Konu Başlığı: Amr b. Hazm a verilen emirnâme Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Mart 2010, 16:29:30 Amr b. Hazm´a Verilen Emirnâme İbn Hişam´ın "İbn İshak dedi ki"[335] diyerek, İmam Ebu Yusuf´un da "Muhammed b. İshak bana rivayet etti ki, Peygamber Aleyhisselam, Necran´a gönderdiği sırada Amrb. Hazm için şöyle yazdı" diy erek naklettiği yazıda şöyle buyurulmaktadır: "B ismi İlâhirrahm ânirrahîm Bu, Allah´ın Resûlü tarafından[336] bir beyandır. [337] Bir eman ve garantidir. [338] ´Ey iman edenler! Akidleri yerine getiriniz!´ [Mâide: 1] Bu, [339] Allah´ın Resûlü[340] Peygamber Muhammed tarafından, Yemen´e gönderdiği sırada, Amr b. Hazm´a yazılan bir ahiddir. O, bütün işlerinde Allahtan sakınmasını ona (Amr b. Hazm´a) emretti. [341] ´Çünkü, Allah, hiç şüph esiz sakınanların ve daima iyilik edenlerin yanındadır1 [Nahl: 128]. [342] Onun yapacağı birtakım işler arasında ganimetlerden Allah´ın tayin ettiği beşte biri ve meyvelerden zekat olarak mü´minler üzerine farz kılınanları alması; [343] Allah´ın Resûlüne emrettiği gibi hakkı tutması, gözetmesi, halkı hayırla müjdelemesi ve onlara hayn emretmesi için emir verdi. O, aynı zamanda, halka Kufân´ı öğretecek ve Kur´ân´da olanları onlara iyice anlatacaktır. Tâhir (abdestli) olmadıkça Kur"ân´a el sürmekten insanları men edecektir! İnsanlara lehlerinde ve aleyhlerinde olanları bildirecektir. Doğru, dürüst olan insanlara yumuşak, zâlim ve haksız olanlara karşı da sert davranacaktır. Çünkü, Allah zulümden, haksızlıktan hoşlanmaz ve ondan men eder. Haberiniz olsun ki, Allah, ´Allah´ın laneti zâlimlerin üzerindedir!1 [Hûd: 13] buyuruyor. İnsanları Cennetle ve Cennet amelleriyle müjdeleyecek, Cehennemle ve Cehennem amelleriyle de uyaracak, korkutacaktır! Dini iyice anlamalarına kadar halka yakınlık gösterecek, hac amellerini, haccın sünnet ve farzlarını, Allah´ın bu hususta emrettiği şeyleri, hacc-ı ekberi ve hacc-ı asgarı-ki, bu umredir-öğretecek, tek ve küçük örtü içinde namaz kılmaktan men edecektir. İki ucu omuzlar üzerine atılabilecek genişlikte olan örtü içinde kılmak bundan müstesnadır. Halkı secdede avret mahalli yukarı doğru açılacaktek örtüye sarılıp bürünmekten ve başının saçını toplayıp ensesinde bağlamaktan men edecektir! İnsanlar arasında vuku bulacak harblerde, kabile ve aşiretlere yapılacak dua yasaklanacak; onlar, Bir olan, hiçbir eşi ve ortağı olmayan Yüce Allah´a dua edecek; Allah´a dua etmeyen kabilelere ve aşiretlere dua eden kişiler, Bir olan, hiçbir eşi ve ortağı olmayan Allah´a dua edinceye kadar, kılıçla budanacaktır. Abdest alırken; yüzlerini, dirseklerine kadar ellerini, bileklerine (topuklarına) kadar ayaklarını güzelce yıkamayı ve Allah´ın kendilerine emrettiği gibi başlarına meshetmeyi, namazı vaktinde kılmayı, rükû, sücud ve huşûu tam yapmayı, gecenin sonu olunca sabah namazını, gün ortalanıp güneş doğu dan batıya doğru eğilmeye başladığı zaman öğle namazını, öğle vakti çıkıp güneş arkasını arza çevirdiği zaman ikindi namazını, gece gelince yıldızların gökte görünme zamanına kadar geciktirilin eksizin akşam namazını, gecenin ilk kısmında da yatsı namazını kılmayı halka emredecektir. Cuma için nida edildiği, ezan okunduğu zaman Cuma namazına koşmayı ve mescide gitmeden önce Cuma için gusletmeyi, [344] Ganimetlerden Allah´ın emrettiği beşte biri, Ürünlerden, mü´minler üzerine zekat olarak farz kılınanları, [345] Kaynakların suladığı ve göğün suladığı arazi ürünlerinden uşr ve kova ile sulanan arazi ürün lerinden yarım uşr almayı emretti. Her on devede iki koyun, Her yirmi devede dört koyun, Her dört sığırda bir sığır, Her üç sığırda bir yaşını tamamlamış bir dana veya üç yaşına girmiş erkek veya dişi bir sığır, Mer´âda yayılan koyunlardan her kırk koyunda bir koyun vermek gerekir. Bu, Allah tarafından mü´minlere farz kılınan zekattır. Kim hayrını arttırırsa, o hayn kendisi için arttırmış olur. Yahudilerden veya Nasrânîlerden (Hıristiyanlardan) cân-ı gönülden Müslüman olup İslâm dininin gereklerini yerine getiren kimse, mü´minlerdendir. Mü´minlerin sahip oldukları haklara o da aynen sahip, onların mükellef bulundukları vazifelerle o da mükellef olur. Hıristiyanlığında veya Yahudiliğinde kalmak isteyen kimse de, bundan men edilmeyecektir. Erginlik çağına giren her gayrimüslim erkek veya kadın, hür veya köle, tam bir dinar veya onun karşılığı ile elbise ödemekle mükelleftir. Kim bunu öderse, onun için, Allah´ın ve Resûlullahın himayesi vardır. Kim de bunu ödemekten kaçınırsa, o, Allah´ın ve Resûlünün ve bütün Müslümanların düşmanı olur. Allah´ın salâtve selamları, rahmet ve bereketleri Muhammed´in üzerine olsun. "[346] Peygamberimiz Aleyhisselam, Amr b. Hazm´ı Necran´a gönderirken onun için yazı yazdırdığı gibi, Necranlılar için de bir yazı yazdırmış, [347] onu da Amr b. H azm´la göndermişti. [348] Yazının içinde farzlar, sünnetler ve diyet hükümleri vardı. [349] Bu, içinde birçok hükümlerin yer aldığı büyük bir yazı idi. [350] İmam Ebu Yusuf´un: "Peygamber Aleyhisselamın onlara (Necranlılara) yazdığı yazının, onların ellerindeki nüshasıdır" diyerek kaydettiği yazıda şöyle denilmektedir: "B ismi İlâhi rra hm ânirrahîm Bu, Allah´ın Resûlü Muhammed Peygamber´in Necran halkına yazdığı yazıdır: Her çeşit meyve, mahsul, altın, gümüş ve köle hakkında Allah´ın hükmü uygulanacaktır. Bu hususta üzerlerine düşen vazifeleri onlara anlat! Bu sefer, bunlardan alınacak vergiler kendilerine bırakılmıştır. Onlar, her yıl, bin tanesi Recep ayında, bin tanesi de Safer ayında olmak üzere iki bin Evâkı´ elbis esi ve her elbise ile birlikte birukiyye de gümüş ödemekle mükelleftirler. Bu elbiselerin tutan hesaplanıp haraç vergisinden eksik veya fazla olduğu takdirde fazlası düşüle cek, eksiği tahsil edilecektir. Onlardan alınacak zırhlar, atlar, binek hayvanları ve diğer eşyalar da hesapla alınacaktır. Elçilerimin yirmi günlükveya daha az müddet zarfındaki ikamet ve sefer masrafları, Necranlılara ait tir. Elçilerim, bir aydan fazla tutulamaz, bekletilemezler. Yemen´de bir harb çıktığı zaman, onlar emanet olarak otuz zırh, otuz at ve otuz deve vermekle mükelleftirler. Elçilerimin emanet olarak aldıkları zırhlarveya atlar veya binek hayvanları ya da sair eşyalar, kendi lerine teslim ve bunlardan zayi olanları tazmin edilinceye kadar, elçilerimin kefaleti altında bulunacaktır. Necran ve çevresi onların mallan, canları, dinleri, hazır bulunmayanlan, hazır bulunanları, aşiretleri, kiliseleri, az veya çok ellerinde bulunan herşeyleri.. Allah ve Resûlünün himayesindedir. Ne din adamının din adamlığı, ne papazın papazlığı, ne kâhinin kâhinliği değiştirilecektir. Onların üzerinde ne bir ribâ (faiz) alacağı, ne de Cahiliye devrinden kalma kan dâvası vardır. Onlar ne bir zarara, ne bir güçlüğe uğratılacaklar, ne de yurtlarına ordu ayak basacaktır. Onlardan her kim bir hak talebinde bulunursa, ne zâlim, ne de mazlum olmalarına meydan ver ilmeksizin, aralarında adaletle hükm olunacaktır. Şeref sahibi kişilerden her kim ribâ (faiz) alır, yerse, himaye taahhüdüm ondan uzaktır. Onlardan biri, başka birinin yaptığı haksızlıktan dolayı sorumlu tutulmayacaktır. Onlar, haksızlık edip akidelerini bozmadıkları, öğüt dinledikleri ve hallerini düzelttikleri müddetçe, Allah´ın takdiri gelinceye kadar, bu yazıda yazılı olduğu üzere temelli olarak Allah´ın himayesinde ve Resûlullah Muhammed Peygamber´in himayesindedirier. Ebu Süfyan b. Harb, Gaylan b. Amr, Benî Nasr´dan Malik b. Avf, Akra´ b. Hâbisü´l-Hanzelî, Muğîre b. Şube şahittirler. Bu yazıyı Abdullah b. Ebu Bekir onlar için yazdı ." [351] [335] İbn İshak, c. 4, s. 39, 241. [336] İ bn İshak, c. 4, s:. 241, E bu Yusuf, s. 72, Yahya b. Âdem, s. 116, Taberî, c. 3, s. 157, Beyhakî, c. 5, s. 41 3, Zehebî, Megâzî, s. 576. [337] İbn İshak, c. 4, s. 241, Yahya b. Âdem , s. 116, Ta ben, c. 3, s. 157, Beyhakî, c. 5, s. 413, Zehebî, s. 576. [338] Ebu Yusuf, s. 72. [339] İbn İshak, c. 4, s. 241, Ebu Yusuf^s. 72, Yahya b. Âdem, s. 116, Taberî, c. 3, s. 157 Beyhakî, c. 5, s. 413, Zehebî, s. 576. [340] İbn İshak, c. 4, s. 241, Yahya b. Adem , s. 116, Taberî, c. 3, s. 157. [341] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 241, Ebu Yusuf, Kitâbu´l-harac, s. 72, Yahya b. Âdem, Kitâbu´l-haraç, s.116, Taberî, Târih, c. 3, s. 1 57, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 5, s. 41 3, Zehebî, Megâzî, s. 576-577, İbn Haldun, Târih, c.2, ks. 2, s. 54. [342] İbn İshak, c. 4, s. 241, Taberî, c. 3, s. 157, Beyhakî, c. 5, s. 41 3, Zehebî, s. 576, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 54. [343] Ebu Yusuf, Kitâbu´l-harac, s. 72, Yahya b. Âdem, Kitâbu´l-harac, s. 116. [344] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 4, s. 241 -242, Taberî, Târîh, c. 3, s. 1 57-1 58, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 5, s. 413414, Zehebî, Megâzî, s. 576-577, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 54-55, Kettânf, et-Terâtib, c. 1, s. 248-249. [345] İbn İshak, c. 4, s. 242, Ebu Yusuf, s. 72, Yahya b. Adem, s. 116, Taberî, c. 3, s. 158, Beyhakî, c. 5, s. 414, Zehebî, s. 577, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 54, Kettânf, c. 1, s. 249. [346] İbn İshak, İbn Hisam , Sîre, c. 4, s. 242-243, Taberî, Târih, c. 3, s. 1 58-1 59, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 5, s. 414-415, Zehebî, Megâzî, s. 414-415, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 54-55, Kettânf, et-Terâtib, c. 1, s.249. [347] Ebu Yusuf, Kitâbu´l-harac, s. 72. [348] Dârimî, Sünen, c. 1, s. 320. [349] Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 3, s. 71, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 11 73, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 214. [350] İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 1, s. 45. [351] Ebu Yusuf, Kitâbu´l-harac, s. 72-73. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/519-523. |