๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Peygamberi => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 11 Ocak 2011, 11:57:34



Konu Başlığı: Uluslar arası hukuk
Gönderen: Hadice üzerinde 11 Ocak 2011, 11:57:34
Uluslar Arası Hukuk


1511. Kur’an, Devlet Başkanının iç ve dış sorunlar karşısında nasıl bir tavır sergilemesi gerektiğini ayrıntılı olarak ele alır. İslâm Devletinin bütün siyasetinin temeli, sadece Allah’ın hükümranlığını ve O’nun ilâhî düzenini bütün yeryüzünde tesis etmektir. Bir başka deyişle bu Devlet, elindeki bütün uygun imkânlardan yararlanarak, Tek Allah inancını ön plana çıkartıp, Tanrıtanımazlığın ve Çoktanrıcılığın ortadan kalkması için çaba sarf etmelidir; bu çabanın dünya çapında olması gerekir. Allah Kur’an’da şöyle buyurur:

           “(Ey Muhammed!) Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.”422

           Bir başka ayette ise şu ifadelere yer verilir:

           “(Ey Muhammed!) Biz, seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”423

           Allah katında en makbul şey, O’nun irâdesine boyun eğmektir. Allah’ın bildirmiş olduğu yegâne Hak din, budur.424 Bu din, Muhammed (AS)’in vefatıyla sona ermeyip, sonsuza dek sürüp gidecektir.

           “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız ve Allah’a inanırsınız.”425

           Bunun büyük bir ideal olduğu gayet açıktır; Muhammed (AS) ve onun izinden giden halifeleri, kendi yetenek ve ölçülerine göre bu ideali gerçekleştirmişler ve aynı faaliyet bugün de sürüp gitmektedir.

1512. Yabancı politikasının temelinde yatan bu ayetler dışında, Kur’an, gayrimüslimlerle yapılan anlaşmalara titizlikle uyulması (Tevbe: 9/7 vs.), kendisiyle anlaşma yapılan bir topluluğun anlaşmayı ihlal etmesi ( Enfâl: 8/58), dinî hoşgörü (Bakara: 2/256, Yûnus: 10/99-100, Kâfirûn: 109/6), İslâm topraklarına sığınıp himaye isteyen müşriklere iltica hakkı tanınması (9/6), cezalandırma savaşı (Bakara: 2/190-3), savunma savaşı (Nisâ: 4/75; Hac: 22/39-41), zulme uğrayanlara yardım amacıyla destekleme savaşı (Enfâl: 8/72), fethedilen ülkelerin yönetimi (A’raf: 7/10; Haşr: 59/6-10), savaş esirlerine nasıl davranılacağı (Muhammed: 47/4, İnsan: 76/8-9), kabul eden herkes ile barış anlaşması yapılması (Enfâl: 8/61), tarafsızlık (Nisâ: 4/90-93,  Haşr: 59/11-12, Mümtahine: 60/8-9) gibi konularda da çeşitli talimatlar verir. Ayrıca, ayrıntılı bir biçimde açıklamaya giriştiğimiz takdirde bizi konumuzdan uzaklaştıracak, aynı türden birçok sorun daha vardır. Kur’an, dini kabul ettirmek için yapılan zorlama -ki buna asla izin yoktur- ve sosyal adaleti kabul ettirmek için yapılan zorlama arasında açık bir ayrım yapmıştır. Resulullah (AS)’ın Herakliyus’a kendisini İslâm’ı kabul etmeye ya da en azından müslüman olmak isteyen tebaasına güçlük çıkarmamaya davet eden mektubuna dayanarak diyebiliriz ki, gayrimüslim bir ülkede dinsel hoşgörü ve vicdan özgürlüğü olmadığı ve bu durumu düzeltmek için yapılan bütün girişimler sonuçsuz kaldığı zaman, silâh zoruyla bu özgürlüğün elde edilmesi İslâm’da mübah saymıştır.


422 A.g.e., s. 561-62.

423 A.g.e., s. 638 vd.; Makrızî, I, 176. İbn Hişâm’a göre (s. 993-94), Resulullah (AS) tarafından bir misilleme seferi düzenlenmiştir. Ebû Sufyân bu sefer sırasında canını kurtarıp kaçmış, ancak bazı Mekkeliler kılıçtan geçirilmiştir.

424 İbn Hişâm, s. 666: Belazurî, I, § 726.

425 İbn Habîb, Muhabber, s. 324-25; Belazurî, I, § 722.