içinde şeriat hükümlerinden bazıları bildirilen bir yazı yazdırdı. [154]

Yazdırdığı yazıda şöyle buyurdu:

"Allah´ım! Senin isminle başlarım!

Bu, Muhammed Resûlullah´ın Benî Vâillerden Müslüman olup namazı kılan, zekatı veren, Allah ve Resûlüne itaat eden, ganimetlerden Allah´ın ve Resûlünün (beşte bir) hissesini veren, Müslümanlığına şehadet getiren ve müşriklerden ayrılan kimseler için yazdırdığı yazıdır.

Onlar, Allah´ın emanıyla emniyet ve selamettedirler.

Muhammed, onlara kıymaktan tamamıyla uzaktır.

Onlar için ne toplanma, ne de kendilerinden uşr alınma vardır.

Onların âmilleri, zekat tahsildarları da kendilerinden olacaktır." [155]

Benî Sümâlelerle Benî Huddanların temsilcilerinin Medine´ye gelişi Hicretin 8. yılında, Mekke´nin fethinden sonra idi. [156]

Benî Sümâlelerle Benî Huddanlar, Ezd-i Şenûelerden iki küçük kabiledir. [157]

Benî Sümâle ve Huddan kabilelerinden Abdullah b. Alesü´s-Sümâlî ile Müsliye b. Hizzanü´l-Huddânî, kavimlerinden bir heyet içinde gelerek Müslüman oldular ve kavimleri adına da bey´at yaptılar.

Allah onlardan razı olsun!

Peygamberimiz Aleyhisselam; bunların mallarından ödemeleri gereken zekat miktarları hakkında da, Sabit b. Kays b. Şemmas´a bir yazı yazdırdı.

Sa´d b. Ubâde ile Muhammed b. Mesleme de, şahit oldular.

Peygamberimiz Aleyhisselam, yazdırdığı yazıda şöyle buyurdu:

"Bu, Muhammed Resûlullah tarafından deniz sahillerindeki kırlarda ve kırların hizasındaki vahalar da oturanlara verilen yazıdır:

Onlara, hurma mahsulleri için ne ağaç üzerinde tahminleme, ne de ayarlı bez ölçekle ölçme vardır.

Onlar, hurmalar kurutma yerine konulduğunda, her on veskte bir veskini zekat olarak vermekle mükelleftirler." [158]

Hicazlılara göre; 1 vesk 60 sa´dır. Bu da, 320 ntl, Iraklılara göre ise 430 ntl tutar. [159] 1 ntl da 12 ukiyyedir. 1 ukiyye de 40 dirhemdir. [160]



[145] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/161-162.

[146] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 307, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 2, s. 423.

[147] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 284.

[148] Yâkût, Mu´cemu´l-büldân, c. 1, s. 529.

[149] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 307.

[150] İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 423.

[151] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 307.

* İmam Ebu Yusufa göre; ölü arazi, üzerinde bina, ziraat eseri, kabristan, odunluk, hayvan otlağı, hayvan ağılı bulunmayan, hiç kimsenin malı olmadığı gibi, kimsenin elinin altında da tutmadığı, boş, boz, otsuz arazi demektir (Ebu Yusuf, Kitâbu´l-harac, s. 63).

[152] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 284, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 423.

[153] İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 423.

[154] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 307.

[155] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 284.

[156] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 353.

[157] Kalkasandı, Nihâyetü´l-ereb, s. 199-228.

[158] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 353-354.

[159] İbn Esîr, Nihâye, c. 5, s. 189 .

[160] Ffruzâbâdi, Kâmûsu´l-muhft, c. 3, s. 396.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/162-165.