> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > İslam Peygamberi > Yasama kanun yapma çalışmaları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yasama kanun yapma çalışmaları  (Okunma Sayısı 595 defa)
11 Ocak 2011, 11:59:53
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 11 Ocak 2011, 11:59:53 »



Yasama (kanun yapma) Çalışmaları

1492. Yürütme faaliyeti çok sâde bir biçimde yapılırdı: Gördüğü ya da bahsedildiğini duyduğu herhangi bir şey konusunda Resulullah (AS) bir emir verme ihtiyacı hissettiği zaman girişimde bulunarak gerekli emirleri verirdi; herhangi bir uygulamayı benimsiyor, bir başkasını değiştiriyor, bir başkasını ise yasaklıyor ya da yerine tamamen yeni bir uygulama getiriyor ve bu böylece sürüp gidiyordu. Bütün bu durumlarda onun yapmış olduğu yasama çalışması, birbirinden tamamen farklı üç sınıfa ayrılıyordu: 1. Ya kendi ağzından (ya da örneğin kişilerin eyâletlerde bulunmaları sebebiyle yanında bulunmadıklarında) bizzat bir açıklamada bulunuyor, ya o şeyi bizzat işliyor ya da ashabının bir şey yaptığını gördüğünde ses çıkarmıyordu. Bu sessiz onama ve bazı eski âdetleri hoşgörü ile karşılama, aynı zamanda İslâm hukukundaki kuralların bir kaynağını oluşturmaktadır.

1493. Resulullah (AS)’ın bu şekilde koymuş olduğu bir yasadan haberdar olanlar, bunu diğer insanlar arasında da yayıyorlardı. Ancak nâdir de olsa bazen yeni konulan bir yasanın bütün halka duyurulmasına bizzat özen gösterirdi. Örneğin, damadı Ali (RA)’yi H. 9. yılda Hac sırasında Mekke’ye gönderip bazı yeni hükümleri orada ilân etmekle görevlendirmiştir. Ali (RA)’nin, aralarında Ebû Hureyre’nin de bulunduğu özel memurları, zaman zaman kalabalıklar arasında dolaşarak bu ilanı  yüksek sesle tekrarlamışlardır.

1494. Yeri gelmişken, İslâm’a göre insan hayatının bir bütün olduğunu hatırlatalım: Bu hayatın manevî, ibâdetlerle ilgili, toplumsal vb. çeşitli yönleri tek bir yasa kapsamında bir araya getirilmiştir. Kur’an, birçok ayetinde, her türlü otorite kaynağının Yaratıcımız olan Allah olduğunu tekrarlamaktadır.410 Allah dilediğine hükmeder;411 hükmünde hiçbir ortağı yoktur.412 Allah her türlü fiziksel idrâk ve algılamanın ötesinde olduğu için, onun yeryüzündeki Halîfesi olan insan, yani peygamber aracılığıyla, Allah insanlara kanunlarını bildirir ve bunların uygulanmasını sağlar.

1495. Kur’an, Müslümanlar için Allah’ın vahyedilmiş sözü, Muhammed (AS) tarafından müminlere iletilmek üzere alınmış bir ilâhî kanunlar bütünüdür. Bu Kitap, insan hayatının her yönüyle ilgili bir kanun ortaya koymuştur. Ancak, bu kutsal kitapta, hukukun tekâmülü ve uygulanan yasaların günün koşullarına uyarlanması öngörülmemiş olsa idi, giderek karmaşık bir hal alan bir toplumun değişen ve sürekli olarak artan ihtiyaçları karşısında yetersiz hale gelebilirdi.

1496. Şu halde Kur’an, her şeyden önce Resulullah (AS)’ı, ilahi emir ve kuralları belli bir olgunluğa eriştirmek için en üst merci olarak kabul etmekte ve şöyle söylemektedir:

           “O, arzusuna göre de konuşmaz; o (bildirdikleri) vahy edilenden başkası değildir.”413

           Ya da:

           “Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan da sakının.”414

           Anlam olarak bunlara benzeyen daha başka birçok ayet vardır. Bu açık ve kesin beyanlar olmasa bile, Muhammed (AS)’in Allah’ın Resulü olduğuna inanan birisi için, onu göndermiş olan Yüce Varlığın resmi elçisi olarak, getirmiş olduğu her şeye inanmak yine de çok tabii olurdu. Öte yandan, yirmiye yakın ayette, insana fert olarak düşünme, inceleme ve bizzat anlayıp idrâk etmesi emredilmektedir. Bazı ayetlerde ise:

           “Eğer bilmiyorsanız ehl-i zikre (âlimlere) sorun.”415

           buyurulmaktadır. Kuşkusuz, diğer bütün bilim alanlarında olduğu gibi, hukuk da özel bir bilim dalıdır; ve bu bilimi yorumlayıp geliştirecek ve ondan yeni kanunlar çıkaracak olanlar da ancak bu bilimin uzmanı konumundaki hukukçulardır. Tıbbî bir konuda bir şâirin görüşünün alınmayacağı gibi, mimarî ile ilgili bir konuda da, kendi sahasında uzman bir filozofa da soru sorulmamalıdır; hukuk ya da ilahiyatla ilgili sorunlarda da başka bilim dallarındaki kişilere, hele de sokaktaki bir insana danışılması çok sakıncalı sonuçlara yol açar. Kur’an bu konuya şu ayetlerle göndermede bulunur:

           “Müminlerin hepsinin birden savaşa çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminde bir grup dinde (dinî ilimlerde) geniş bilgi elde etmek ve kavimleri (savaştan) döndüklerinde onları uyarmak için geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar.”416

           “Oysa onu Resûl’e veya aralarında yetki sahibi kimselere götürselerdi, onların arasından işin içyüzünü anlayanlar, onun ne olduğunu bilirlerdi…”417

1497. Resulullah (AS)’ın yasama konusundaki uygulamaları, kendisinin aslında sadece bir ıslahatçı olduğunu ve kendisine tabi insanların eskiden beri uygulaya geldikleri ve değiştirip yürürlükten kaldırılmasına gerek duymadığı alışkanlıkları sürdürmelerine izin verdiğini bize göstermektedir. Bu durum, sadece ticaret vb. gibi dinî olmayan konularda değil, aynı zamanda ceza kanunları ve hattâ Hac gibi tamamen dinî konular için de söz konusudur. Bu âdet ve geleneklerden bazılarının İbrahim ve İsmail (AS)’in getirdiği “Şeriat”a kadar dayandığını, ancak bir kısmının ise daha yakın zamanlara ait olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte, Resulullah (AS), İslâm öncesine ait ve putperestlikle ya da adaletsizlik ve haksızlıkla bir ilgisi bulunmayan uygulamaların sürdürülmesine izin vermiştir. Böylece bir eski uygulamalar “İslâm Şeriatı”na da girmiş oluyordu. Resulullah (AS)’ın bu hoşgörüsü, belki de aynı yöntemin daha sonraki dönemlerde de geçerli olmasına yol açmıştır. Yani herhangi bir gelenek ya da alışkanlık, müminler için her zaman için bir mihenk taşı olan Kur’an ve Hadis’e aykırı olmadığı sürece, tabiatı itibarıyla iyi ve –en azından mübah- şeylerdir.

1498. İşte Muhammed (AS)’in hayatına dair, oldukça anlamlı birkaç yaşanmış olay:

1499. a) Resulullah (AS), Muaz ibn Cebel’i hâkim olarak Cened’e tayin etmişti (Yemen’deki bu şehirde ona ait anıları günümüze kadar saklamış olan görkemli bir cami bulunmaktadır). Görev yerine gitmek üzere izin istemek için huzuruna geldiğinde, Resulullah (AS) ile aralarında şöyle bir konuşma geçti:

           -Ey Muaz! Bir anlaşmazlık durumunda bunu nasıl halledeceksin?

           -Allah’ın Kitabı’na (Kur’an’a) göre!

           –Ya orada uygun bir hüküm bulamazsan?

           –O zaman, Resulullah’ın Sünneti ile.

           Muhammed tekrar sordu:

           -Peki onda da bir hüküm bulamazsan?

           - Kendi içtihadımla hükmederim.

           Mu’âz’ın bu cevabı karşısında Resulullah (AS) çok sevinerek ellerini göğe kaldırmış ve şöyle dua etmiştir:

           -Allah’a hamd ü senalar olsun ki Resulünün elçisini, Resulünün razı olduğu ve istediği şeye muvaffak kıldı.”418

           Ve devesine binerek Medine’den yola çıkan Mu’âz’a, Resulullah (AS), hem kendisini onurlandırmak hem de son birkaç talimat (bk. İbn Hanbel, 6/235, 243, 244) vermek isteyerek, bir süre yaya olarak eşlik etmiştir. Bu emir ve talimatlardan bazıları şöyle idi:

           “-Gösteriş ve şatafattan kaçın; zira Allah’ın gerçek kulları, gösterişli bir hayat sürmezler.” (İbn Hanbel, 6/243, 244.)

           Mu’âz şöyle nakleder:

           “Resulullah (AS)’a şöyle sordum:

           -Şayet senin sünnet ve tatbikatına uymayan ve senin buyruklarına uygun hareket etmeyen bir takım başkanlarla karşılaşırsak, onlara karşı nasıl davranmamızı önerirsiniz?

           Resulullah (AS) şöyle cevap verdi:

           -Allah’a itaat etmeyene (yani Allah’ın emirlerine aykırı buyruklara) itaat yoktur.”(bk. Ebû Ya’lâ, İbn Hacer’in Metâlib’inden (No 2110) naklen; ayrıca bk. İbn Hanbel, 3/213.)

           Hayber Yahudileri ile ilgili bölümün ek kısmında da belirttiğimiz gibi Resulullah (AS), Mu’âz’ın namuslu ve dürüst bir hayat sürmesini istemiş ve bu nedenle, tamamen istisnaî bir şekilde, onun Devlet Hazinesi’nden (Beytü’l-Mâl) bir miktar borç alıp bununla ticaret yapmasına izin vermişti. Gerçekten de Mu’âz, Yemen’de birçok yıl görevde kalarak zenginleşmiş ve Ebû Bekir halife oluncaya dek Medine’ye dönmemiştir. O zaman Ömer, kamu yönetimi bakımından pek hoş olmayan ve diğerlerine kötü örnek oluşturan bu ödünç alma uygulamasından vazgeçmesini Mu’âz’a tavsiye etmiş, o ise bu tavsiyeden son derece etkilenerek, bu yolla elde ettiği bütün kazancını, kıymetsiz bir deve kırbacına varıncaya dek Halife Ebû Bekir’e iade etmiştir. O da Mu’âz’ın bu hareketinden çok duygulanarak, aldığı para ve malları Hükümetin bir hediyesi olarak ona geri vermiştir. Artık bu idarî görevlerden bıkan Mu’âz, gönüllü olarak askerî seferlere yazılmış ve Suriye’ye giderek bir süre sonra burada vefat etmiştir (bk. İbn Hacer, Metâlib, Nº 1389-1390, İbn Râhûye ve Abdurrezzâk’dan naklen; Beyhakî, Sünen-i Kübrâ, 6/48).

1500.  b) Resulullah (AS) şöyle buyurmuştur:

           “Hanımları henüz çocuklarını emzirdiği sırada, erkeklerin onlara yaklaşmalarını yasak etmeyi arzu ediyordum. Daha sonra Rumların ve İranlıların böyle yapmadıklarını ve bunun çocuklara bir zararı olmadığını görerek, bu düşüncemden vaz geçtim.”419

           Aşağıdaki hadis ise daha anlamlıdır:

1501. c) Muhammed (AS) Medine’ye gelince, halkın çiçek açma döneminde hurma ağaçlarına sunî döllenme uyguladıklarını gördü. Bu durum, onun edep ve haya duygularına ve toplumsal ahlâk anlayışına ters geldiğinden, böyle yapmamalarını önerdi. Daha sonra, bu uygulamadan vazgeçilmesi nedeniyle çok düşük miktarda ürün elde eden üreticiler gelip bu durumdan şikayetçi olunca, Resulullah (AS) şöyle buyurdu:

           “Nasıl alışmışsanız öyle yapınız; siz bu dünya işlerini benden iyi bilirsiniz.”420

1502. d) Resulullah (AS) bir gün şu açıklamada bul...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yasama kanun yapma çalışmaları
« Posted on: 20 Nisan 2024, 17:18:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yasama kanun yapma çalışmaları rüya tabiri,Yasama kanun yapma çalışmaları mekke canlı, Yasama kanun yapma çalışmaları kabe canlı yayın, Yasama kanun yapma çalışmaları Üç boyutlu kuran oku Yasama kanun yapma çalışmaları kuran ı kerim, Yasama kanun yapma çalışmaları peygamber kıssaları,Yasama kanun yapma çalışmaları ilitam ders soruları, Yasama kanun yapma çalışmalarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes