> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > İslam Tarihi > Abdurrahman b. Avf ın Dûmetül Cendel e Gönderilişi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Abdurrahman b. Avf ın Dûmetül Cendel e Gönderilişi  (Okunma Sayısı 728 defa)
23 Şubat 2010, 17:29:53
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 23 Şubat 2010, 17:29:53 »



Abdurrahman b. Avf´ın Dûmetü´l-Cendel´e Gönderilişi

Seferin Mevkii, Tarihi ve Sebebi




Dûmetü´l-Cendel; Şam yollarının ağzında olup, Dımaşk´a 5, Medine´ye 15 veya 16 gecelik uzaklık-ta,[317] Şam´ın Medine´ye enyakın beldelerinden olup, Tebükyakınında,[318] akarsuları, humnalıkve ekin likleri bulunan bir yerdi.

Büyük bir panayır ve ticaret merkezi idi.[319]

Dûmetü´l-Cendel seferi, Hicretin 6. yılında, Şaban ayında vuku bulmuştur.[320]

Seferin sebebi, İslâmiyeti yaymaktı.[321]

Abdullah b. Ömer der ki:

"Resûlullah Aleyhisselam Abdurrahman b. Avf´ı yanına çağırdı ve ona:

´Hazırlan! Ben seni inşaallah bugün veya yarın sabah askerî bir birliğin başında göndereceğim!´ buyurdu.[322]

Ben bunu işitince, kendi kendime:

´Mescide gireceğim. Sabah namazını Peygamber Aleyhisselamla kılacağım. Peygamber Aleyhisselamın Abdurrahman b. Avf a tavsiyelerini dinleyeceğim!´ dedim.

Mescidde sabahladım, sabah namazını Mescidde kıldım.

Mescidde, Resûlullah Aleyhisselamın ashabından şu on kişilik cemaatinin:

1. Ebu Bekir,

2. Ömer,

3. Osman,

4. Ali,

5. Abdurrahman b. Avf,

6. Abdullah b. Mes´ud,

7. Muaz b. Cebel,

8. Huzeyfe b. Yeman,

9. Ebu Saîd el-Hudrî,

10. Benim Resûlullah Aleyhisselamla birarada bulunduğumuz sırada, Ensardan bir zât gelip

Resûlullah Aleyhisselama selam verdikten sonra, oturdu ve:

´Yâ Rasûlallah! Allah´ın salâtve selamı senin üzerine olsun! Mü´minlerin en üstünü hangisidir?´ diye sordu.

Resûlullah Aleyhisselam:

´Onların, ahlâkı en güzel olanıdır!´ buyurdu.

Ensarî:

´Mü´minlerin en zekisi, en akıllısı hangisidir?´ diye sordu.

Resûlullah Aleyhisselam:

´Onların, ölümü en çok hatırlayanı, ölüm gelmeden önce ona en iyi, en çok hazırlananıdır! İşte, asıl akıllı kimseler onlardır!´ buyurdu.[323]

Sonra da, bize yönelerek:

´Ey Muhacirler cemaati! Beş şey vardır ki; siz onlarla imtihan edilirseniz, onlar başınıza gelirse, haliniz yaman olur! Ben sizin onlara erişmenizden Allah´a sığınırım!

1. Bir kavimde fuhuş (zina) zuhur eder ve bu açıktan işlenecek derecede yayılırsa, muhakkak o kav imde veba, geçmişlerinde olmayan birtakım hastalıklar zuhur eder ve yaygınlaşır!

2. Bir kavim ölçüyü ve tartıyı eksik yaparsa, o kavim muhakkak kıtlığa, şiddetli geçim sıkıntısına ve hâkim zulmüne uğrar!

3. Bir kavim mallarının zekâtını vermekten kaçınırsa, o kavim muhakkak yağmurdan men edilir (kuraklığa uğrar). Hayvanları olmasa, onlara hiç yağmur da yağdırılmaz!

4. Bir kavim Allah´a ve Allah´ın Resûlüne verdikleri sözü bozarsa, Allah o kavme muhakkak kendi lerinden olmayan düşmanı musallat kılar! Düşman da, onların ellerindekinden bir kısmını çeker, alır!

5. İmamları Allah´ın Kitabıyla hükmetmez, Allah´ın indirdiklerine karşı kibirlenirse, Allah onları aralarında (çıkacak fitne ve fesatlarla) azaba uğratır!´ buyurdu."[324]

Peygamberimiz Aleyhisselam, Dûmetü´l-Cendel´e hareket ve ora halkını İslâmiyete davet etmesini Abdurrahman b. Avf´a emretti.

Dûmetü´l-Cendel´e gidecek mücahidlerin sayısı 700 idi .[325]

Bunlar, seher vakti Medine dışında Cürüf´teki karargâhlarında toplandılar.

Peygamberimiz Aleyhisselam, Abdurrahman b. Avf´ın onlardan geri kaldığını görünce, ona:

"Sen arkadaşlarından ne için geri kaldın?" diye sordu.

Abdurrahman b. Avf:

"Yâ Rasûlallah! En son görüşmemin, konuşmamın seninle olmasını arzu ettim. Yolculuk elbisem üzerimdedir!" dedi.[326]

Abdurrahman b. Avf, sabahleyin başına siyah pamuklu bezden, gelişigüzel bir sarık sarmış bulunuyordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam onu önüne oturttu.[327] Abdurrahman b. Avf´ın sarığını çözüp tekrar sardı. Sarığın bir ucunu, onun omuzunun arasından, dört parmak veya dört parmak kadar sarkıttı. Sonra da:

"Ey İbn Avf! Sarığı işte böyle sar![328] Çünkü, sangın böyle sarılışı daha güzel, daha uygundur!" buyurdu.

Abdurrahman b. Avf´a verilmek üzere bir sancak getirilmesini Bilal-i Habeş?ye emretti. Yüce Allah´a hamd ü senada ve kendisine de salât ü selamda bulunduktan sonra, sancağı ona uzatıp:

"Al bunu ey İbn Avf! Hepiniz Allah yolunda cihad ediniz!

Allah´ı inkâr edenlerle çarpışınız!

Ganimet mallarına hıyanet etmeyiniz!

Öldürdüklerinizin burun-kulak gibi uzuvlarını kesmeyiniz!

Küçük çocukları öldürmeyiniz!

Bunlar, size Allah´ın ahdi ve Peygamberinin sünnetidir!" buyurdu.[329]

"Eğer Allah sana fetih ve zafer ihsan eder,[330] onlar senin davetini kabul edip Müslüman olurlarsa,[331] onların krallarının, liderlerinin kızı ile evlen!" buyurdu.[332]

Abdurrahman b. Avf, askerlerinin başında Medine´den hareket etti.

Dûmetü´l-Cendel´e varınca, orada üç gün kaldı. Ora halkını İslâmiyete davet etti.[333]

Dûmetü´l-Cendel halkı:

"Biz kılıçtan başka birşey vermeyiz!" dediler.[334]

İslâmiyeti kabulden kaçındılar.

Abdurrahman b. Avf´a ilk önce böyle kılıç gösterdiler. Üçüncü gün olunca, Asbağ b. Amr el-Kelbî Müslüman oldu.

Kendisi Hıristiyandı ve Dûmetü´l-Cendel halkının kralı idi.[335]

Asbağ Müslüman olunca, kavminden birçok kimse de Müslüman oldu.[336]

Abdurrahman b. Avf, durumu ve Dûmetü´l-Cendel´de evlenmek istediğini, Peygamberimiz Aleyhisselama bir yazı ile arzetti.

Yazıyı, Cüheynelerden Râfi´ b. Mekis isminde birisiyle Medine´ye gönderdi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, Abdurrahman b. Avf´a gönderdiği cevabî yazısında, Asbağ´ın kızı Tümazırla evlenmesini bildirdi.

Bunun üzerine, Abdurrahman b. Avf, Dumetülcendel´de Tümazır´la evlendi.[337]

Dumetülcendel halkından Müslüman olmayıp kendi dinlerinde kalmak isteyenler ise, heryıl seksen bin dirhemin sekizde birinin dörtte birini vergi olarak ödemek üzere, Abdurrahman b. Avf´la anlaşma yap tı lar.[338]

Abdurrahman b. Avf, yeni hanımını yanına alarak, İslâm mücahidleriyle birlikte, Dûmetü´l-Cendel´den Medine´ye döndü.[339]



[317] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 62.

[318] Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 581 .

[319] Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 581 .

[320] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 89, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 378.

[321] Vâki dr, Megâzî, c. 2, s. 560, İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 1 29.

[322] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 280, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560, Hâkim, Müstedrek, c. 4, s. 540, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 183, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 161.

[323] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c. 4, s. 280, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 561, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1 332, 1 333, Hâkim , Müstedrek, c. 4, s. 540.

[324] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c. 4, s. 280, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 561, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1 332, 1 333, Hâkim, Müstedrek, c. 4, s. 540, Deylemf, Firdevs, c. 5, s. 288, Münzirf, et-Tergfb ve´tterhfb, c. 1, s. 543, 544, Alâüddin AJi, Kenzü´l-ummâl, c. 16, s. 80, 81, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 184, 185.

[325] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 129, Halebî, c. 3, s. 183, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 1 61.

[326] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560.

[327] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 89, İbn Seyyid, c. 2, s. 108.

[328] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 280, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560-561, Hâkim, Müstedrek, c. 4, s. 540, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 11.

[329] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 281, Hâkim, c. 4, s. 540, Diyarbekrî, c. 2, s. 12, Halebî, c. 3, s. 183,184, Zürkânf, c. 2, s. 161.

[330] Yâkubî, Târîh, c. 2, s. 75, İbn Abdilberr, c. 2, s. 845, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 480.

[331] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 561, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 89.

[332] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 561, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 89, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 378, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 845, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 480.

[333] Vâkıdî, c. 2, s. 561, İbn Sa´d, c. 2, s. 89.

[334] Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 184.

[335] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 561.

[336] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 89.

[337] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 561, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 129, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 184.

[338] Yâkubî, Târih, c. 2, s. 75.

[339] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 562, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 89.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/215-220.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Abdurrahman b. Avf ın Dûmetül Cendel e Gönderilişi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 06:24:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Abdurrahman b. Avf ın Dûmetül Cendel e Gönderilişi rüya tabiri,Abdurrahman b. Avf ın Dûmetül Cendel e Gönderilişi mekke canlı, Abdurrahman b. Avf ın Dûmetül Cendel e Gönderilişi kabe canlı yayın, Abdurrahman b. Avf ın Dûmetül Cendel e Gönderilişi Üç boyutlu kuran oku Abdurrahman b. Avf ın Dûmetül Cendel e Gönderilişi kuran ı kerim, Abdurrahman b. Avf ın Dûmetül Cendel e Gönderilişi peygamber kıssaları,Abdurrahman b. Avf ın Dûmetül Cendel e Gönderilişi ilitam ders soruları, Abdurrahman b. Avf ın Dûmetül Cendel e Gönderilişi önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes