๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 16 Mart 2010, 12:50:40



Konu Başlığı: Adiyy b. Hâtim in Şam a kaçışı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 16 Mart 2010, 12:50:40
Adiyy b. Hâtim´in Şam´a Kaçışı ve Yanına Gelen Kızkardeşiyle Görüşüp Müslüman Olmaya Niyetlenişi  



Adiyy b. Hatim der ki:

"Araplar arasında, Resûlullah Aleyhisselamın ismini eşitliği zaman, benim hoşlanmadığım kadar hoşlanmayan bir kimse yoktu.

Ama, ben şerefli bir kimse idim. Hıristiyandım. Kavmimin içinde, ganimetlerin dörtte birini alırdım. İçimden, Hıristiyanlık dinine bağlı bulunuyordum. Kavmimin kralı idim. Krallara yapılan şey, bana da yapılırdı.

Resûlullah Aleyhisselamın zuhur ettiğini işitince, hoşlanmadım.

Benim Araplardan bir uşağım vardı, develerimi yayardı.

Ona:

´Sen develerimden semiz ve uysal olanlarını hazırla, benim yanımda tut!

Muhammed´in askerlerinin bu beldelere ayak bastığını işitir işitmez, bana haber ver!dedim.

Öyle yaptı. Bir sabah yanıma geldi ve:

´Ey Adiyy! Muhammed´in süvarileri seni sardığı zaman ne yapacak idiysen, şimdi onu hiç durmadan yap!

Çünkü, ben bayraklar görüp onların kimler olduğunu sordum.

´Bu, Muhammed´in askerleridir, dediler´ dedi.

Ona:

´Develerimi hemen yanıma getir!´ dedim.

Yanıma getirince, onlara ailemi ve oğlumu bindirdim.

Kendi kendime:

´Şam´daki dindaşlarımın yanına varır, kavuşurum!´ dedim.

Cevşiye´ye doğru çıkıp gittim.

Hâtim´in kızını (kızkardeşimi) arkamda, kabilemin yanında bıraktım.

Şam´a vanp orada oturdum.

Benden sonra, Resûlullah Aleyhisselamın süvarileri gelip baskın yapmışlar, esir ettikleri kimseler arasında, Hâtim´in kızını (kızkardeşimi) da esir etmişlerdi.

O, Tayyi1 kabilesi esirleriyle birlikte, Resûlullah Aleyhisselama götürülmüştü.

Resûlullah Aleyhisselam, benim Şam´a kaçtığımı işitmişti."[658]

Hâtim´in kızı Seffâne, Mescidin kapısında bir odaya konulmuştu. [659] Kendisi vakarlı, onurlu ve akıl­lı bir kadındı.

Resûlullah Aleyhisselam onun yanına uğradı.

Seffâne ayağa kalktı ve:

"Yâ Rasûlallah! Baba öldü. Ziyaretçi ortadan kayboldu. Sen beni bağışlayıp serbest bırak! Allah da seni bağışlasın!" dedi.

Resûlullah Aleyhisselam, ona:

"Senin ziyaretçin kim?" diye sordu.

Seffâne:

"Adiyy b. Hatim!" dedi.

Resûlullah Aleyhisselam:

"Demek, o Allah ve Resûlünden kaçtı!" buyurduktan sonra gitti ve Seffâne´yi kendi haline bıraktı.

Ertesi gün, Seffâne´nin yanına tekrar uğradı.

Seffâne, Resûlullah Aleyhisselama önce söylemiş olduğu sözü tekrarladı.

Resûlullah Aleyhisselam, üçüncü gün, Seffâne´nin yanına yine uğradı.

Seffâne, Resûlullah Aleyhisselamın kendisini serbest bırakacağından umudunu kesmiş bir halde, oturup duruyordu.

Ali b. Ebu Talib de, Resûlullah Aleyhisselamın arkasında idi.

Seffâne´ye:

"Kalk da, Resûlullah Aleyhisselamla konuş!" diye işaret edince, Seffâne ayağa kalktı ve:

"Yâ Rasûlallah! Baba öldü! Ziyaretçi de ortadan kayboldu!

Sen beni bağışlayıp serbest bırak! Allah da seni bağışlasın! [660]

Yâ Muhammedi Beni serbest bırakmayı uygun görmez misin?

Benim Arap kabileleri içinde kavmimin seyyidinin kızı olduğumu bilmiyor musun?!

Benim babam aileleri korur, esirlerin esaret bağlarını çözer, açları doyurur, çıplakları giydirir, konuk­ları ağırlar, yemekler yedirir, selamlaşmayı yayar, dileyicilerin dileklerini reddetmezdi.

İşte, ben o Hâtimü´t-Tâî´nin kızıyım!" dedi.

Resûlullah Aleyhisselam:

"Ey kadın! Bunlar, gerçekten mü´minlerin sıfatlandır.

Keşke baban Müslüman olsaydı da, onu rahmetle ansaydık! [661]

Ben senin istediğin şeyi yapacağım! Sen gitmek için acele etme!

Kavminden seni yurduna ulaştıracak, senin için güvenilir kişiler buluncaya kadar, bekle! Bulduğun zaman, bana haber ver!" buyurdu. [662]

Seffâne Müslüman oldu. Müslümanlığını İslâm amelleriyle güzelleştirdi. [663] Seffâne; Beliyy veya Kudâalardan bir bölük süvari gelinceye kadar, Medine´de oturdu.

Şam´a gidip kardeşi Adiyy b. Hâtim´i getirmek istiyordu.

Resûlullah Aleyhisselamın yanına geldi ve:

"Yâ Rasûlallah! Kavmimden bazı kişiler gelmişlerdir. Kendileri, benim için, güvenilir ve beni yurdu­ma ulaştırır kişilerdir" dedi.

Resûlullah Aleyhisselam, Seffâneye giyimlik, binit ve yol azığı verdi.

Seffâne adamlarıyla birlikte yola çıktı ve Şam´a vardı.

Adiyy b. Hatim der ki:

"Vallahi, ben ailemin içinde oturuyordum.

Bir de ne göreyim?! Deve üzerinde, hevdeç içinde bir kadın, bana doğru yönelmiş, geliyordu!

Kendi kendime:

´Bu, Hâtim´in kızı olmasın?! Odur! Odur!1 dedim.

Gelip yanımda durunca, bana:

´Ey kardeşlik bağını koparan zâlim!

Sen karını ve oğlunu bindirip gittin de, babandan kalan bir haremini geride bıraktın değil mi?!´ diy­erek çıkıştı.

Kendisine:

´Ey kızkardeşim! Sen bana iyi sözlerden başkasını söyleme!

Vallahi, benim sana karşı ileri sürebileceğim bir sözüm yok!

Ne yazık ki, ben dediğin şeyi yapmışım dır!´ dedim.

Sonra, deveden indi ve yanımda kaldı.

Kendisi, akıllı bir kadındı.

Ona:

´Şu zât (Muhammad Aleyhisselam) hakkındaki görüşün nedir?´ diye sordum. [664]

´Vallahi, hemen onun yanına varmanı uygun görürüm!

Eğer kendisi gerçekten peygamberse, ona tâbi olmakta başkalarını geçmen, senin için bir fazilet ve üstünlük olur!

Eğer bir hükümdarsa, onun sayesinde, Yem en´deki saltanatını kaybetmez, hor ve hakîr bir duruma düşmezsin!

Artık, kararvermek sana aittir, sana!´ dedi.

Kendisine:

´Vallahi, yerinde olan görüş budur! dedim." [665]


[658] İbnİshak,İbnHişam, Sîre, c. 4, s. 225, Taberî, Târih, c. 3, s. 237, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 5, s. 63-64, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 237, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 228. * Veya Remle binti Hâricin konağına (Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 988).

[659] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 226, Taberî, c. 3, s. 149.

[660] İbn İshak, İbn Hişam.Sîre, c. 4, s. 226, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 989, Taberî, TâriTı, c. 3, s. 149, İbn Seyyid, UyÛnu´l-eser, c. 2, s. 237-238, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 5, s. 64, İbn Kayyım , Zâdu´l-m ead, c. 2, s. 228.

[661] Halebî, İnsânu´l-uyÛn, c. 3, s. 224.

[662] İbn İshak, İbn Hisam, c. 4, s. 226, Taberî, Târih, c. 3, s. 149.

[663] İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 7, s. 143.

[664] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s:. 225-226, Taberî, Târih, c. 3, s:. 149.

[665] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 226-227, Taberî, Târih, c. 3, s. 149, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 285-286, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye vE´n-nihâye, c. 5, s:. 64.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/238-241.