> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > İslam Peygamberi > Madde ve mânânın birleştirilmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Madde ve mânânın birleştirilmesi  (Okunma Sayısı 617 defa)
12 Ocak 2011, 06:44:22
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 12 Ocak 2011, 06:44:22 »



Madde ve Mânânın (cismânî olanla rûhânî olanın) Birleştirilmesi


1467. Romalılar daha işin başında jus (akla dayanan hukuk) ile fas’ı (dinî hukuk)birbirinden ayırmışlardı; İsrail Oğulları hem bir peygambere hem de bir krala sahip idiler. İsa’ya atfedilen bir söz vardır: “Sezar’a ait olanı Sezar’a, Allah’a ait olanı Allah’a verin.” Budistler ve Brehmenler de, dünya hayatını hor görüp terk etmenin dindar insanın ideali olduğu üzerinde dururlar. Ancak, bilindiği kadarıyla hayatlarında bu ideali uygulayanlar her toplumda çok az sayıdadır ve bu ideal sâdece tavsiye edilmiş, ancak yaptırımlarla desteklenmemiş olduğundan, özlenen ahlâki seviyenin bu toplumun çoğunluğunu oluşturan vasat insan’da yüksek olma ihtimali pek yoktur. Vasat insanın iyi davranışlar sergilemesi için yaptırımlara ihtiyacı vardır.

1468. Burada “cismanî” ve “ruhânî” kavramlarının Müslümanlarda ve Hıristiyanlarda farklı bir biçimde algılandığını belirtmek çok önemli gibi görünüyor. Tarihsel evrimi ne olursa olsun, Kur’an’da neredeyse yüz kez kullanılmış olan din sözcüğünün çok sayıda anlamı vardır: Bu kelime, “insanın hem bu dünyadaki hem de ahiretteki hayat düzenine” göndermede bulunur. Kelime anlamı “boyun eğme”, yani bireysel ya da toplumsal davranış bakımından ilahî iradeye itaat etmek demektir. Bu bağlamda İslâm ve din sözcükleri eşanlamdırlar. Batı dillerinde kullanılmakta olan “religion” sözcüğünün İslâm’da karşılığı yoktur. Ayrıca, Müslümanlarda din adamları (ruhbanlık) da yoktur: İnsan ile Allah arasındaki ilişkiler aracısız ve kişiseldir. İslâm’da işler “dinsel olan” ve “dinsel olmayan” yerine, “dahilî” ve “harici” şeklinde ayrıma tabi tutulur. İster ibadet ve tapınma isterse din dışı konular söz konusu olsun, Devlet hep insanın dışa yansıyan eylemleriyle ilgilenir. Belirtmek gerekir ki, her ferdi gerek maddî-dünyevî, gerekse manevî-ruhî bakımdan uyum içerisinde eğitip geliştirme endişesi taşıyan İslâm Devleti, hem dinî hem de dinî olmayan konulara eşit derecede önem verir. Ancak insan ile Allah arasındaki ilişkiler, kendi mahremlikleri çerçevesinde Devletin yetki sınırlarının dışında kalır: İşte dahilî ve harici konular arasındaki ayrım burada yatmaktadır. Niyeti ve güdüleri, samimiyeti ve kanaatleri bireyin kendisine bırakılmıştır; işin gerisi Devlete aittir: Müslümanlara cemaat namazlarında imamlık yapan da, ülkeyi yöneten de hep bu Devlet Başkanıdır. Bu durum, dünyevî ve manevî-ruhî meseleler arasında bir denge kurmakla kalmaz, aynı zamanda zayıfların daha az fenalığa sapacağı ve insan kişiliğinin sağlam ve güvenli bir biçimde gelişmek için her türlü imkâna sahip olduğu bir ortam meydana getirir. Çünkü devletin sahip olduğu kaynaklar, hem maddî hem de manevî hedefler için elverişli durumdadır.

1469. Bir uyarı sözcüğü: İslâm’da madde ile mânanın bu şekilde birleştirilmesi, kimi zaman çok hassas bir hal alan ilahiyat tartışmalarının, siyasetin ve gündelik yaşamın temeli haline geleceği anlamını taşımaz. Bu birleşme, iç ya da dış politika sorunlarının inananların dini ile ilgili temel bir konu teşkil etmelerini de gerektirmez. Din ve siyâset hiç kuşku yok ki apayrı iki alandır: Birisi insanın Yaratıcısı ile ilişkilerini, diğeri ise insanın insanla ilişkilerini ele alır. Muhammed (AS)’ın uygulamaları (sünneti) ve din bilginlerinin bilimsel görüş ve içtihatları bize sadece şunu öğretmektedir: Müslüman bir devlet başkanının siyasal bir konudaki tutum ve davranışı kendi ruhî-manevî alemi ile aynı kaynağa, yani Allah’ın vahiy yoluyla bildirdiği buyruğu olan Kur’an’a dayanmalıdır. İster bir hükümdar isterse basit bir tebaa olsun, istisnasız olarak insanın her işinde hakemliğine başvurulması gereken merci, bu ilahi kanundur. Başka bir ifade ile, ne siyaset ahlâktan ve ne de ahlâk realiteden mahrum ve uzak olmalıdır. İnsanın insan olmayı hak etmesi için, her ikisinin karşılıklı olarak birbirlerini tamamlaması gerekir. Muhammed (AS)’in hayat hikâyesini yazan çağdaş siyer bilginlerinden Hind-Pakistanlı Seyyid Süleyman Nedvî’nin (öl. 1953) haklı olarak işaret ettiği gibi, “Allah Elçisi Muhammed (AS) bu dünyaya, her iki dünyanın da rahmet ve bereketi ile gelmiştir: O sadece Cennet’i müjdelemekle kalmamış, bunun yanı sıra, bu dünyada Allah’a endişe ve korkudan uzak bir şekilde ibadet edilebilmesi ve Allah’ın hükümranlığının tüm yeryüzünde tesis edilebilmesi için, bu fani dünyadaki hükümranlıkla ilgili müjdeleri de bildirmiştir. Kur’an’da şöyle buyurulmaktadır:

           Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm’ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vaat etti. Çünkü onlar bana kulluk ederler; hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkârlardır.”378

1470. İnsanın gayret ve çabalarını yönlendirmesi gereken ideal, Kur’an’ın birçok ayetinde şu şekilde belirtilmiştir

a)  “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi Cehennem azabından koru!”379

b) Bu dünyada güzel davrananlara, güzel mükâfat vardır. Ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu gerçekten güzeldir.”380

c)  “Allah da onlara dünya nimetini ve (daha da önemlisi), ahiret sevabının güzelliğini verdi. Allah, iyi davrananları sever.”381

1471. “Bu dünyada elde edilecek ödül” egemenlik, şan ve şöhret, maddî refah vb. dir. İnsanın, çevresinde dönüp durmakta olan şer güçlere karşı bir mücadeleye girişmeksizin bunları elde edebilmesi mümkün değildir. Bu fani dünya ile ilgili ödül, aynı zamanda bazı yükümlülüklerin yerine getirilmesini gerektirir:

d) “Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, onları dünyada güzel bir şekilde yerleştireceğiz. Eğer bilirlerse, ahiretin mükâfatı elbette daha büyüktür.”382

e)  Allah kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür, galiptir. Onlar (o müminler) ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı kılar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten sakındırırlar. İşlerin sonu Allah’a varır.”383

1472. Bu sonuncu ayette bize, bir yandan Kur’an’a göre dini ibadetlerin ve devlete ödenen vergilerin birbirinden ayrılamayacağı gösterilirken, öte yandan kanunlara, emirlere ve yasaklara uyulmasını sağlamak için, Müslümanların gerekirse zor kullanarak devlete destek ve yardımcı olmaları gerektiği bildirilmektedir. İyilik ve kötülüğü (hayrı ve şerri) bildirdikten sonra, birey bunlara uyma ya da uymama konusunda özgür bırakılamaz; bazı yaptırımlar da gerekir. Vicdan asla göz ardı edilemeyeceği gibi, bu özgürlüğün gelişi güzel kullanılarak ahlâkî ve toplumsal yozlaşmaya zemin hazırlamasına izin verilemez.


378 İbn Hişâm, s. 421.

379 A.g.e., s. 423.

380 A.g.e., s. 421.

381 Belazurî, Ensâb, I, § 651.

382 El-Vesâ’ik adlı eserimde (Nº 159) belirttiğim gibi, anlaşmanın sondan ikinci cümlesinin kelimesi kelimesine anlamı muhtemelen “Ve bu görevlerini yapmaları karşılığında, Allah’ın ve onun Elçi’sinin güvencesi söz konusu olacaktır” şeklinde olmalıdır.

383 İbn Hişâm, s. 421.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Madde ve mânânın birleştirilmesi
« Posted on: 08 Mayıs 2024, 19:56:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Madde ve mânânın birleştirilmesi rüya tabiri,Madde ve mânânın birleştirilmesi mekke canlı, Madde ve mânânın birleştirilmesi kabe canlı yayın, Madde ve mânânın birleştirilmesi Üç boyutlu kuran oku Madde ve mânânın birleştirilmesi kuran ı kerim, Madde ve mânânın birleştirilmesi peygamber kıssaları,Madde ve mânânın birleştirilmesi ilitam ders soruları, Madde ve mânânın birleştirilmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes