> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > İslam Peygamberi > Toplumun örgütlendirilmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Toplumun örgütlendirilmesi  (Okunma Sayısı 877 defa)
15 Ocak 2011, 09:46:53
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 15 Ocak 2011, 09:46:53 »



Toplumun Örgütlendirilmesi

Medine’nin Nüfusu

331. Önceki bölümde, hukukî bir anlaşma (muâhât) ile, Mekkeli 186 ailenin bir o kadar Medineli ailenin yanına yerleştirildiğini görmüştük. Hicret’in hemen başlangıcında yaklaşık dört yüz aile reisinin İslam’ı kabul ettiği göz önünde bulundurulursa, Müslümanların toplam sayısının çok daha fazla olması gerekir. Bu durumla ilgili olarak Buhârî’de geçen şu hadisi belirtmek uygun olacaktır:

        “Huzeyfe’nin naklettiğine göre, Resulullah (AS) bize şöyle dedi: İslam’ı kabul eden herkesin adını yazıp bana getiriniz. Ve biz, kendisine binbeşyüz kişinin adını yazıp getirdik.”339

332. İslam tarihindeki bu ilk nüfus sayımında kaydedilen 1500 Müslümanın yanı sıra, Medine’de henüz İslam’ı kabul etmemiş olan Arap kabileleri de bulunmaktaydı. Bunlardan ayrı olarak, neredeyse Araplarla aynı sayıda olan Yahudiler de vardı. Bu durumda, Medine’de H. 1 yılında on binden fazla bir nüfusla karşı karşıya olduğumuz söylenebilir.

İç İlişkiler

333. Evs ve Hazreç vaktiyle iki kardeş idi. Bunların soyundan gelen insanlar Medine’de iki rakip kabile oluşturdular. Hicretten yaklaşık altı yedi yıl önce meydana gelen ve kardeşler arasında yapılan Bu’âs savaşında, Hazreçliler galip geldiler ve şehirdeki Yahudilerle ittifak anlaşması yaptılar.340 Hiç kuşkusuz, kuvvetler arası bu dengesizlik, Evs kabilesini, yukarıda söz konusu edilen Mekkeli Kureyşlilerle bir ittifak anlaşması yapmaya yöneltmişti. Her iki kabilenin bilge kişileri bu kardeş savaşlarından bıkıp usanmışlardı.341 Gayet açıktır ki, Muhammed gibi yabancı bir kimse, her iki topluluğun ortak başkanı olarak daha başarılı olma şansına sahipti. Aslında Hazreçliler, Hicretten önce kendilerine bir kral seçmeye karar vermişler ve gerçekten de, Resulullah (AS)’ın Medine’ye geldiği günlerde, Medineli tüccarlara, Abdullah ibn Ubey’in taşımasına karar verilen bir tacın siparişi verilmişti.342 Hazreçli birisi Evslilerce kral olarak kabul edilemezdi. Muhtemelen Yahudiler için de durum böyleydi. Medine’de ansızın gündeme gelen İslam, üzerinde karar kılınan kral adayının derin üzüntüsüne yol açacak biçimde, Hazreçlilerin bu tasarılarının gerçekleşmesini engellemiştir. Öte yandan, Abdullah ibn Ubey’in İslam içinde gösterdiği münafıklığın ve daha sonra Müslümanların başına açtığı birçok sıkıntının açıklamasını da bu olayda aramak gerekir.

334. Yahudiler ise Benû Kaynuka, Benû Nadîr ve Benû Kurayza olmak üzere üç ana kabileye ayrılmışlardı. Bunlardan ilki Hazreçlilerle, sonuncusu ise Evslilerle ittifak halindeydi.343 Yahudiler içinde de bir takım iç çatışmalar herhalde vardı ki, bunlardan bazıları bir Arap kabilesinin müttefiki olduğunda, diğer bazıları, birincinin hasmı durumundaki başka bir Arap kabilesi ile ittifak anlaşması yapıyordu. Kelimenin etimolojik anlamına bakılacak olursa, Kaynuka kuyumcu, Nadîr yaprakların tazeliği (yani bunların ziraatle uğraştıklarını göstermekte), Kurayza ise deri tabaklayan kimselerin kullandığı bir bitki demektir. Muhtemelen onların asıl meslekleri de buydu ki en azından bu Yahudi kabilelerinin Medine’ye gelip yerleştikleri sırada öyle oldukları söylenebilir. Ticaret alanında ise ithalatçı, tahıl maddeleri satıcısı ve banker olarak çalışmaktaydılar; (Resulullah vefat ettiğinde, zırhtan yapılmış gömleği, ödünç aldığı bir miktar tahıl karşılığında rehin olarak bir Yahudi’nin elinde bulunuyordu).344

335. Hıristiyanlara gelince; bunların Medine’deki sayıları hemen hemen yok denecek kadar azdı: Evs kabilesinden Ebû Amir adında birinden söz edilir ki bu zat Hıristiyanlığı kabul etmiş345 ve daha sonra keşiş olmuştur. (Oğlu Hanzala ise en seçkin Müslümanlar arasına katılıp, Uhud Savaşı’nda şehit düşmesi üzerine Gasîlü’l-Melâike -Melekler tarafından yıkanmış- unvanını almıştır.) İslam’a düşman olan Ebû Amir Medine’yi terk edip, Mekkeliler safında İslam’a karşı savaşmak üzere yanında elli kadar avanesi ile Uhud Savaşı’na katılmış, sonunda tüm ümidini yitirince gidip Bizans topraklarına yerleşmiştir. Resulullah (AS) Bizans’a karşı büyük Tebuk Seferi’ne girişince,346 Ebû Amir talihin nihayet kendisine güldüğünü sanıp, Medine’deki diğer münafık arkadaşlarına Bizans ordusuna Medine’yi istila ettireceği güvencesini vererek, onlardan Kuba mescidi yakınlarında rakip bir mescit inşa edip, öteki münafık yandaşlarının burada toplanmalarını istemişti347 (bk. Samhudî, 2. bs, s. 814, Beyhakî’den naklen). Ancak Resulullah (AS) onun maksat ve niyetinden kuşkulanarak, bu münafıklık merkezinin yıkılıp ateşe verilmesini emretmiştir. Bu olaydan iki yıl sonra Ebu Amir, Bizans İmparatoru Herakliyus’un yanında ölüp gitmiştir. Kaynaklarda, Medine’de Hıristiyanlıkla ilgili başka bir olaya rastlanılmamaktadır.

336. İslam öncesi Medine’sinde başka dinlerin temsilcileri ile ilgili hiçbir ize rastlanmamaktadır.

Siyâsî Hayat

337. Siyâsî hayat ve sosyal yapı itibarıyla Medine, kabilecilik sınırlarının ötesine geçememiştir. Hatta bir şehir-devlet yapısından bile söz edilemez. Gerek Araplar gerekse Yahudiler arasında olsun, her kabile bağımsız bir hukuksal birlik oluşturmakta ve kendi kabile başkanınınkinden başka hiçbir siyasi otorite tanımamaktaydı. Bu kabile başkanlarının seçiliş tarzları hakkında fazla bir şey bilinmemektedir. Her kabile, halkın toplanması ve gerekli görüldüğü durumlarda kabile büyüklerinin müzakere ve görüşmelerde bulunmak, aynı zamanda özellikle yaz aylarında akşamları toplanıp eğleşmek üzere özel bir yere sahipti. Yahudi Benû Nadîr kabilesinin durumuna bakarak denilebilir ki,348 her Yahudi kabilesinin, savaş vb. gibi beklenmedik harcamalar için kabile mensuplarının katkılarıyla oluşturulmuş bir halk sandığı vardı. Arap kabileleri arasında ise bir tür sosyal güvence kurumu vardı. Bu kurum, bir cinayet sırasında özellikle “kan diyeti” olarak maktulün ailesine ödenmesi gereken nakdî ya da aynî tazminattan oluşan bir meblağın, suçlu kimse tarafından bireysel olarak değil de, kabile topluluğunca ödenmesi şeklinde bir sorumluluk ilkesine dayanıyordu.349 Farklı kabileler üzerinde ortak bir otorite gücü yoktu: Suçlunun kurbanınkinden farklı bir kabileye mensup olması halinde adaleti sağlamak için tek çare, güç ve kuvvetin desteğinde yapılan müzakereler yoluydu. Bu konuda da eşitlik yoktu. Kaynaklara göre, herhalde daha az kuvvete sahip kabilelere ödenen kan diyeti, daha kuvvetlilere ödenenin yarısı kadardı.350 Belirli kurallara oturtulmuş yasalar mevcut değildi; herhangi bir durumda seçilmiş olan hakemlerin verdiği kararlar, sadece hakemlerin kişisel görüşlerine ya da müphem bir takım geleneklere dayanmaktaydı.

338. Şehrin bulunduğu arazi oldukça elverişsizdi. İstilacı ve saldırgan güçlere karşı savunma amacıyla her kabilenin belli bir sayıda müstahkem kalesi vardı. Yetişkin ve eli silah tutan erkekler ovalarda çarpışmaya gittiklerinde, kadın ve çocukların yanı sıra koyun sürüleri de bu kalelerde barınırlardı. Uhayha ibn Culah’a ait olan ve Medine’nin güney kısmında bulunan, çok katlı, “gümüş gibi bembeyaz” taşlarla inşa edilmiş olan351 Dihyân kalesinin harabeleri, zamanın aşındırma gücüne karşı günümüze kadar direnmiştir. Bu zatın dul kalan eşi daha sonra Hâşim’le evlenerek Abdu’l-Muttalib’in annesi olmuştur (Samhûdî, 2. bs., s. 194).

339. Eğitim ve öğretim durumuna gelince: Çok sınırlı sayıda erkek okuma ve yazma biliyordu. Yahudiler Arapça konuşuyorlar, ama anlaşıldığı kadarıyla bu dili İbranice harflerle yazıyorlardı. Yine, kendi aralarında Beytü’l-Midrâs adlı bir kurumun varlığından da söz edilmektedir.352 Kutsal bir kitaba sahip olmalarının yanı sıra, hem eğitim hem de adaleti sağlama amacıyla kurulan bu yer, kendilerine putperest ve okuma-yazma bilmeyen komşuları üzerinde belli bir psikolojik üstünlük de sağlamaktaydı.

340/1. Medine arazisi oldukça geniş düzlükleri olan bir vadidir: Deve sırtında Kuzeyden Güneye, ya da Doğudan Batıya yolculuk bir gün çeker. Vadinin etrafı dağlarla çevrilidir. Vaktiyle fışkıran volkanlar, lavlarıyla bu bölgenin bir bölümünü kaplamış durumdadır. İklimi tatlı, toprağı bereketlidir. Kuyu suları, özellikle Aynu’z-Zerka pek serin ve boldur. Bu sular kadar lezzetlisini başka yerde içmemişimdir. Hurma bahçelerinden elde edilen ürünler yüksek nitelikli, çeşidi bol ve çok büyük miktarlardadır. H. 1. yüzyılda, Medine Suriye’ye buğday ihraç ederdi. Buraya Mekke’de olduğundan daha çok ve sık yağmur yağar ve Mekke’nin güney doğusunda uzanan Taif’in Vecc vadisinin suları Medine’den geçerek Kızıl Deniz’e dökülür. Bu sular, şehrin kuzeyinde Medine’ye ulaşmadan önce Akul adlı bir gölde toplanır ve bazen su bütün yıl burada kalır. 1946 yılındaki ziyaretim sırasında, bölgede bazı göçebeler oturmaktaydı ve bana, Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Türk yöneticilerinin burada gezinti amacıyla tekne ve kayıklarının olduğu söylendi. Bugün şehrin içme suyunu sağlamak için ilave olarak bu göldeki su da kullanıldığı için, Aynu’z-Zerka eski tat ve letafetini yitirmiştir.

340/2. Anayasa belgesinin içeriğini incelemeye geçmeden önce, şu hikmet ve ibret dolu olayı gözler önüne sermek yerinde olacaktır: Medine’de iş başında herhangi bir kral olmadığı, yani bu makam henüz boş olduğu için, Muhammed (AS) burada hiçbir engelle karşılaşmadan en yüksek siyasi başkan olarak tanınmıştı. Şayet önceden bir kral olsaydı, bu kimse kendi peygamberinin lehine de olsa kolayca feragat etmezdi (Bu konu ile ilgili olarak, Constantin’in 323 yılında Hıristiyanlığı kabul etmesi ve dönemin Papa’sı ile olan ilişkiler...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Toplumun örgütlendirilmesi
« Posted on: 26 Nisan 2024, 19:48:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Toplumun örgütlendirilmesi rüya tabiri,Toplumun örgütlendirilmesi mekke canlı, Toplumun örgütlendirilmesi kabe canlı yayın, Toplumun örgütlendirilmesi Üç boyutlu kuran oku Toplumun örgütlendirilmesi kuran ı kerim, Toplumun örgütlendirilmesi peygamber kıssaları,Toplumun örgütlendirilmesi ilitam ders soruları, Toplumun örgütlendirilmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes