> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > İslam Peygamberi > Hükümet yönetimi ve danışma istişâre
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hükümet yönetimi ve danışma istişâre  (Okunma Sayısı 544 defa)
12 Ocak 2011, 06:35:36
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 12 Ocak 2011, 06:35:36 »



Hükümet Yönetimi ve Danışma (istişâre)


1481. İslâm Hükümetinin temelinde danışma (meşveret) yatar. Bu danışmanın şekli ve nasıl uygulanacağı insanın tercihine bırakılmıştır. Ancak önemi Kur’an’da defalarca ele alınmıştır:

a)  “(…Ey Muhammed!) İş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da Artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.”394

b) “Size verilen şey, yalnızca dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha iyi ve daha süreklidir. Bu mükâfat, iman edenler ve Rablerine dayanıp güvenenler içindir. Onlar, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar, kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar. Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızktan da harcarlar.”395

c) “(Karar verdikten sonra artık) Onlara yakışan, itaat ve güzel sözdür. İş ciddiye bindiği zaman Allah’a sadakat gösterselerdi, kendileri için daha hayırlı olurdu.”396

1482. Bu sonuncu ayet açıkça göstermektedir ki, söz konusu danışma meclisinin kararı herhangi bir nedenle kabul edilsin ya da edilmesin, diğerleriyle tam bir dayanışma içinde olmalıdırlar. Ancak Kur’an, Devlet Başkanının danışma meclisinin (Şûra’nın) kararını veto etme hakkı olup olmadığını açıkça göstermemektedir. Muhtemelen dönem ve günün koşulları göz önünde tutularak bu kararı bizzat halkın vermesi daha uygun görülmüştür. Hiç kuşkusuz, bir karar Şura’da çoğunlukla ya da oybirliğiyle alınmış olsa bile, eğer Kur’an’da belirlenen ilkelere ters düşüyorsa bir değer ifade etmeyecektir. Devlet Başkanının böyle bir kararı reddetmesi gerekir (Krş. En’âm: 6/114-7).

1483. Resulullah (AS)’ın uygulamaları, dinî olmayan konularda danışmanın bu yönü ile ilgili olarak bize ışık tutmaktadır. Pek yakın sahâbelerinden biri bize şöyle anlatır:

           “Arkadaşlarına Resulullah’tan daha çok danışan hiç kimse görmedim.”397

           Ya da:

           “Allah’ın Elçisi, Ebû Bekir ve Ömer’e şöyle dedi: “Siz ikiniz bir noktada mutabık iseniz ben buna karşı çıkmam.”

           Râvi şöyle ekliyor:

           İbn ‘Abbâs’a göre onlar, Peygamberin iki bakanı (veziri) idiler.398

           Bir başka hadisinde de Muhammed (AS) şöyle buyurmuştur:

           “Eğer Müslümanlara (Şûra-yı Müslimîn’e) danışmaksızın birisini başkan tayin edebilmem mümkün olsaydı, İbn Umm Abd’ı (Abdullah İbn Mes’ûd) tâyin ederdim.”399

           İşte bu konu ile ilgili bazı somut örnekler:

1484. (a) Resulullah (AS) Medine’ye geldiğinde, namaza davet için en uygun aracın ne olduğu konusunda sahabeleri ile görüş alış verişinde bulundu. Kimileri ateş yakılmasını, bir kısmı Yahudiler ya da Hıristiyanlar gibi boru ya da çan çalınmasını önerdiler; bir başkası ise rüyasında bir insanın “gür sesiyle ezan okuduğunu” gördüğünü söyledi. Ve Peygamber bu tarzı kabul etti.400 Diğer öneriler ise reddedilmiş oldu.

           b) Medineli Müslümanlar, bir anlaşma yaparak, kendi akrabalarını korudukları gibi Resulullah (AS)’ı da koruyacaklarına ant içmişlerdi. Bedir seferi sırasında, Mekkeli müşrik ordusunun geldiği öğrenilince, Resulullah (AS) savaşa çıkılıp çıkılmayacağına karar vermek üzere genel meclisi toplantıya çağırdı. Mekke kökenli (Muhacir) Müslümanların hep birlikte yardıma hazır oldukları konusunda güvence vermeleriyle yetinmeyip, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aranızda görüştükten sonra kararınızı bana bildiriniz.” O zaman Medineli Müslümanların (Ensâr) temsilcisi ayağa kalktı ve Resulullah (AS)’ın özellikle kendi görüşlerini sorduğundan emin olduktan sonra, O’na tam anlamıyla dayanışma içinde olduklarını bildirdi. Bu durum Resulullah (AS)’ın çok hoşuna gitti.401 Medineli birlikler kendisine katılmayı kabul etmeselerdi, savaşa girişmeyecekti.

           c) Bir yıl sonra, Uhud savaşı sırasında, Resulullah (AS)’ın kişisel görüşü, düz ve çıplak bir ovada bir savaşa tutuşmaktansa, şehirde kalarak düşman saldırısını beklemekti. Ancak, anlaşıldığı kadarıyla çoğunluğu oluşturan karşı tarafın ısrarı karşısında bu düşüncesinden vazgeçti. Bin kişi ile şehirden dışarı çıktı. Bir süre sonra Medineli “Müslümanlardan” üçyüz kişilik bir grup, açıkça döneklik anlamına gelen amaçları doğrultusunda ordudan ayrıldılar. Bunlar münafıklar idi. Resulullah (AS), onlara rağmen savaşa girdi. Şunu belirtmek gerekir ki, oldukça önemli sayıda Medineli, Resulullah (AS)’ı desteklemek üzere yanında kalmıştı.402 Ancak savaş meclislerinden konumuzla ilgili fazla abartılı sonuçların da çıkarılmaması gerekir.

           d) Bedir’deki ilk savaşta esir alınanların durumu görüşüldüğü sırada, Ömer, bunların hepsinin öldürülmesi teklifinde bulundu; Ebû Bekir ise fidye karşılığında serbest bırakılmalarından yana idi. Resulullah (AS) bu sonuncu görüşü kabul etti.403 Ancak rivayette bu iki ayrı görüşün taraftarlarının sayısı açıkça bildirilmemektedir. Çünkü o dönemde oylar sayılmıyordu.

           e) Hendek savaşı sırasında, Resulullah (AS) kuşatmaya katılan düşman birliklerinden birini, kendilerine bir miktar Medine hurması vermek suretiyle saf dışı bırakıp düşmanı zayıflatmak istemişti. Medine’nin önde gelen başkanlarından biri, ekonomik nedenlerden dolayı değil de, sadece gururuna ve izzet-i nefsine dokunduğu için, bu uygulamaya karşı çıktı. Resulullah (AS) da söz konusu düşman kabilesinin başkanına yapılan teklifi geri çekti.404

           f) Hudeybiye seferi sırasında, Resulullah (AS) Mekkelilerin müttefiki olan ve İslâm aleyhine bir kaynaşma içinde bulunan Ehâbîşlere karşı harekete geçmek istedi, ancak Ebû Bekir’in tavsiyesi üzerine kararından döndü ve doğruca Hudeybiye’ye gidildi.405

           g) Hudeybiye barış anlaşmasıyla ortaya çok önemli bir durum çıkmıştır: Bu barış anlaşmasının Müslümanlar aleyhine görünen elverişsiz koşulları herkesi üzmüş ve Ömer gibi bazı insanlar bu durumdan duydukları hoşnutsuzluğu açıkça dile getirmişlerdi. Ancak Resulullah (AS) şöyle buyurdu: “Allah bu koşulları kabul etmemi bana vahiyle emretti.” Bu hadis, söz konusu hukukî soruna bir çözüm getirmemekle birlikte, bir Müminin elini kolunu bağlayıcı niteliktedir. Zaten ilâhî vahiyler Resulullah (AS) ile birlikte son bulmuştu. Din dışı konularda onun yerine geçecek olan halifeleri ise böyle bir ayrıcalığa sahip değillerdi.

           h) Son olarak, H. 8 yılında ortaya çıkan Hevâzinli esirlerin durumunu hatırlatalım. Köle kapsamına giren kadın ve çocukların da bulunduğu ganimetlerin dağıtımından sonra, mağlup kabileden bir heyet İslâm’a geçtiklerini bildirmek ve mallarının ve savaş esirlerinin iadesini istemek üzere Resulullah (AS)’ın huzuruna çıktı. Muhammed (AS) şöyle buyurdu: Mallarınızdan ya da esirlerinizden birini seçiniz.” Heyettekiler bu sonuncuları, yani esirleri seçti. Ashabını bir araya toplayan Resulullah (AS), Hevâzinlilerin İslâm’ı kabul ettiğini ve kararının, ganimetin paylaşımı sırasında kendisine ve kabilesinin mensuplarına düşen bütün esirlerin geri verilmesi yönünde olduğunu bildirdi. Bazı kabile başkanları onun tutumunu izlerken, kimileri karşı çıktılar. Resulullah (AS) bir tercih yapılmasını isteyerek her kabilenin içinde bulunan aile temsilcilerini huzuruna çağırdı. Sonunda, sadece iki kabilenin esirlerini bedelsiz olarak serbest bırakmak istemedikleri ortaya çıktı. Bunun üzerine Resulullah (AS), dik kafalılık ederek karşı çıkan bu kabilelere devlet hazinesinden (Beytü’l-Mâl) uygun bir tazminat ödenerek esirlerin serbest bırakılmasını emretti.406

1485.  İtiraf etmeliyim ki bu çok sayıdaki istişare örneklerine rağmen veto sorunu hakkında bir karara varmak oldukça zordur. İzlenimlerimize göre İslâm, göründüğü kadarıyla devlet başkanının veto hakkı konusunda lehte ya da aleyhte bir hüküm koymamıştır. Dönemin koşullarına ve başkanın kişisel yeteneklerine göre bu hakkı ona tanıyıp tanımamak, başkanı seçecek olan kimselerin elindedir. Bir kez daha yineleyelim ki, İslâm Devletinin bütün yasama ve idarî kararları daima Kur’an ve hadisler doğrultusunda ve bunlara bağlı olmalıdır.


394 İbn Hişâm, s. 454.

395 A.g.e., s. 459; Taberî, I, 1337-8.

396 Buhârî, 56: 140; İbn Sa’d, II/I, s. 111.

397 İbn Hişâm, s. 459; Taberî, I, 1337-8.

398 İnsan: 76/8-9.

399 İbn Hişâm, s. 458.

400 A.g.e., s. 460.

401 Enfâl: 8/17. (Tefsir ve meallerde, burada atılan şeyin Resulullah (AS)’in Kureyş üzerine attığı bir avuç toprak, askerlerin attığı mızrak ya da yaptıkları kılıç hamleleri olduğuna işaret edilmektedir. Çeviren)

402 İbn Hişâm, s. 444.

403 A.g.e., s. 461.

404 A.g.e., s. 555; Şe’mî, Sîre, Uhud maddesi, IV, 271.

405 İbn Hişâm, s..

406 A.g.e., s. 547; Taberî, I, 1374.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hükümet yönetimi ve danışma istişâre
« Posted on: 19 Nisan 2024, 06:17:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hükümet yönetimi ve danışma istişâre rüya tabiri,Hükümet yönetimi ve danışma istişâre mekke canlı, Hükümet yönetimi ve danışma istişâre kabe canlı yayın, Hükümet yönetimi ve danışma istişâre Üç boyutlu kuran oku Hükümet yönetimi ve danışma istişâre kuran ı kerim, Hükümet yönetimi ve danışma istişâre peygamber kıssaları,Hükümet yönetimi ve danışma istişâre ilitam ders soruları, Hükümet yönetimi ve danışma istişâreönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes