Konu Başlığı: Adiyy b. Hâtim in Medine ye gelip müslüman oluşu Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Mart 2010, 16:06:25 Adiyy b. Hâtim´in Medine´ye Gelip Müslüman Oluşu Adiyy b. Hâtim´in Medine´ye Geliş Tarihi, Kim fiğ i ve Kişiliği Adiyy b. Hâtim´in Medine´ye gelişi Hicretin 10. yılında, Şaban ayında idi. [192] Adiyy b. Hâtim´in ata soyu şöyle sıralanır: Adiyy b. Hatim, b. Abdullah, b. Sa´d, b. Haşrec, b. İmriü´l-Kays, b. Adiyy, b. Rebia, b. Cervel, b. Sual, b. Amr, b. Gavs, b. Tayyi´, [193] b. Üded, b. Zeyd, b. Kehlan. [194] Cömertliği dillere destan olan Hatim, Tayyi´ kabilesindendi ve Adiyy´in babası idi. [195] Adiyy b. Hatim, kavmi içinde ulu, şerefli, hatîb, hazırcevap, faziletli ve cömert bir zât idi. Ebu Tarîf künyesini taşırdı. [196] Peygamberimiz Aleyhisselam, Hicretin 9. yılında Rebiülâhir ayında Hz. Ali´yi Tayyi´ kabilesinin putu Füls´ü yıkmaya göndermişti. [197] Adiyy b. Hâtim´in Medine´de casusu vardı. Casus, Hz. Ali´nin Tayyi´lere doğru gittiğini Adiyy´e bildirince, [198] Adiyy b. Hatim Şam´a kaçmışti. [199] Adiyy b. Hâtim´in kızkardeşi Seffâne ise, Tayyi´ kabilesi esirleri arasında Medine´ye getirilmiş bulunuyor du. [200] Peygamberimiz Aleyhisselam, Adiyy b. Hâtim´in kızkardeşi Seffâne´yi serbest bırakmış; giyimlik, binit, yol azığı verip, kavminden emniyetli bazı kişilerin yanına katarak Şam´a yollamıştı. Adiyy b. Hatim der ki: "Seffâne akıllı bir kadındı. Ona: ´Şu zâtın işi hakkında görüşün nedir?´ diye sordum. Bana: ´Vallahi, acele senin ona katılmanı uygun görürüm. Eğer kendisi gerçekten peygamberse, ona tâbi olmakta başkalarını geçmen, senin için bir fazilet ve üstünlük olur. Eğer o bir hükümdarsa, onun sayesinde Yemen´deki saltanatını kaybetmez, hor ve hakir bir duru ma düşmezsin! Artık karar senindir!´ dedi. ´Vallahi yerinde görüş budur![201] Ben bu zâta gideceğim. [202] Vallahi, o bir yalancı ise (yalancılığı) bana zarar vermez. [203] Eğer doğru ise[204] söylediklerini dinlerim. [205] Kendisine tâbi olurum!´ dedim. [206] Yola çıktım, Medine´ye geldim. Resûlullah Aleyhisselamın yanına vardım. Kendisi, o sırada Mescidde oturuyordu. [207] Halk, beni görünce: ´Adiyy b. Hatim! Adiyy b. Hatim! Adiyy b. Hatim!´ dediler. [208] Emansız, (güvencesiz) ve yazısız gitmiştim. [209] Resûlullahın yanına varıp selam verdim. Bana: ´Sen kimsin?´ diye sordu. ´Adiyy b. Hâtim´im!´ dedim. [210] Elimi kendisine uzattım, tuttu. Ben, bundan önce, onun elini benim elime vermesini umar dururdum . [211] Peygamber Aleyhisselamın yanında akraba, kadın ve çocuklarının bulunduğunu gördüğüm zaman anladım ki; onda ne Kisrâ´nın (Acem şahının), ne de Kayserin (Rum hükümdarının) saltanatı vardı! [212] Resûlullah, ayağa kalkıp beni evine götürdü. Vallahi, benim maksadım ve arzum da oraya (evine) götürülmemdi. Resûlullah, giderken, zayıf, yaşlı bir kadına rastladı. [213] Kadının yanında da, küçük bir çocuk bulunuyordu. [214] Kadın, Resûlullahın durmasını istedi, o da durdu. [215] Ona: ´Bizim senden bir dileğimiz var´ dediler. [216] Resûlullah onların işini onlarla uzun uzun konuştu. [217] Kendileriyle birlikte gidip işlerini gördükten sonra, geldi. [218] İçimden, kendi kendime: ´Vallahi, bu zât hükümdar değildir!´ dedim. [219] Sonra, elimden tuttu, [220] beni evine götürüp içeri girdi. Eline iki hurma lifinden doldurulmuş bir yastık alıp bana attı ve: ´Otur onun üzerine!´ buyurdu. Ben: ´Hayır! Onun üzerine sen otur!´ dedim. Resûlullah bana: ´Hayır, sen oturacaksın!´ buyurdu. Yastığın üzerine oturdum. Resûlullah Aleyhisselam ise, kuru yere oturdu. İçimden, kendi kendime: ´Vallahi, bu, hükümdar işi değildir!´ dedim . [221] Bana: ´Ey Adiyy b. Hatim! Sen gel Müslüman ol da, selamete er!´ buyurdu. Ona: ´Ben, dini olanlardanım. [222] Benim bir dinim vardır!´ dedim. [223] Bana: ´Ey Adiyy b. Hatim! Sen gel Müslüman ol da, selamete er!´ buyurdu. Ona: ´Ben, dini olanlardanım!´ dedim. Bana: ´Ey Adiyy b. Hatim! Sen gel, Müslüman ol da, selamete er!´ buyurdu. Ben de ona yine: ´Ben, dini olanlardanım!´ dedim. [224] Bunun üzerine, Resûlullah: ´Ben senin dinini senden daha iyi bilirim!´ buyurdu. [225] Kendisine: ´Demek sen benim dinimi benden daha iyi bilirsin hâ?!´ dedim. Resûlullah: ´Evet!´ buyurdu, bunu iki-üç kere tekrariadı[226] ve: ´Söyle ey Adiyy b. Hatim! [227] Sen bir Rekûsî [Hıristiyanlıkla Sâbiflik karması dinin sâliklerinden] değil misin?´ diye sordu. ´Evet!´ dedim. [228] Bana: ´Sen kavminin lideri ve başkanı değil misin?´ diye sordu. Kendisine: ´Evet!´ dedim . [229] Bana: ´Sen kavminin içine gidiyor, mirba´ [ganimetin dörtte birini] alıyor değil misin?´ diye sordu. Kendisine: ´Evet! Gidiyor ve alıyorum!´ dedim. Bana: ´İşte bu, senin dininde sana helâl değildir!´ buyurdu. [230] Resûlullah bunu söyleyince çok mahcup oldum![231] Kendisine: ´Evet! Öyledir vallahi!´ dedim. Anladım ki, o, Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir! Meçhul olan şeyleri (Allah ona bildiriyor, o da) biliyordur! [232] Resûlullah, beni utandıran sözünü tekrarlamadı . [233] Bana: ´Ey Adiyy b. Hâtim! [234] Sen ne diye kaçıyorsun?! [235] Sen ´Lâ ilahe illallah=Allah´tan başka hiçbir ilah yok!´ demekten mi kaçıyorsun?! Allah´tan başka bir ilah mı var?! [236] Allah´tan başka ilah olduğunu mu biliyorsun?!´ diye sordu. Kendisine: ´Hayır!´ dedim. [237] Bana: ´Sen.´Allahuekber1 demekten mi kaçıyorsun?! Yüce Allah´tan daha büyük birşey mi var?! [238] Sen Allah´tan daha büyük birşey olduğunu mu biliyorsun?!´ diye sordu. Kendisine: ´Hayır!´ dedim. [239] Bana: ´Biliyorum: Senin bu dine (İslâmiyete) girmene engel olan, ´Ona ancak insanların zayıfları, güçsüz leri tâbi oluyor. Araplar onları okla vurup bitirirler!´ diyor (olman)dır. [240] Ey Adiyy! Herhalde, bu dine (İslâmiyete) girmene çevrendeki muhtaç kimseleri görmen engel oluy ordur? Vallahi, çok sürmez, onlarda mal ve servet öyle bollaşacaktır ki, malın zekatını alacak kimse bulunamayacaktır![241] Belki de, senin bu dine (İslâmiyete) girmene, onların düşmanlarının çok, kendilerinin ise sayıca az olduklarını görmen engel oluyordur! Vallahi, çok sürmez, bir kadının Kadisiye´den devesinin üzerinde yalnız başına çıkıp şu Beytullah´ı (Kabe´yi) tavaf ve ziyaret edinceye kadar[242] Allah korkusundan başka[243] hiçbir korku duymayacağını da işiteceksin!1 buyurdu. [244] Bana: ´Sen Hîreyi biliyor misin?´ diye sordu. Kendisine: ´Gitmedim, orayı görmedim, ama işitmiştim!´ dedim. [245] Bana: ´Varlığım Kudret Elinde bulunan Allah´a yemin ederim ki; [246] çok sürmez, [247] Allah bu işi (İslâmiyeti) tamamlayacak, [248] Kisrâ b. Hürmüz´ün hazineleri de fethedilecek, ele geçirilecektir!´ buyurdu. ´Kisrâ b. Hürmüz mü?!1 dedim. ´Kisrâ b. Hürmüz!´ buyurdu. ´Kisrâ b. Hürmüz mü?!1 dedim. [249] ´Evet! Kisrâ b. Hürmüz! [250] Hîre´den deve üzerinde hamisiz, koruyucusuz olarak tek başına çıkıp gelen bir kadın da Kabe´yi tavaf edebilecektir! [251] Belki de, senin bu dine girmene devlet ve saltanatı Müslümanlardan başkasında görmen engel oluyordur. Allah´a yemin ederim ki; çok sürmez, Bâbil ülkesinin beyaz köşklerinin de Müslümanlara açılacağını işiteceksin!´ buyurunca, Müslüman oldum. [252] ´Ben hanif bir Müslümanım!´ dedim. [253] Resûlullahın yüzünde sevinç belirdiğini gördüm. ´Muhakkak ki, Allah´ın gazabına uğrayanlarYahudilerdir. Dalâlete düşenler de Hıristiyanlardır!´ buyurdu. [254] Resûlullah, bundan sonra, Ensardan birinin yanına inmemi bana emretti. Sabah akşam onun evine gidip gelmeye başladım. [255] Resûlullah Aleyhisselam, namazı hangi vakitlerde kılacağımı tarif etti. [256] Hiçbir namaz vakti girmezdi ki, ben onu özlemiş olmayayım!" [257] Adiyy b. Hâtim´in Av Hakkındaki Sorularının Cevaplanışı Adiyy b. Hatim der ki: "Resûlullah Aleyhisselama: ´Yâ Rasûlallah! Benim yurdum avyundudur! [258] Biz, şu köpeklerle, [259] şahinlerie[260] av avlayan bir kavimiz. [261] Bunlarla avlanmak bize helâl olur mu?1 diye sondum. [262] Resûlullah Aleyhisselam: ´Sen ava gittiğin köpeğini[263] veya şahinini[264] saldığın ve Besmele de çektiğin zaman, onun senin için tuttuğu avı yel´ buyurdu. [265] ´Ya o, avı tutarken öldürürse?´ diye sordum. [266] ´Kendisi ondan yemedikçe, onu öldürmüş bile olsaye! [267] Çünkü, onu senin içintutmuştur. [268] Eğer ondan yerse, sen ondan yeme! Çünkü, o, o avı kendisi için tutunuştur!´ buyurdu. [269] ´Yâ Rasûlallah! [270] Köpeğimin yanında başka bir köpek daha bulunur ve avı hangisinin tuttuğunu bilemezsem ne yapacağım?´ diye sordum. [271] ´Köpeğinin yanında başka bir köpek bulunur, ölmüş bulunan avı yanındaki köpeğin tutmuş olmasın dan korkarsan, [272] kendi köpeğinin onu senin için tuttuğunu öğreninceye kadar[273] yeme! Çünkü, sen Besmeleyi kendi köpeğine çekmiş, ondan başkasına Besmele çekmemiştin! [274] Onu hangisinin öldürdüğünü bilemezsin. [275] Besmele ile saldığın köpeğin avı senin için tutar, sen de canlı iken yetişirsen, onu hemen kes!´ buyurdu. [276] ´Yâ Rasûlallah! Biz mi´raz (zıpkın)la avlanan bir kavimiz. Bu, bize helâl olur mu?´ diye sordum. [277] Resûlullah: ´Mi´raz (zıpkın)ın sivri ucuyla avladığını ye! Yanı ile vurup öldürdüğün av, sopa ile vurulup öldürülmüş hükmünde olup, haramdır!´ buyurdu. [278] ´Ey Allah´ın Peygamberi! Biz, okçu bir halkız!1 dedim. Resûlullah Aleyhisselam: ´Sizden biriniz, ava ok atacağı zaman, Yüce Allah´ın ismini ansın, Besmele çeksin! Onu vurup öldürürse yesin! Eğer onu suya düşmüş veya su içinde ölmüş bulursa yemesin! Çünkü, bilemez: Belki de onu su öldürmüştür! Bir veya iki gün sonra, okunun izini avının üzerinde bulduğu ve onda okundan başka bir iz bulun madığı takdirde, dilerse, onu yesin! [279] Sen de, okunu atacağın zaman, Allah´ın ismini an, Besmele çek! Vurduğun avı ölmüş bulsan da ye! Ancak, suyun içine düşmüş bulursan yeme! Çünkü, sen onu suyun mu, yoksa okunun mu öldürdüğünü bilemezsin! [280] Sen ava ok atar, bir veya iki gün sonra onu ölmüş bulursan ve üzerinde de kendi okundan başka bir iz bulunmazsa, dilersen ye! [281] Suya batmış bulursan, yeme!´ buyurdu." [282] [192] Taberî, Târih, c. 3, s. 163. [193] Süheylf,Ravdu´l-ünüf, c.7, s. 450, İbn Abdilberr, İstiâb,c.3, s. 1057, İbnEsîr, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 8. [194] İbn Abdilberr, c. 3, s. 1057. [195] İbn Esîr, c.4, s. 8. [196] İbn Abdilberr, c. 3, s. 1057, İbn Esîr, c. 4, s. 8-9. [197] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 984, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 164, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 207, İbn Kayyım , Zâdu´l-mead, c. 2, s. 227. [198] Vâkıdî, c. 3, s. 988. [199] İbn Sa´d, c. 2, s. 164, İbn Seyyid,c.2, s. 207, İbn Kayyım, c. 2, s. 227. [200] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c.4, s. 225, Vâkıdî, c. 3, s. 987, Taberî, c. 3, s. 149 İbn Kayyım , c. 2, s. 228. [201] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 225-227, Taberî, Târih, c. 3, s. 149, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 285-286, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 238, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 5, s. 64. [202] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 378. [203] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257-378. [204] Ahmed b. Hanbel, c.4, s. 257. [205] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 378. [206] İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 8. [207] İbn İshak, c. 4, s. 227, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 322, Taberî, c. 3, s. 1 49, İbn Seyyid, c. 2, s. 238, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 64. [208] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 378, İbn Esîr, c. 4, s. 8. [209] İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 228. [210] İbn İshak, c.4, s. 227, İtan Sa´d, c. 1, s. 322, Taberî, c. 3, s. 149, İbn Seyyid, c. 2, s. 238. [211] İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 228. [212] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 378. [213] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 227, Taberî, Tanrı, c. 3, s. 149, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 286, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 288, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye, c. 5, s. 64. [214] İbn Kayyım, c. 2, s. 228, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 2, s. 468. [215] İbn İshak, c. 4, s. 227, Taberî, c. 3, s. 149-150, İbn E sfr, c. 2, s. 286, İbn Seyyid, c. 2, s. 238, E bu´l-Fidâ, c. 5, s. 64. [216] İbn Kayyım ,c. 2, s. 228. [217] İbn İshak, c.4, s. 227, Taberî, c. 3, s. 150, İbnEsîr, c. 2, s. 286, İbn Seyyid, c. 2, s. 238, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 94. [218] İbn Kayyım, c. 2, s. 228, İbn Hacer, c. 2, s. 468. [219] İbn İshak, c.4, s. 227, Taberî, c. 3, s. 150, İbnEsîr, c. 2, s. 286, İbn Seyyid, c. 2, s. 238, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 64. [220] İbn Kayyım, c. 2, s. 228. [221] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 227, Taberî, Târih, c. 3, s. 1 50, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 238, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 5, s. 64-65. [222] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 378. [223] İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 8, Zehebî, Siyeru a´lâmi´n-nübelâ, c. 3, s. 109, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 2, s. 468. [224] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 378. [225] Ahmed b. Hanbel, c.4, s. 378, İbn Esîr, c. 4, s. 8, Zehebî, c. 3, s. 109, İbn Hacer, c. 2, s. 468. [226] İbn Esîr, c.4, s. 8. [227] İbn İshak, c.4, s. 227, Taberî, c. 3, s. 150, İbn Seyyid, c. 2, s. 238-239, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [228] İbn İshak, c. 4, s. 227, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 378, Taberî, c. 3, s. 150, İbn Seyyid, c. 2, s. 239, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [229] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 378, İbn E sfr, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 8. [230] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 227, Ahmed b. Hanbel, c.4, s. 379, Taberî, Târîh.c. 3, s. 150, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 239, E bu´l-F idâ, Sîre, c. 4, s. 65. [231] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 379. [232] İbn İshak, c.4, s. 227, Taberî, c. 3, s. 150, İbn Seyyid, c. 2, s. 239, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [233] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257, E bu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [234] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 378, E bu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [235] Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 65, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 228. [236] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 378, E bu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [237] İbn Kayyım, c. 2, s. 228. [238] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 378, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 5, s. 65. [239] İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 228. [240] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257, E bu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [241] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 4, s. 227, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257, 378, Taberî, Târih, c. 3, s. 150, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 286, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 9. [242] İbn İshak, c.4, s. 227, Taberî, c. 3, s. 150, İbnEsîr, c. 2, s. 286, İbn Seyyid, c. 2, s. 239, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [243] İbn Esîr, c. 2, s. 286. [244] İbn İshak, c.4, s. 227, Taberî, c. 3, s. 150, İbnEsîr, c. 2, s. 286, İbn Seyyid, c. 2, s. 239, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [245] Ahmed, c. 4, s. 257, 358, E bu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [246] Ahmed, c. 4, s. 257, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [247] Ahmed, c. 4, s. 378, İbn E sfr, c. 4, s. 9. [248] Ahmed, c. 4, s. 257, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [249] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 378, İbn E sfr, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 9. [250] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 5, s. 65. [251] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257, 378, İbn Esîr, c. 4, s. 9, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [252] İbn İshak, c.4, s. 227, Taberî, c. 3, s. 150, İbn Seyyid, UyÜnu´l-eser, c. 2, s. 239, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 65. [253] İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 228. [254] Ahmed b. Hanbel, c.4, s. 378-379, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 65, İbn Kayyım, c. 2, s. 228. [255] İbn Kayyım, c. 2, s. 228. [256] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257. [257] İbn Abdilberr. İstiâb. c. 3. s. 1057. İbnEsîr. c. 4. s. 9. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/501-508. [258] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 257. [259] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257, Buhârî, Sahih, c. 6, s. 221, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1529, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1070. [260] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257. [261] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257, Buhârî, c. 6, s. 221, Müslim, c. 3, s. 1529, İbn Mâce, c. 2, s. 1070. [262] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257. [263] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257, Buhârî, c. 6, s. 220-221, Müslim, c. 3, s. 1529, Tirmizî, c. 4, s. 68, İbn Mâce, c. 2.S.1070. [264] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257. [265] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257, Buhârî, c. 6, s. 221, Müslim, c. 3, s. 1529, Tirmizî, c. 4, s. 68. [266] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257, Müslim, c. 3, s. 1529. [267] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257, Buhârî, c. 6, s. 220, Müslim, c. 3, s. 1529, İbn Mâce, c. 2, s. 1070. [268] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257. [269] Buhârî, c. 6, s. 220, Müslim, c. 3, s. 1530, Tirmizî, c. 4, s. 68. [270] Tirmizî, c.4, s. 68. [271] Buhârî, c. 6, s. 221, Müslim, c. 3, s. 1530. [272] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 256, Buhârî, c. 6, s. 218, Müslim, c. 3, s. 1530, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 17. [273] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257. [274] Buhârî, Sahih, c. 6, s. 218-221, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1530. [275] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 257. [276] Müslim, c. 3, s. 1531. [277] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 257. [278] Buhârî, c. 6, s. 21 8, Müslim, c. 3, s. 1530, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 69. [279] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 379. [280] Müslim, c. 3, s. 1531, Tirmizî, c. 4, s. 67-68. [281] Buhârî, c. 6, s. 220, Müslim, c. 3, s. 1531. [282] Müslim. Sahih. c. 3. s. 1531. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/508-510. |