> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > İslam Peygamberi > İslam Peygamberi’nin hayatını niçin inceliyoruz ?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslam Peygamberi’nin hayatını niçin inceliyoruz ?  (Okunma Sayısı 1220 defa)
19 Ocak 2011, 11:34:18
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 19 Ocak 2011, 11:34:18 »



İslam Peygamberi’nin Hayatını Niçin İnceliyoruz ?


1. Hamd, Alemlerin Rabbi olan Allah’adır; ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım dileriz. Cenab-ı Hakk’ın salât ve selâmı üzerine olsun, insanlığın hayrı için yapmış olduğu her şey için Hazret-i Muhammed (AS)’e hürmet ve şükranlarımızı arz ederiz!

2. ‘Allah’ın Elçisi’ kavramı ülkelere, yörelere ve çağlara göre farklılık gösterebilir. Müslümanlar nezdinde insan, tüm yaratılmışlar içerisinde en saygıdeğer olanı, ve Allah’ın elçisi de insanlar arasında en saygıdeğer ve en kâmil olanıdır. Bu da kuşkusuz insanlığın en güzel özellikleri olarak görülmektedir.

3. İnsan hayatı, maddi ve manevi olmak üzere iki büyük bölüme ayrılmıştır. Bu iki alan arasında dengeli bir uyum sağlamak ve diğer insanlara böyle bir hayatın uygulanabilir bir örneğini vermek: Şu fani insanlara rehberlik edecek birinin ideali işte bu olacaktı.

4. Tarih, hayatları izlenmeye değer en güzel örneklerle dolu olan sayısız kral, alim, aziz vb. kişilere tanık olmuştur. Peki, vefatının üzerinden ondört yüzyılı aşkın bir zaman geçtiği, bu arada bilim inanılmaz ilerlemeler kaydettiği ve hatta kendi hayatımızdaki durum ve kavramlar bile derin değişikliklere uğradığı halde, diğerleri gibi bir insan olan Muhammed (AS)’ın hayatını incelemeye neden gerek duyuyoruz?

5. Bir Müslüman için bu sorunun cevabı gayet basittir: Kişi, kendi hayatında Rehber’inin (Resulullah’ın) yolunu izlemiyorsa Müslüman olamaz. Ama henüz Sîret’in (Muhammed AS’in hayat hikâyesi) ayrıntılarını bilmeyen bir kimse için, bazı hususları hatırlatmakta yarar vardır:

    a. Onun öğrettikleri bizzat kendi denetimi altında kaleme alınmış ve güvenilir bir biçimde sonraki nesiller için muhafaza edilmiştir. Çeşitli büyük dînî önderler arasında, Muhammed (AS), zaman zaman Cenab-ı Hakk’tan aldığı ilahi vahiy ve buyrukları sadece kendi çevresindekilere tebliğ etmekle kalmamıştı. O, aynı zamanda bu buyrukları kâtiplerine yazdırmak ve bunların örneklerinin ashabı arasında çoğaltılmasını sağlamak gibi ince bir düşünceye de sahipti. Onun öğrettiği şeylerin korunup muhafaza edilmesi, bu vahiy metinlerinin Müslümanlar için ibadetleri esnasında okunması suretiyle dini bir vecibe haline gelmişti. Bu durumda, ilahi metinlerin ezbere öğrenilmesi gerekiyordu. Bu vahiyleri, yani Kur’an’ın yazılı örneklerini edinme ve bunları bir bütün halinde ezberleme uygulaması kesintisiz sürdürüldü. Bu iki yöntemden (yazılı örnekler ve ezberleme) her biri, ilahi mesajın, vahyedildiği esas dilde özgünlüğünden bir şey yitirmeksizin aktarılmasında birbirlerini desteklediler. Bu Kur’an metni, Tevrat ve dört İncil’in birlikte oluşturduğundan daha kapsamlıdır. Öyleyse onun, insan hayatının tüm alanlarıyla ilgili emir ve talimatlar içermesine şaşırmayalım.

    b. Muhammed (AS) hiçbir zaman Allah’ın Elçisi olma şerefini tekelinde bulundurduğunu iddia etmemiş, aksine, kendisinden önce de Allahu Teâlâ’nın bütün milletlere benzer elçiler gönderdiğini belirtmiştir. Adem (AS), İdris (AS), Nuh (AS), İbrahim (AS), Musâ (AS), Davud (AS), İsa (AS) gibi bunlardan kimilerinin adını vermiş ve adlarını anmadığı daha birçoğunun bulunduğunu da ilave etmiştir. O, sadece ezeli ve ebedî hayatı yeniden inşa etmek ve önceki peygamberlerin insanlara tebliğ ettikleri ama Adem ve Havva’nın soyundan gelenlerin can sıkıcı tarihlerinde baş gösteren savaş ve ihtilaller sonucunda bozulup kaybolmaya yüz tutan şeylere güncellik kazandırmak gibi bir işlevi olduğunu da bildirmiştir. Muhammed (AS)’ın, ilahi tebliğinin, Allah’ın kendisinden sonra yeni bir elçi göndermeye ihtiyaç duymayacak biçimde, el değmemiş ve bozulmamış bir halde kalacağına olan inancı tamdı. Gerçekten biz bugün, Kur’an ve Hadis’i aslî dilleri ile elimizde bulundurmaktayız. Ve bu dil hala canlılığını korumaktadır.

    c. Tebliğinin daha ilk gününden itibaren, Muhammed (AS) tüm dünyaya hitap eder: O, herhangi bir millet ya da dönemle kendisini sınırlandırmamıştır; ırk ve sınıf farklılığı gözetmez: İslâm’a göre, insanlar arasında mutlak eşitlik ve isteyerek yapılan eylemlerdeki bireysel üstünlük esastır.

    d. Mutlak şer gibi mutlak kötülük de, insan topluluklarında az rastlanan istisnalar olup, çoğunluk “vasat insan” sınıfına dahildir. Muhammed (AS) ilgi alanını insanlar arasındaki “meleklerle” sınırlandırmamıştır: Onun tebliği esasen insanların büyük çoğunluğunu oluşturan sıradan insanlara yöneliktir. Kur’an’ın ifadesiyle insanoğlu “hem bu fani alemde hem de öte dünyada iyiliği ve hayrı”1 aramalıdır.

    e. İnsanlık tarihi büyük krallardan, büyük fatihlerden, büyük reformculardan, büyük velilerden vb. uzak olmamış, ancak bunların her biri sadece kendi ilgi alanlarında bir değer ifade etmişlerdir. Tüm bu farklı özelliklerin tek bir insanda toplanması, -Muhammed (AS)’ın durumunda olduğu gibi-, çok ender bir durum olmakla kalmayıp, fakat aynı zamanda öğrettiklerinin muhataplarınca uygulanma imkanı bulduğu bir durum oluşturur. Bu konuda, geçmiş deneyimlere dayalı uygulamalarla belirlenen dengeli bir yaklaşım sergilenmiştir.

    f. Reformcu bir kişilik olarak, Muhammed (AS)’ın, günümüz dünyasının en büyük dinlerinden biri olan, hala canlı bir biçimde varlığını sürdüren ve kayıpları, gündelik kazançlarıyla karşılaştırıldığında neredeyse gözardı edilebilir nitelikteki bir dinin önderi olduğunu söylemek yeterlidir. Allah’ın sevgili bir kulu ve kendisine emredilen ilahi buyrukları uygulayan biri olarak, Muhammed (AS)’ın hayatının masum ve söz götürmez olduğunu görürüz. Toplumsal bir örgütleyici olarak, O’nun, her şeyin karmakarışık olduğu bir ülkede işe sıfırdan başladığını ve on yıl sonunda, Irak ve Filistin’in güney bölgeleriyle birlikte Arap Yarımadası’nın tamamını kapsayan 3 milyon km2yi aşkın alana sahip bir Devlet kurduğunu biliyoruz. Bu devleti emanet bıraktığı halefleri, onu, kendisinden sonra, onbeş yıl gibi kısa bir süre içinde Avrupa,2 Afrika ve Asya gibi üç kıtaya yaydılar. Kendi komutasında yapılan savaşlarda, her iki tarafın kayıplarının tamamı bir kaç yüz kişiyi aşmamış; bununla birlikte tüm bu topraklarda mükemmel bir itaat sağlanmıştı. Gerçekten de o, bedenlerden ziyade gönüllere hükmediyordu. Hayattayken görevini tebliğde elde ettiği başarı, Veda Haccı sırasında Arafat’ta yaklaşık 150.000 kişilik bir mümin topluluğuna hitap edecek kadar büyük olmuştur. Halbuki çok sayıda Müslüman da, bu tarihi olay sırasında kendi memleketlerinde kalmıştı, zira her yıl Hacc’a gitmek zorunlu değildir.

    g. Muhammed (AS), kendisini asla müminlere buyurduğu kuralların üstünde görmüyordu: Aksine O, ashabına emrettiğinden çok daha fazla namaz kılıyor, oruç tutuyor ve sadaka veriyordu. İlerde de göreceğimiz gibi, O, hem barış hem de savaş dönemlerinde, düşmanlarına karşı adil ve merhametli davranıyordu.

    h) Öğrettiği şeylere gelince: O insan hayatının tüm yönleriyle, inanışlar, ruhî ve manevi uygulamalar, ahlâk, ekonomi, siyaset, kısacası bireysel ya da ortaklaşa, ruhsal ya da dünyevî hayata dair her şeyle ilgilenmiş, tüm bunların yanı sıra da kendi güzel örneğini bırakmıştır.

6. Öyleyse, onun hakkında karar vermeden önce bu hayatın incelenmesi gerekir.


DİPNOTLAR

 

1 Bakara: 2/201.

2 İspanya’nın bir bölümü H. 27 (M. 647) yılında Halife Osman tarafından fethedilmişti. Bk. Taberî, I, 2817; Belazurî, Fütûh, s. 408. Daha geniş bilgi için, bk. “Halife Osman dönemi H. 27 yılında Endülüs’ün Fethi” konulu Arapça makalemiz, İslam Tetkikleri Enstitüsü Dergisi (İstanbul Üniversitesi), VII/1-2, 1978.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslam Peygamberi’nin hayatını niçin inceliyoruz ?
« Posted on: 20 Nisan 2024, 07:51:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslam Peygamberi’nin hayatını niçin inceliyoruz ? rüya tabiri,İslam Peygamberi’nin hayatını niçin inceliyoruz ? mekke canlı, İslam Peygamberi’nin hayatını niçin inceliyoruz ? kabe canlı yayın, İslam Peygamberi’nin hayatını niçin inceliyoruz ? Üç boyutlu kuran oku İslam Peygamberi’nin hayatını niçin inceliyoruz ? kuran ı kerim, İslam Peygamberi’nin hayatını niçin inceliyoruz ? peygamber kıssaları,İslam Peygamberi’nin hayatını niçin inceliyoruz ? ilitam ders soruları, İslam Peygamberi’nin hayatını niçin inceliyoruz ?önlisans arapça,
Logged
19 Ocak 2015, 00:14:51
Derya 7/B

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 285


« Yanıtla #1 : 19 Ocak 2015, 00:14:51 »

O insan hayatının tüm yönleriyle örnek olan kişidir
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes