> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > İslam Peygamberi > Manevî ve maddî iktidarların ayrılması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Manevî ve maddî iktidarların ayrılması  (Okunma Sayısı 782 defa)
12 Ocak 2011, 06:56:05
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 12 Ocak 2011, 06:56:05 »



Manevî (rûhî) ve Maddî (dünyevî) İktidarların Ayrılması


1442. Daha sonra, İsrail Oğulları daha da ileri gitmişler; maddî (dünyevî) ve manevî (ruhî) iktidarları ayırarak Peygamberin yanı sıra komutanlık görevini de üstlenmiş bir hükümdarlık sistemi geliştirmişlerdir. Kur’an bu önemli olaya değinirken, bir kralda bulunması zorunlu gördüğü ya da öyle görmediği nitelikleri de zikretmektedir:

           “Musa’dan sonra İsrail Oğulları’nın önde gelenlerini görmedin mi? Hani kendilerine gönderilmiş bir peygambere: “Bize bir hükümdar gönder ki (onun komutasında) ALLAH yolunda savaşalım” demişlerdi. O da: “Ya üzerinize savaş yazılır da savaşmazsanız?” demişti. Onlar (şöyle) dediler: “Yurtlarımızdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz halde ALLAH yolunda neden savaşmayalım? Kendilerine savaş yazılınca, içlerinden pek azı hariç, geri dönüp kaçtılar. ALLAH zalimleri iyi bilir. Peygamberleri onlara: “Bilin ki ALLAH, Tâlût’u size hükümdar olarak gönderdi, dedi. Bunun üzerine: Biz, hükümdarlığa daha lâyık olduğumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yönünden geniş imkânlar verilmemişken o bize nasıl hükümdar olur? Dediler. “ALLAH sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. ALLAH mülkünü dilediğine verir. ALLAH herşeyi kuşatan ve herşeyi bilendir” dedi.”347

1443. Bir komutan-kralın ihtiyaç duyduğu şey ne zenginlik ne de dindarlıktır: Böyle bir görev için aranması gereken şey, dünyevî bilimlerin yanı sıra fiziksel yetenekler, askerî ve diplomatik ehliyettir. Bu ayette bir kral seçimi için soylu bir sülaleye mensup olmaktan da bahsedilmiyor. Peygamber (Samuel, İşmuel) böyle biriydi, o dinî ilimlere de vâkıftı; öyle ise kralın daha farklı bir şeye ihtiyacı vardır.

1444. Kur’an’a göre, Tâlût’un yerine geçen Dâvut ve Süleyman’da her iki güç, yeniden aynı ellerde toplanmıştı. Bu ise, hükümet şeklinin, içinde bulunulan koşullara ve halkın tercihine bağlı olduğunu gösterir: ALLAH katında yönetimin bir monarşi ya da oligarşi, ortaklaşa bir saltanat veya daha başka bir devlet yapısı olması hiç fark etmez. Önemli olan, adalet ve halkın refahının sağlanıp sağlanamayacağıdır. Dâvud (AS)’un kıssası özel bir önem taşımaktadır:

           “Dâvud da Câlût’u öldürdü. ALLAH ona (Dâvûd’a) hükümdarlık ve hikmet verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti.”348

           “Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik. (…) Ey Dâvûd! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma, sonra bu seni ALLAH’ın yolundan saptırır. Doğrusu ALLAH’ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır.”349

           “Ve Süleyman Dâvûd’a vâris oldu…”350

1445. Görülüyor ki savaş zamanında askerî savunma ve barış zamanında ise adaletli yönetim, hükümdara özgü iki temel nitelik idi; ve krallığın tevarüs yoluyla el değiştirmesi organik bir süreklilik, Devlet iktidarında da bir devamlılık sağlıyordu. Bununla birlikte, Dâvûd ve Süleyman’ın durumunda olduğu gibi babadan oğula tevarüs yolu ile geçiş Kur’an’a göre kesin bir kural değil, sadece bir vakıa, zorunlu olarak ortaya çıkmış bir olay gibi gözüküyor; zira, bir başka ayette, Kur’an’ın Dâvûd (AS) hakkındaki ifadesi gayet açıktır:

           “Andolsun ki Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebur’da da: “Yeryüzüne iyi kullarım vâris olacaktır” diye yazmıştık.”351

1446. Kesinlikle özel bir mülkiyet olmayan krallığın babadan oğula geçen bir hak olduğu iddia edilemez; ancak tercih yapılırken esas olan, adayın birikim ve yatkınlığı ve özellikle de, hakkı ve adaleti gözetmesidir.

1447. Süleyman Peygamber zamanında Yemen’de ortaya çıkan Sebe’ krallığı, Kur’-an’daki güzel bir tasvirle hatırlatılır. Süleyman (AS), Saba Melikesi’ne bir mektup yazınca, kraliçe de “meclisini” toplayıp şöyle demişti:

           “(Süleyman’ın mektubunu alan Sebe’ Melikesi:): “Beyler, Ulular! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı” dedi. “Mektup Süleyman’dandır, rahmân ve rahîm olan ALLAH’ın adıyla (başlamakta)dır.” “Bana baş kaldırmayın, teslimiyet gösterip bana gelin” diye yazmaktadır.” (Sonra Melike) dedi ki: “Beyler, Ulular! Bu işimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanımda olmadan (size danışmadan) hiçbir işi kestirip atmam.” Onlar şu cevabı verdiler: “Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız; buyruk ise senindir; artık ne buyuracağını sen düşün.”352

1448. Kur’an, başka ayrıntılara girmeksizin bir Tübba’dan (Yemen Kralı) bahseder.353 Tübba’ın saltanatı hemen hemen İslâmiyet’in ortaya çıkışına dek sürmüştür. Bunların anayasal düzenleri üzerinde durmakta da yarar vardır.354

1449. Kur’an aynı şekilde, insanların davranışlarıyla ilgili, gerek kral gerekse sıradan insanların uymaları gereken ve ilâhî vahye dayalı bir takım kural ve kanunlardan bahseder. Bu hukuk kurallarını ifade etmek için, Kur’an birçok terim kullanmıştır: sahîfe ve zübür, her ikisi de sayfa, yaprak anlamına gelir; kitâb öğüt ve talimatların yazılı olarak bir araya getirildiği şeydir; ve nihayet elvâh da Musa (AS) kıssasında geçen levhalar, yani tuğladan tabletlerdir. Aynı şekilde, yümlil (yazı yazdırmak) kökünden gelen İbrahim’in millet’i de herhalde aynı anlama gelmektedir.

1450. Kur’an, kralların kötü tutumları karşısında hoşnutsuzluğunu dile getirir ve zorbalığa (tiranlığa) körü körüne itaat etmekten sakındırır. Örneğin, limanlarına gelen yabancıların güzel gemilerine el koyan hükümdarı kınar.355 Aynı şekilde kötü kralların savaştaki tutumlarını yerden yere vurur:

           “Hükümdarlar bir ülkeye girince orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır.”356

           Yine, Firavun’un İsrail Oğullarına yaptığı zulüm Kur’an’da birçok kez kınanmıştır. Örneğin:

           “Biz ise o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (kutsal topraklara) varis kılmak istiyorduk. Ve o yerde onları hakim kılmak; Firavun ile Hâmân’a ve ordularına, onlardan (İsrail Oğullarından gelecek diye) korktukları şeyi göstermek (istiyorduk).”357

1451. Muhammed (AS) de şöyle buyurmaktadır:

           “Yaratıcı’ya başkaldırı anlamına gelecek hiçbir konuda yaratılmış (insanlar)a itaat söz konusu olamaz.”358

Seçimler ve Temsilciler

1440. Kur’an’da anlatılan Musa kıssasında, Çıkış’tan sonra cemaatin temsil edilme sorununa değinilmekte ve delege tespiti için bir tür seçimden bahsedilmektedir

           “Musa, belirlediğimiz vakitte kavminden yetmiş adam seçti.”346

1441. Kur’an, bu seçimin nasıl yapıldığını, seçim mi, atama mı yoksa daha başka bir yöntemle mi belirlendiğini açıklamamaktadır. Ancak kalabalık bir cemaat olması halinde, tam yetkili temsilciler halkın bütünü adına hareket etme hakkına sahiptiler. Seçimin yöntemi ikinci planda gelir; önemli olan, halkın bu seçimi sonucunu kabul etmesidir.


346 Vâhidî, Esbâbu’n-Nuzûl, s. 195.

347 Makrızî, I, 481, Tefsir-i Taberî’den naklen, XI, 18, 9/107.

348 Şe’mi, Sîre Gazvetu’s-Sevîk (C. 4) s. 259.

349 Corpus des documents sur la diplomatie musulmane adlı makalem, Nº 1, § 4-11.

350 İbn Hişâm, s. 802-3 (Arap kabileleri için); İbn Hanbel, Nº 2212 (Yahudi kabileleri için), 3434.

351 Agânî, XIII, 124.

352 İbn Hişâm, s. 383, 388, Hıristiyanlar için bk. S. 401; Buhârî, Kitab 65, 3. Bab, 9 no’lu hadis.

353 Buharî 96/17, Nº 18.

354 Arapça metin, İbn Hişâm, Ebû Ubeyd ve İbn Ebî Hayseme vs. kaynak gösterilerek el-Vesâ’iku’s-Siyasiyye adlı eserimizde 1 no’lu belge olarak yer almıştır. Fransızca çevirisi için Documents ve Corpus adlı eserlerimize; diğer çeviriler için ise Wellhausen, Skizzen, IV/2; Caetani, Annali, I: 43 vd; Wensinck, Mohammad en de Joden, s. 78 vd.; Majid Khaddûri, War and Peace in the Law of Islam, Baltimore, 1955, s. 106-109 vs. adlı eserlere bakılabilir.

355 Örneğin Ebu Ubeyd, § 518.

356 A’lâ: 87/19.

357 İbn Hanbel, IV, 141, nº 10, Muslim, 15/457.




[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 12 Ocak 2011, 06:58:33 Gönderen: Hadice »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Manevî ve maddî iktidarların ayrılması
« Posted on: 23 Nisan 2024, 12:31:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Manevî ve maddî iktidarların ayrılması rüya tabiri,Manevî ve maddî iktidarların ayrılması mekke canlı, Manevî ve maddî iktidarların ayrılması kabe canlı yayın, Manevî ve maddî iktidarların ayrılması Üç boyutlu kuran oku Manevî ve maddî iktidarların ayrılması kuran ı kerim, Manevî ve maddî iktidarların ayrılması peygamber kıssaları,Manevî ve maddî iktidarların ayrılması ilitam ders soruları, Manevî ve maddî iktidarların ayrılmasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes