๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 04 Şubat 2010, 17:40:24



Konu Başlığı: Abdullah b. Übeyyin Peygamberimiz as ma Çatışi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 04 Şubat 2010, 17:40:24
Abdullah b. Übeyy´in Peygamberimiz Aleyhisselama Çatışı


Peygamberimiz Aleyhisselam; Bedir savaşından önce, bir gün,[558] üzerine Fedek işi saçaklı kad ifeden palan vurulmuş bir merkebe binip (o sırada çocuk bulunan) Üsâme b. Zeyd´i de terkisine aldı .[559]

Haris b. Hazrec oğulları mahallesindeki evinde hasta bulunan[560] Sa´d b. Ubâdeyi ziyarete gitti.

Yolda, Abdullah b. Übeyy b. Selûl´e,[561] köşkünün gölgesinde oturduğu ve çevresinde de kavmin den,[562] Müslümanlardan, putlara tapan müşriklerden ve Yahudilerden birtakım kimseler bulunduğu sırada rastladı ki, Abdullah b. Revâha da o mecliste bulunuyordu.[563]

Peygamberimiz Aleyhisselam; Abdullah b. Übeyy b. Selûl´ü görünce, inip selamlamadan, görüşme den geçmeyi uygun görmedi.[564]

Merkebin durunca kaldırdığı toz meclisi kapladı.

Abdullah b. Übeyy kaftanıyla bumunu kapadı ve:

"Üstümüzü tozlatma!" dedi.[565]

Peygamberimiz Aleyhisselam, merkepten inip onlara selam verdi.[566] Biraz oturdu.[567] Kur´ân-ı Kerim okudu. Orada bulunanları Yüce Allah´a imana ve İslâmiyete davet etti.[568] Allah´ı hatırlattı. Onları ahiret azabıyla korkuttu, ahiret nimetleriyle müjdeledi.

Abdullah b. Übeyy b. Selûl ise susuyor, hiç konuşmuyordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam sözlerini bitirdiği zaman,[569] Peygamberimiz Aleyhisselama:

"Ey kişi! Senin bu söylediklerin hak ve gerçekse, bundan daha güzel birşey olamaz!

Fakat, sen bizim meclisimize gelip de bizi bununla rahatsız etme! Konakyerine git! Sana gelen olur sa, bunları onlara anlat![570]

Evinde otur!

Sana gelmeyen kimseyi bununla rahatsız etme ve onun meclisine de, onun hoşlanmadığı birşeyle gelme!" dedi.

Abdullah b. Übeyy b. Selûl´ün yanında bulunan Müslümanlardan[571] Abdullah b. Revâha ise:

"Hayır.[572] yâ Rasûlallah![573] Sen onu bize getir!

Her zaman meclislerimize, evlerimize, barklarımıza buyur![574]

Bizi meclislerimizde onunla bürü![575]

Vallahi, o bizim sevdiğimiz şeylerdendir. Bize Allah´ın ikram ettiği ve bizi kendisine hidayet eylediği şeylerdendir.[576]

Biz onu çok severiz!" der demez, Müslümanlarla müşriklerve Yahudiler birbirlerine sövüp saymaya, vuruşmaya başladılar.

Hatta, birbirlerini öldürecek dereceye vardılar.

Peygamberimiz Aleyhisselam onları teskine çalıştı, yatıştı I ar.[577]

Abdullah b. Übeyy b. Selûl; kavminden, o zamana kadar görmediği bir muhalefeti görünce, kendi kendine:

"Senin kölen senin hasmın olduğu zaman, zelil olur gidersin!

Seninle güreş tutanlar seni yıkarlar!

Şahin, kanadı olmadan, yerden fırlayabilir mi hiç?

Şayet bir gün onun yeleği kesilirse, o mutlaka düşer!" diyerek söylendi.[578]

Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam, merkebine binerek Sa´d b. Ubâde´nin evine varıp girdi.[579]

Abdullah b. Übeyy b. Selûl´ün söylediği söz, Peygamberimiz Aleyhisselamın yüzünde okunuyordu.

Sa´d b. Ubâde:

"Vallahi, yâ Rasûlallah! Ben senin yüzünde birşey görüyorum!

Sanki, hoşuna gitmeyen birşey işitmiş gibisin!?" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Evet! Öyle oldu.[580]

Ey Sa´d! Ebu Hubab´ın ne söylediğini duymadın mı?

O şöyle şöyle söyledi!" diyerek,[581] Abdullah b. Übeyy b. Selûl´ün söylediklerini Sa´d b. Ubâde´ye haber verdi.[582]

Sa´d b. Ubâde:

"Yâ Rasûlallah![583] Sen ona yumuşak davran![584] Onun kusurunu affet!

Sana Kitabı indiren Allah´a yemin ederim ki; Allah´ın iradesi sana peygamberlik vermek suretiyle tecelli etti.

Halbuki, şu beldeciğin (Medine´nin) halkı İbn Übeyy´e taç giydirmeye ve tacın üzerine de krallığa mahsus sarık sarmaya hazırlanmış bulunuyorlardı.

Fakat, Allah, sana ihsan buyurduğu peygamberlik hakkı ile, onların bu tasavvurlarını imkânsız hale koydu.

Bu mahrumiyetle, İbn Übeyy mahzun ve mükedder oldu.

Yâ Rasûlallah! İşte bu kederle, İbn Übeyy gördüğünüz çirkin harekette bulunmuştur.[585]

Vallahi, o umup durduğu krallığı kendisinden senin soyup aldığın görüşüne kapılmışür.[586]

Sen onu af buyur!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam da affetti.[587]

Zaten, Peygamberimiz Aleyhisselam da, ashabı da, Yüce Allah´ın bu husustaki buyruğuna[588] uyarak gerek müşriklerin, gerek Kitab Ehli olanların kusurlarını affediyor, işkencelerine katlanıyorlardı.

Nihayet, Yüce Allah onlarla savaşmaya izin verince, Bedir savaşı yapıldı.

Böylece, Yüce Allah Kureyş kâfirlerinin ulularını, azılılarını orada öldürdü.

Bunun üzerine, putlara tapan Medineli müşriklerden, İbn Übeyy´le birlikte hareket eden kişiler

"Artık, bu, zafer ve galebenin ona yöneldiğini açıkça gösteren bir vakıadır!" diyerek Peygamberimiz Aleyhisselama İslâmiyet üzerine bey´at edip Müslüman olmak zorunda kaldılar.[589]

Abdullah b. Übeyy b. Selûl de, kavminin böyle kendisinden ayrılıp uzaklaştığını ve İslâmiyete sarıldığını görünce, kalbinde taşıdığı olanca nifakı ve düşmanlığıyla birlikte, istemeyerek İslâmiyete girmek zorunda kaldı.[590]



[558] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 203, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 174, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1422.

[559] İbn İshak jbnHişam ,Sîre,c. 2, s. 236, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 203, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 172, Müslim, Sahih,c. 3, s. 1422.

[560] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 203, Buhârî, SahıVı, c. 5, s. 172, Müslim, SahıVı, c. 3, s. 1422.

[561] İbn İshak jbnHişam ,Sîre,c. 2, s. 236, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 203, Bu hân, SahıVı, c. 5, s. 172, Müslim, SahıVı, c. 3, s. 1422.

[562] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 236, 237.

[563] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 203, Buhârî, SahıVı, c. 5, s. 172,173, Müslim , Sahih, c. 3, s. 1422, 23.

[564] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 237.

[565] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 203, Buhârî, SahıVı, c. 5, s. 173, Müslim, SahıVı, c. 3, s. 1423.

[566] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 237, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 203, Buhârî, c. 5, s. 173, Müslim, c. 3, s. 1423.

[567] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 237.

[568] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 237, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 203, Buhârî, c. 5, s. 173, Müslim, c. 3, s. 1423.

[569] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 237.

[570] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 237, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 203, Buhârî, S ahfh, c. 5, s. 173, Müslim, Sahîh,c. 3, s. 1423.

[571] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 237.

[572] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 237, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 203, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 173, Müslim, Sahîh.c.3, s. 1423.

[573] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 203, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 173, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1423.

[574] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 237.

[575] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 237, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 203, Buhârî, c. 5, s. 173, Müslim, c. 3, s. 1423.

[576] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 237.

[577] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 203, Buhârî, c. 5, s. 173, Müslim , c. 3, s. 1 423.

[578] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 237.

[579] Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 203, Buhârî, c. 5, s. 1 73, Müslim, c. 3, s. 1423.

[580] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 237.

[581] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 203, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 173, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1423.

[582] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 237.

[583] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 238, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 203, Buhârî, c. 5, s. 173, Müslim, c. 3, s. 1423.

[584] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 238.

[585] Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 203, Buhârî, c. 5, s. 1 73, Müslim, c. 3, s. 1423.

[586] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 238.

[587] Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 203, Buhârî, c. 5, s. 1 73, Müslim, c. 3, s. 1423.

[588] Bakara: 1 09, Âl-i İmran: 186.

[589] Buhârî,Sahîhıc.5,s.172,Bev+ıakfıSünenü´l-kübrâ,c.9, s. 10, Kurtubf, Tefsfr, c. 2, s. 72, 73, Ebu´l-Fidâ, Tefsfr, c. 1,s. 436.

[590] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 234, 235.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/175-179.