๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 01 Şubat 2010, 12:54:59



Konu Başlığı: Ayyâş b. Ebi Rebianin Mekkeye Götürüşü
Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Şubat 2010, 12:54:59
Ebu Cehil´in Ayyâş b. Ebi Rebia´yı Aldatıp Mekke´ye Götürüşü


Ayyaş b. Ebi Rebia Hz. Ömer´le Küba´ya vardıkları zaman, Ebu Cehil Amr b. Hişam ve kardeşi Haris b. Hişam, Ayyaş b. Ebi Rebia´nın arkasından gittiler.

Ayyaş b. Ebi Rebia, bunların hem amcalarının oğlu, hem de bir anneden doğma kardeşi idi.[45]

Bunlar, Ayyaş b. Ebi Rebia´yı buldular ve ona:

"Ey Ayyaş! Anan hastalandı. [46] Anan, seni görünceye kadar,[47] başına tarak değdirmemeye,[48] yağ sürmemeye;[49] seni görünceye kadar, güneşten gölge altına gitmemeye,[50] birşey yememeye, içmemeye[51] yemin etti.

Ona acı![52] Sen ananın sevgili oğlusun!

Senin dininde anaya babaya iyilik etmek var!

Mekke´ye dön!

Medine´de Rabbine ibadet ettiğin gibi, Mekke´de de ibadet et!" dediler.[53]

Hz. Ömer:

"Ey Ayyaş! Vallahi, kavmin seni[54] aldatmak,[55] dininden döndürmek istiyorlar.[56] Onlardan kork![57]

Vallahi, senin anan, bitten rahatsız olacak olursa, muhakkak başını tarar.

Mekke´nin sıcağı kendisinin üzerinde şiddetlenecek olursa, muhakkak gölgelenmek ister de!" dedi.

Ayyaş b. Ebi Rebia:

"Ben anamın yeminini yerine getireceğim! Hem, benim orada biraz malım da var. Gider, onu da alınm" dedi.[58]

Hz. Ömer:

"Vallahi, sen de bilirsin ki, ben Kureyşîlerin malı en çok olan kişilerindenim.[59] Malımın yarısı senin olsun! Tek, sen onlarla gitme!" dedi.

Ayyaş b. Ebi Rebia Hz. Ömer´in teklifine yanaşmayıp ille de onlarla gitmeye kalkınca, Hz. Ömer:

"Artık, sen yapmak istediğin şeyi yapacaksın! Bari şu devemi al!

Bu, soylu ve uysal bir devedir.

Sen daima onun üzerinde bulun. Kavminden şüphelenirsen, onun üzerinde olarak kaç, kurtul!" dedi.[60]

Ayyaş b. Ebi Rebia deveye binip onlarla birlikte gitti.

Nihayet, yolun bir kısmında bulundukları sırada,[61] Ebu Cehil ona:

"Ey kardeşim! Vallahi, bu devem artık beni taşıyamıyor!

Sen beni şu devenin üzerine, terkine alamaz mısın?" dedi.

Ayyaş b. Ebi Rebia:

"Olur!" deyip devesini çöktürdü. Yere indiği zaman, onlar, üzerine atılıp[62] onu sımsıkı bağladılar.

Öylece Mekke´ye götürdüler.

Gündüzün Mekke´ye girdiklerinde:

"Ey Mekkeliler![63] Bizim bu beyinsizimize yaptığımız gibi,[64] siz de kendi beyinsizlerinize böyle yapınız!" dediler.[65]

Ayyaş b. Ebi Rebiayı hapsettiler.[66]

Ebu Cehil ile Haris, ona yüzer sopa vurdular![67]

Kendisini, işkenceden işkenceye uğratıp, dininden döndürdüler.[68]




[45] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 118, İbn Hazm, Cevâmiu´s-Sîre, s. 88, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 174, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 172, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 184.

[46] Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 208.

[47] İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 118, Belâzurî, c. 1, s. 208, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 460, İbn Hazm , s. 88, Ebu´l- Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c.2, s. 184.

[48] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

[49] Belâzurî, Ensâb.c.1, s. 208, Beyhakî, c. , s. 460, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1231, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, t 4, s. 321.

[50] İbn İshak, İ bn Hişam, c. 2, s. 118, Belâzurî, c. 1, s. 208, İbn Hazm, s. 88, Beyhakî, c. 2, s. 460, İbn Abdilberr, c. 3, s. 1231 , İbn Esîr, c. 4, s. 321.

[51] Halebî, İnsânu´l-uyûn, c . 2, s. 1 84.

[52] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Belâzurî, c. 1, s. 208, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 172.

[53] Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 184.

[54] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 172.

[55] Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 208.

[56] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Belâzurî, c. 1, s. 208, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

[57] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Ebu´l-Fidâ, 172, Halebî, c.2, s. 184.

[58] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

[59] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 119, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 172.

[60] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 184.

[61] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 208, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

[62] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, Ebu´l-Fidâ, c.3,s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

[63] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 11 9, Belâzurî, c. 1, s. 208, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 175, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c.2, s. 184.

[64] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, İbn Seyyid, c. 1, s. 1 75, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

[65] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, Belâzurî, c. 1, s. 208, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

[66] İbn Hazm, Cevâmiu´s-Sîre, s. 88, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1231, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 321, İbn Seyyid, c. 1, s. 175.

[67] Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 184.

[68] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, Ebu´l-Fidâ, t 3, s. 172.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/296-298.